Tarih: 24 Ocak 2019
Yazan: Rafet ULUTÜRK
Konu: Dertleri Türkleri seçim sandığından uzak tutmak

2019’un birinci siyasi olayı olarak ufka çıkan Avrupa Birliği (AB) seçimlerinde Bulgaristan seçmenini direk ilgilendiren ana eğilim kendini gösterdi. Müslüman Türkler başta olmak üzere azınlıkların oy vermesini engellemek milliyetçi kesimin ve iktidar yamalarının uykusunu yine kaçırıyor.

Önce bir değişiklerine bakalım.

1-Seçimler Bulgaristan’da iş günü olmayan 23 ile 26 Mayıs 2019’da yapılacak,
2- iki, seçim barajı % 4’ten % 5’89’a yükseltildi ve
3- üç, AB meclisindeki Bulgaristanlı vekillerin sayısı da 17’den 16’ya düşürüldü.

Birinci yazımızda “Afis” ajansının 1010 kişiyle “ev ziyareti” usulünce yaptığı anket sonuçlarında,
Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) 5-6,
Avrupalı Bulgaristan Vatandaşları (GERB) 5-6,
Hak ve özgürlükler Hareketi – DPS) de 3-4 vekil çıkaracak haberini bildirmiştik.

Bu sonuçlar Hükumeti ve şahsen Başbakan Boyko Borisov’u sandalyesinden kaldırıp “ne oluyor, nasıl olur?” gibi sorularla yumruk sıkmasından sonra, 24 Ocak sabahı “Trend” sosyolojik araştırma ajansı 10-17 Ocak günlerinde “yüz yüze” usulüyle 1008 kişiyle yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı.
İlk önce açıklanan ajans “Afis”in sonuçlarında BSP partisi GERB partisinden % 2 önde giderken, “Trend” GERB partisini % 1,2 oranla öne çekti.
Her iki ajans da seçmenin % 45’inin oy kullanmayacağına, kararlı seçmenin partili olduğuna ve ancak % 30 olduğuna işaret ediyor.

Pasaport ve Bulgar kimliği satma, Türkiye Bulgaristan dikenli tel sınırı gerilirken yapılan vurgun, tel altı geçitler, sığınmacı kanalları işletme gibi dalavereleri ortaya çıkan hükümet ortağı (İç Makedon Devrim Örgütü – VMRO; “Ataka” ve “Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Milli Cephe” aşırı milliyetçi, ırkçı ve faşistlerinden oluşan sözüm ona “Ulusal Cephe” üçlü birliğinin baraj altı kaldığına kesin kanıtlar sunuyor. Aralarında birleşmeye çalışan irili ufaklı diğer siyasi oluşumlar da % 5,89 gibi bir çiti atlayabilecek durumda olmadıklarından birden bire sustular.

Yeni durumda ilk kıpırdama “Volya” (İrade) partisi lideri Mareşki’den geldi.

O, bir aydan beri Demokratik Güçler Birliği (CDC) kalıtıyla AB seçimlerine birlikte girelim görüşmeleri yürütüyordu. CDC birden bire “olmaz” deyince, ideolojiden ve siyasi perspektiften yoksun Orhan İsmailov –Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) ile anlaştı.
En yakın seçim konusunda 20 Ocak 2019’da Sofya’da Milli Kültür Sarayında 56 bin GERB’liyi temsilen bir Milli Çalıştan düzenlendi. Başbakan B. Borisov ile GERB Meclis grubu başkanı Ts. Tvestanov’un konuştuğu forumda, partiye AB seçimlerine başlama sinyali verildi. 420 bin kişiden oluşan geniş parti tabanına “hareketlenin” dendi. Bu tabandakiler GERB zamanında devlet kurumlarından maaş alan ve sofrada bulunan kişilerdir.
Başbakan, bu seçimlerde biri “kırmızı” birisi de “mavi” olmak üzere 2 ışık olacağını, partinin beklediğini veremeyen kadrolar için kırmızı ışık yanacağı önceden bildirildi.
27 Ocak günü BSP partisi de Milli Çalıştay topluyor. AB seçimlerine doğru atılım sorunu ele alınacak. Parti bu seçimleri artık kendi TV programı üzerinden yürütecek ve seçmeni kazanmaya çalışacak.

Görüşülecek olan ana konular şöyle açıklandı:
1) Bulgaristan toplumu adalete susadı. Adalet dağtalım.
2) Bulgaristan’da rüşvet ve dolandırıcılık devlet politikası oldu. Durduralım.
3) Bulgaristan’da demokrasi bir perdedir, ardında dişlerini gösteren oligarşi ejderhasıdır. Savaş açalım.
4) Listelerindeki seçmenler Bulgaristan vatandaşlarından çok fazladır. Bu nedenle seçim sonuçları her defasında sahtedir. Seçim sahtekarlığına son verelim.
5) Partiler majoriter seçim isteyen halkın iradesine görmek istemiyor. Bu işe çözüm getirelim.

Seçim sandığından çıkamayacağını anlayan aşırı sağcı üçlülere artık “dörtlü sahtekârlar” diyenler, seçim kazanmak için harekete geçirilecek haram paraları “yeni politik güç” olarak görüyorlar.

Bu güçlerin yükselttiği slogan “Bulgaristan milli çıkarlarına sadık kalmaktır!” Şöyle ki bu menfaatlerin ne olduğunu tanımlayan henüz yok.
Müslüman Türk seçmende özellikle Deliorman ve Gerlovo’da Razgrat Valisi Güney Hüsmen tarafından atılan adımlar dikkati çekiyor. Günay Hüsmen, soya dönüş trajedisi kurbanlarını anma törenlerine katılmak üzere Kazan (Kotel) belediyesine, Flaretovo’ya gitti. Bu adım onun GERB partisine seçmen toplama çabalarını yeniden ispatladı.
DPS ise AB-ci “liberal” seçim stratejini henüz açıklamadı. Bulgaristan’da Türk kimliğini uyandırma ve kurumlaştırma çabalarına katılmak istemediğini her an yeniden kanıtlayan bu parti, Bulgar Etnik Modeli’nin tamamen çöktüğünü de henüz açıklamadı. Anadilini konuşan, anadilinde yazan, çizen ve düşünen, dinine sağdık bir Türk kimliği oluşturma sloganı yükseltmeden korkan parti, her zaman yaptığı gibi bacaklarını açmış müşteri bekler duruma gelmeye hazırlanıyor.

Şu iyi bilinmelidir. İyi günlerin dostları çoktur. Ne var ki, etrafımızı saranlar sahte dostlardır. 34 yıl önce hepsi bize silah çeken-doğrultan cephedeydi.

Zaferin babası çok olur. Yenilgi öksüzdür.

Yöneticilerin Halkımızdan kopmanız bizi yenilgiye etmeye devam ediyor.
Şu olaylarla ilgili dört söz söylemeyecek misiniz?
Hükümet ortağı, birbirine yamalı üç ırkçı parti Bulgaristan seçimlerinde öncelikle Türklerin ve azınlık topluluklarının rolünü azaltmak, sindirmek, hayal kırıklığına uğratmak, kimsesizleştirmek için yoğun çaba harcadılar. 2018’deki GETTO yıkmalar, özellikle Müslüman-sız ve Çingene-siz şehir, belediye ve kasaba yaratmak için etnik ve kültürel temizlik etkinlikleri güç toplayarak yayıldı. Yeni yılın daha ilk günlerinde Plovdiv (Filibe) ili, Maritsa (Meriç) belediyesinin Voyvodino köyünde meydana gelen ırkçı patlama terör halkasına yeni ilginç unsur ekledi.

Komandolar, mavi bereliler, polis, jandarma ve futbol serserileri bu defa GETTO saldırılarında, Çingene avına çıktılar, evi yıkma, çocuklu aileleri kış ortasında evlerinden kovma işinde birleştiler.

Bu olaylara Avrupa Birliği kurumlarından tepki gelmemesi bir köpek İçin Avrupa’yı aya kaldıranlar bu olayları görmediler. Ssıradan insanların AB beklentilerini daha da sarstı ve kırdı. Bu nedenle ve özellikle de Bulgaristan AVM-lerinde (Billa, Metro, Molla, Kaufland vb) satılan gıdaların AB ülkelerindeki gıdalardan farklı, düşük kaliteli ve bazılarının da tüketim süresi geçmiş ama etiket değişikliği yapılmış olduğunun açıklanması da hayal kırıcı oldu.

Biz kötülükleri, olumsuzlukları sıralayarak hiçbir kimsenin hayalini ve umudunu kırmak istemiyoruz.
Yazımı derlerken aklıma dedemden kalma şu satırlar geldi:
Ben bir bakar körüm.
Hem de işiten sağır.
Çalmış zili saatim erkenden.
Ben ışıl ışıl uyurum.

Yükselmiş Güneş tepemde,
Ben hala uyumaktayım
Oymalı gözlerimi iğneyle
Kesmeli kulaklarımı kör bıçakla

Gene de uyanmazsam eğer
Kırmalı kafamı tekme tekme!

Bu olabilir mi? “Ne Yapmalı” sorumuza cevap arıyoruz. Yaşamak ve mutlu olmak isteyen kardeşlerimi düşünmeye davet ediyorum.
ÇÜNKÜ bakar körlerimizin gözü açılmazsa,
İşiten sağırlarımız duyduklarını haykıramıyorlarsa
Ve eğer son 140 yılda daldığımız derin uykulardan
Kapıldığımız yalan dolan hayallerden
Bir an evvel, bu defa da uyanamazsak
Kafalarımız tekme tekme kırılacaktır!
DİLSİZ KALMA,
CAHİL KALMA,
DİNSİZ KALMA,
KİMLİKSİZ KALMA,
MEZARSIZ KALMA KÂBUSU BEKLER HEPİMİZİ!
Ve işte bu nedenle kırılmaya değer kafalarımız
Bir an evvel gözlerimizi açamazsak!
Ve bizim bir an evvel işittiklerimizi haykırmamız lazım
Ve bir an önce ölü uykulardan uyanmamız gerek.
Bir an önce Türklüğümüzle ortaya çıkıp
Tüm isteklerimizi haykırmalıyız!
Yapılacak iş budur.
“Ne Yapmalı?” yazı dizimize devam edeceğiz.
Bizi okuyun da hep birlikte uyanalım.
Halkımıza farklı bir görüş bahşetmek ödevimizdir.
Lütfen paylaşınız?
Teşekkür ederim.

Reklamlar