Uzun yıllardır siyasi bir çatı altında birleşemeyen Pomakların geçen kasım ayında başlayan parti kurma çabaları sonuç vermek üzere. İlk Bulgar Pomak partisinin kuruluşu bir ay içinde açıklanacak.
Pomak kökenli Bulgaristan vatandaşı olan, Avrupa Pomak Enstitüsü Başkanı Efrem Mollov, Bulgaristan’da yaşayan Pomak kökenli vatandaşların siyasi temsiliyeti için geçen yıl ilk adımı atmıştı. Mollov, partinin kuruluş toplantısını da geçen yılın kasım ayında Filibe’de yaptı. Partinin adı: Kültür, Özgünlük, Çeşitlilik İçin Yurtsever Birliği Partisi (POMAK) olacak. Mollov, partinin etnik temele dayanmayacağını belirterek yapılan baskılara işaret ediyor.
Pomak partisi resmi kayıt için gün sayıyor. Partinin üyeleri ve başkan yardımcıları, partinin resmileşmesinden önce isimlerinin öne çıkmasını istemiyorlar. Geçtiğimiz günlerde kurucu üyelerin toplantısı yapıldı. Bir ay içinde başkan ve başkan yardımcıları ile yönetim kurulunun seçileceği toplantı yapılacak. Ardından da resmi kayıt için başvuruda bulunulacak.
‘Tüm azınlıkları birleştirmek istiyoruz’
Al Jazeera’ye konuşan Mollov, yıllardır hiçbir iktidarın Pomakların yararına çalışmadıklarını, azınlık çıkarları için de adım atmadıklarını belirterek şunları söyledi:
“Partiler Avrupa yasalarıyla çelişerek, Bulgaristan’da farklı etnik azınlıkların varlığını tanımıyorlar. Sadece biz Pomaklar değil; Makedonlar, Vlahlar, Karakaçanlar, Gagağuzlar, Romanlar vs… Türkleri de unutmayalım. Bu açıdan bakıldığında statükonun partileri öyle bir rejim ve anayasa yaptı ki, tek uluslu bir devletten bahsediliyor.”
Amaçlarının sadece Pomak partisi kurmak olmadığını belirten Mollov, tüm etnik grupları, kendini farklı etnik grupta gören insanları birleştirmeyi amaçladıklarını ifade ediyor.
Tepkileri parti kurmaya kalkışmalarının öncesinden beklediklerini ifade eden Mollov, “Tepkileri zaten bekliyorduk. Ancak bu tepkilerin aynı zamanda toplumu uyandırmasını da hedefliyorduk. Toplumda statükodan korkmayan insanların olduğunu göstermek ve devletin idare edilmesi modelinin gözden geçirilmesini göstermek de istiyoruz” diyor.
‘Telefonlarımız dinleniyor, bölücü gibi gösteriliyoruz’
Güvenlik birimlerinin kendilerini sürekli takip ettiklerini iddia eden Mollov, “Güvenlik birimleri telefonlarımızı dinliyor, senaryolar ortaya koyuyorlar. Medyaya gelince ise televizyonlar görüşümüzü almak için değil, bizi kötü olduğumuzu göstermek için davet ediyor. Bölücü, köktendinci ve terörist olduğumuzu göstermeye çalışıyorlar. Halihazırda yazdığım bir kitap için dava açıldı. Düşünebiliyor musunuz, 21. asırda yazılan bir kitap için mahkemeye gidiyorsunuz” diyor.
Ana hedeflerinin Avrupa Birliği yasaları çerçevesinde Bulgaristan’daki azınlıkların tanınması olduğunu vurgulayan Mollov, anayasanın değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
90’lardan bu yana mücadele ediyorlar
Bulgaristan’da yaşayan Pomaklar tüm girişimlere rağmen uzun yıllardır bir siyasi bir çatı altında birleşemedi. İlk girişim 90’lı yıllarda Jıltuşa köyü muhtarı Kamen Burov tarafından yapıldı. Burov, adı Demokratik Emek olan Pomak partisini kurdu. Ancak Demokratik Emek Partisi, iddialara göre “kurucularına yönelik baskılar nedeniyle” örgütlenemedi. Kısa bir süre sonra da dağıldı.
Burov’un ardından, 2009’da Prof. Adrian Palov, Gelişim ve Refah adını verdiği Pomak partisi kurduğunu ilan etti ancak bu parti de hayata geçemedi.
Palov’un ardından da birkaç defa Pomak partisi kurmak için girişimlerde bulunuldu ancak başarılı olunamadı.
‘Baskı yüzünden parti kuramadık’
Pomaklar konusunda araştırmalar yapan Gazeteci-Yazar Georgi Kulov, Pomakların siyasi bir oluşum kuramama nedenini devletin kendilerine yaptığı baskıya bağlıyor:
“Ana neden devletin Pomak azınlığının oluşmasından endişe etmesi. Yetkililer, ‘Pomak etnisitesi’ anlayışının yaygın hale gelmesinden korkuyor. Resmi görüş, Pomak azınlığının oluşmasını engellemeye çalışıyor. Bulgar devletinin, Pomaklara yönelik geçmişteki ve bugünkü tutumu tamamen Pomakların zorla İslam’ı kabul etmiş Bulgarlar olduğu savına dayanıyor. Resmi teze şüpheyle yaklaşanlar anında hain ve yabancı ülke ajanı ilan ediliyor.”
Yeni Bulgar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Evgeniya İvanova da, Pomakların kendilerine ‘Bılgaro-Mohamedani’ (Muhammed’e inanan Bulgar) denilmesini istemediklerini belirterek; “Onlar kendilerini Pomak olarak adlandırılmasını tercih ediyorlar” diyor.
Aşırı milliyetçiler ise, siyasi parti kurma çabalarını hainlikle eşdeğer tutuyor. Pomak partisi ilanından sonra açıklama yapan İç Makedon Devrimci Örgütü Partisi (VMRO), “Pomaklar, dini Müslamanlık olan Bulgardır. Peki Bulgar Katolikleri de parti mi kuracak” diye sordu ve Pomak partisi lideri Mollov’u ulusal çıkarlara karşı çalışmakla suçladı.
Aşırı sağ çizgideki Ataka Partisi de Pomakların siyasi parti kurma girişimleri ile ilgili “Pomak partisi kurmak isteyenler bölücülük yapıyor” şeklinde açıklama yapmıştı.
Sayıları hakkında sağlıklı bilgi yok
Pomakların Bulgaristan’daki sayıları konusunda sağlıklı bir sayı vermek çok zor.
Rodoplar Kültürel İşbirliği ve Dostluk Derneği Başkanı Mediha Zaimova, 1926 yılından bu yana Bulgaristan’daki nüfus sayımlarında Pomakların sayılmadığını söylüyor:
“Sanki yokuz gibi. 2011 yılındaki son sayımda etnik grupların belirtildiği haneler arasında ‘Pomak’ hanesi yoktu. Bu nedenle tam sayı vermek imkansız. Bizim verilerimize göre, ülkede 600 bin civarında Pomak yaşıyor.”
Bulgaristan’da resmi görüşe göre Pomaklar diye bir topluluk bulunmuyor. Pomaklara, “Hz. Muhammed’e inanan Bulgarlar” anlamındaki ‘Bılgaro-mohamedani’ deniliyor. Bir bölümü Türk’üz derken, bazıları Bulgar olduklarını söylüyor. Bazıları ise Müslüman olduklarını söylemeyi tercih ediyorlar.
Dini ve etnik baskılara maruz kaldılar
Osmanlı’nın Balkanlar’dan çekilmesinden sonra Pomaklara karşı uygulanan asimilasyon politikaları, Bulgaristan’da çarlık döneminde başladı. 1912 ve 1970 yıllarında Pomakların Türk isimleri zorla Bulgar adlarıyla değiştirildi, Müslüman giyim ve kuşam yasaklandı. Pomaklar bu baskılara karşı gelerek ülkenin birçok yerinde hükümet güçleriyle çatıştı. Yüzlercesi hapislere atıldı veya öldürüldü.
Pomaklar bu baskılar sırasında hayatlarını kaybedenleri bugün ülkenin çeşitli yerlerine konulan anıtlar önünde anıyor.
Kaynak: Al Jazeera