Avrupa Birliğinin azınlık kimliklerinin korunmasıyla ilgili bir sürü kararına rağmen, bu birliğin üyesi olan Bulgaristan, azınlıklara karşı yürüttüğü kısıtlama politikalarıyla, azınlıklara özgürce kendi kimliklerini seçme hakkı vermediği gibi, asimilasyon politikalarına da çeşitli yöntemlerle devam etmektedir.

 

Diğer Balkan ülkeleriyle kıyasla kendi dili, dini ve kültürü açısından, Türk veya Müslüman azınlığının hakları, sözde Avrupa Birliği ülkesi Bulgaristan’da en çok kısıtlanmaktadır. Bulgaristan’da yaşayan Türk Müslümanlara karşı hâlâ gizli bir sinsi asimilasyon politikası yürütülmektedir. Hatta bu konuda, – özellikle Türklere karşı- agresif politikalar yürütülmektedir.

Diğer Balkan ülkelerinden farklı olarak, Bulgaristan’da azınlıkların kamu alanlarında kendi dillerini kanunen konuşma hakları olmadığı gibi, Türk Okullarının, Üniversitelerinin veya Türkçe televizyon, radyo ve gazeteleri de yoktur.

Bulgaristan devlet televizyonundan hafta içi beş gün sunulan onar dakikalık Türkçe haberler ve seçmeli Türkçe öğrenimi göstermeliktir ve sadece Avrupa fonlarına ulaşmak içindir. Televizyonda on dakikalık Türkçe haberler, saat 16:00’ da kimsenin televizyon seyretmediği bir saatte verilmektedir. Devlet radyosundaki Türkçe yayınlar ise, – bozuk Türkçe ile – Slav aksanı olanlar tarafından sunulmaktadır.

Bulgaristan’da Türkçe seçmeli ders olmasına rağmen,  okullarda seçmeli olan Türkçe Anadil sınıflarının oluşumunda çeşitli zorluklar çıkartılmaktadır. 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmamaktadır. Objektif olma açısından belirtmek istiyorum ki, birkaç sene önce 4. sınıflara kadar yardımcı Türkçe ders kitaplarının basılmasın izin verildi; 5, 6, 7 ve 8. Sınıflara, 1993 yılından beri hiçbir ders kitabı basılmamıştır.

Güncel öğretim araç gereçlerinin olmaması ve diğer faktörler, devlet okullarında Türkçe Anadil öğrenimi alan çocukların sayısını ciddi bir şekilde azaltmaktadır.  Örneğin 90’lı senelerin başında 100 bin civarında çocuk Türkçe öğrenim görürken, şimdilerde bu sayı 2 binlere düşmüştür, o da sadece kırsal kesimde; Kırcaali, Şumnu, Razgrad, Eskicuma, Rusçuk, Silistre, Koşukavak, Mestanlı, Eğridere gibi, Türklerin yoğun olduğu bölgelerde tek bir Türk çocuğu,  devlet okullarında Türkçe öğrenim görmemektedir.

Bulgaristan’da Türkçe öğrenim konusunda çıkarılan engellerden dolayı, Kırcaali merkezli ALTAY Derneği, Türk asıllı çocuklar için Türkçe öğrenimi, Türk dilini geliştirme kursu düzenlemiştir. Bu kurslar,  yaşları 8-14 arasında değişen 17 öğrenciyle Şubat ayında açılmış olup, bu süre içinde toplam 36 çocuk, temel Türkçe öğrenimi almıştır.  Ancak kursa katılan çocuklardan 12’si ailelerinin Batı Avrupa ülkelerine göçü veya çeşitli nedenlerden dolayı ayrılmışlardır.  Fakat bu ayrılan çocuklar da en azından temel Türkçe öğrenimi almışlardır.

Şu an Türkçe öğrenim kursunda toplam 24 çocuk öğrenim görmektedir. Bu çocukları iki gruba ayırmış bulunmaktayız. 1. grupta olan 11’i daha ileri seviyede olup,  2. gruptaki diğer 13 çocuk ise, aile ortamında Türkçe pek konuşulmayan, Türkçe öğrenimine daha sonra katılan veya yaşları daha küçük olan çocuklardan oluşmaktadır

Türkçe öğretmenimiz, Üniversite Türkçe Öğretmenliği Bölümü mezunu olup, ayrıca Türkoloji konusunda master yapmıştır.

İlk önce her ne kadar düşünülmese de, Türkçe öğrenimin daha ileri seviyede verilmesi, çocuklara Türkçeyi sevdirmek ve velileriyle iletişim sağlamak için Rehber Öretmene ihtiyaç duyulmuştur. Rehber öğretmenimiz gelişim ve kariyer konusunda master yapmış olup, aynı zamanda kimya ve biyoloji öğretmenidir.

Türkçe örenim kursuna katılan çocuklarımız, Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğrenimi Ders kitabı A1, A2. B1, B2 seviye değerlendirme sınavlarındaki 30 soruyu, – birkaç çocuk dışında- 20 ile 29 arasında doğru cevaplamışlardır.

Kırcaali merkezli ALTAY Derneği, süresiz olarak organize ettiği ücretsiz Türkçe öğrenimi kurslarının yanı sıra, yabancı uyruklu ve yurtdışında ikamet eden Bulgaristan vatandaşlarına ve onların çocuklarına da yaz aylarında, yine ücretsiz Bulgarca öğrenimi kursu düzenlemektedir.  Yaz tatilinde düzenlediğimiz bu kursa, aileleri Bursa’da oturan 2 çocuk katılmıştır.

ALTAY Derneğinin Kırcaali’de düzenlediği Türkçe öğrenimi kursunun hiçbir ideoloji amacı yoktur.  Amacımız, kendi Anadillerini öğretmekle birlikte, Türk asıllı çocukların anadilleri olan Türkçe ile Türkiye’de eğitim veren dünyanın en iyi 1000 Üniversitesi arasındaki 20 Üniversitede öğrenim görmelerini sağlamaktır.

Bunlar, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’dir. Bunların hepsinde İngilizce bölümleri olduğu gibi, ilk 10’u da, dünyanın en iyi 500 Üniversitesi arasındadır.

Bulgaristan’da ise, dünyanın 1000 en iyi arasına giren tek bir Üniversite vardır,  o da 900’lü sıralarda bulunan Sofya Üniversitesi…

Bulgaristan’da doğan Türk asıllı çocukların Sofya Üniversitesinde öğrenim görme şansları % 1’den daha düşükken, Türkiye’de bulunan dünyanın en prestijli Üniversitelerinde öğrenim görme şansları % 90’lara kadar çıkmaktadır.

Çünkü dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında olan İstanbul Üniversitesi,  her yıl Nisan veya Mayıs aylarında, Türkiye dışında doğup büyümüş Türk kökenli öğrenciler için, Yüksek Öğrenime geçiş Sınavları düzenlemektedir. Bu sınavı, Türkiye’deki 79 Üniversite de de tanımaktadır, yani yabancı uyruklu Türk kökenli öğrencilere kontenjan ayırarak, kendi bünyelerinde öğrenim görme imkanı vermektedir.

Türkiye’deki çeşitli kurumlar, yabancı uyruklu Türk kökenli öğrencilere, içinde yurt ve yemek olmak üzere, ayda ayrıca 750 TL de burs imkanı da sağlamaktadırlar.

Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi,  sadece ders kitabı ücreti olmak üzere, yabancı uyruklu Türk kökenli öğrencilere, diplomaları dünyanın her yerinde geçerli olan Açık Öğretim imkanı sunmaktadırlar.

Bu sınavları, temel Türkçe öğrenimi almış, 40-50 Türkçe kitap okumuş ve ortalamanın üstünde genel kültürü olan her öğrenci kazanabilir.

Fakat Bulgaristan’daki bazı odaklar, Türk asıllı çocukların bu doğuştan olan şanslarının önünü kapatmak için her tür agresif politikayı uygulamaktan çekinmemektedirler.

Senelerdir yürütülen bu politikalardan ve malum “Türk partisi” olarak lanse edilen bir partinin bu politikalara çanak tutmasından dolayı, gerek İstanbul Üniversitesi’nin, gerek Anadolu Üniversitesi’nin düzenlediği sınavlara veya başka kurumların düzenledikleri mülakatlara, Bulgaristan’dan katılan öğrenci sayısı 10-15 civarındadır.

2016 verilerine göre Azerbaycan, 12 504 öğrenciyle, Türkiye’ye en çok öğrenci gönderen ülkedir; Türkmenistan 9 903 öğrenciyle ikinci sırada yer alırken, bu ülkeyi 9 689 öğrenciyle Suriye, 5 661 öğrenciyle İran, 4 414 öğrenciyle Irak, 4 338 öğrenciyle Afganistan, 1 994 öğrenciyle Kırgızistan, 1 993 öğrenciyle Yunanistan, 1 986 öğrenciyle Kazakistan, 1 668 öğrenciyle Libya takip ediyor. Bulgaristan’dan Türkiye’ye giden öğrenci sayısı  ise birkaç yüz civarındadır.

Bunu, Türkiye ve Bulgaristan’ın da komşusu olan Yunanistan ile kıyaslamak gerekirse…

Yunanistan’da 200 bin civarında Türk yaşamaktadır, fakat Türkiye’ye 2 bin civarında Üniversite öğrencisi göndermektedir.  Oysa Bulgaristan’da bir milyon civarında Türk yaşamaktadır. Bu durumda, Bulgaristan’dan Türkiye’ye giden Üniversite örencisi sayısı 10 binden fazla olması gerekiyor…

Artık Bulgaristan’da Türklere karşı yürütülen politikanın adını siz koyun…

Buna ister ayrımcılık deyin, ister barbarlık, ister insafsızlık, ister ırkçılık, ister…

Fakat Bulgaristan’da Türkçe öğrenimine çıkartılan  bu engellerle, Türk asıllı çocuklara ileride onarılması mümkün olmayan büyük zararlar verilmektedir!

 

Not: Sosyal medyadan 5-6 sene önce içimizi “CIZ” eden bu yazıyı, Bulgaristan’da yaşayan, o zaman 14-15 yaşlarında olan bir kız çocuğu paylaşmıştır. Tercümesi de şöyledir: “Dün gördüm seni…/ Kalbim CIZ dedi/ Niye yaptın bana bunu/ Bıraktın beni yalnız…” Yani her mısraya Türkçe olmayan birer kelime…

 

Altay Derneği – Kırcaali

Reklamlar