Bulgaristan’ın başkenti Sofya’daki Ayasofya Kilisesi’nin altında yer alan arkeolojik bölüm, görenleri hayrete düşürüyor. Ziyarete de açılan ve müze haline getirilen kilisenin altında bölümde, azizlerin defnedildiği 100 mezar ve eski çağlara ait tam 4 kilise kalıntısı bulunuyor. Labirenti andıran koridorlar sayesinde farklı zaman katmanları geçilebiliyor. Şu andaki kilisenin 6. yüzyılda tamamlandığı tahmin edilirken, yer altında bulunan kalıntılarda 4. yüzyıla ait bulgular da görülebiliyor. 
sofyaBazilika olarak tarif edilen Sofya’daki Ayasofya’nın tam altında, eski Roma dönemindeki Serdika şehrinin mezarlığı görülebiliyor. Şu anda teşhir edilen yaklaşık 50 mezar bulunuyor, fakat daha toprak altında bir o kadar mezar yer alıyor. Uzmanlar kilisenin altında yaklaşık 100 kabir olduğunu ifade ediyor.

Kabirlerin bazıları tek kişilik kaya lahitlerde, bir kısmı ise çoklu geniş tuğla mezarlarda yer alıyor. Günümüze kadar ulaşan korunmuş mozaikler de görülebiliyor. Yaklaşık 70 metrekare olan mozaiklerin birçoğunda çiçek, kuş gibi figürler yer alıyor. Şu anda mezarların içi boşken, kabirlerin eski çağlarda define avcıları tarafından yağmalandığı belirtiliyor. Kiliseyi gezerken, bazı yerlerde yer altındaki mezarlığa bakan bazı pencereler açılmış. Buradan da turistler göz ucuyla da olsa kültürel zenginliği görebiliyor.

TEK BİLİNEN MEZAR HONORİUS

Sergi esnasında bazı mezarlarda mültimedya gösterisi de yer alırken, kazılarında keşfedilen arkeolojik numunelerden bir kısmının hologramik yansımaları bulunuyor. Hiçbir mezarın yazısına rastlanmadığı için kime ait oldukları bilinmiyor. Buna sadece bir tek istisna var: Honorius. Birkaç ay içinde de Honorius adlı kişinin türbesinin yapılarak, ziyarete açılması bekleniyor. Honorius’un mezarı aslında kilisenin dışında yer alıyor. Projeye göre bu mezarın kiliseye tünel sayesinde bağlanması öngörülüyor. Honorius’un mezarı 80’li yıllarda bulunmasına rağmen, o dönemde fazla ilgi görmemiş ve bir kısmı kanalizasyon çalışmalarında yıkılmıştı. Gelecek yıla, şu anda geçici olarak metal çatısı yapılan bu mezarın şeffaf cam ile inşaatının tamamlanması bekleniyor.

Honorius için “Tanrı’nın kölesi” yazısını kaynak alan uzmanlar, bu kişinin Serdika’da önemli bir dini adam olduğunu öne sürüyor.

BAŞKENTE ADINI VEREN KİLİSE

Osmanlı döneminde Ayasofya’nın Siyavuş Paşa Cami’si olarak kullanıldığı biliniyor. Mimarı yapısı itibarıyla mabedin Kafkas stilinden esinlendiği kaydediliyor. “Serdika benim Romam” diyen Roma İmparatoru Justiniyanus, bu kiliseyi İstanbul’daki Ayasofya’ya ithafen yaptırdığı kaydediliyor.
Başkent Sofya’ya adını veren bu kilise, en çok turist çeken tarihi ederlerden biri.

CHA

Reklamlar