Bulgaristan’da çöküş frenlenemedi.

Bulgar totalitarizminin son 10-15 yılı ile 1990’dan sonraki 30 yılı bir bütünün 2 parçası olarak ele almadan değerlendirmek yanlış olur. 1989 Kasımında sanki noktalanan Birinci Bölümde, komünist şeytan Jivkov, Bulgaristan Müslümanlarını soyup, parçalayıp, eritip asimile etmeyi, kabul etmeyenleri evlerini ve mülklerini alıp bir don bir gömlek topraklarından söküp sınır dışı etmeyi kurgulamıştı.

Bulgar Devlet terörüyle gerçekleşen bu plan toplumu böldü ve derin yaralar açtı.

1990’da başlayan ikinci aşamada, komünistler sözde sahneden çekildiler. Bulgar şehir kültürünün şeytanları, geç sosyalizmin seviyesiz kitlesi, gizli servislerin sürüngenleri, demokrasi maskeli tımarhane kaçakları azınlıkların devlet mülkündeki payına göz diktiler. Başbakan F. Dimitrov’dan yola çıkarak Başbakan B. Borisov’a kadar devleti kemirenler aslında Bulgaristan’ı gerçekten devletsiz bıraktılar ve günümüzde Bulgaristan bir boşluk “vakum” içindedir tespitinde bulunanlar haklıdır.

***

Bulgar toplumunun en nihayet totaliter komünist kalıtlarından arınma süreci önce komünistlerin bavulla para dağıtarak oluşturdukları “G-13” tipi kulüplere darbe indiriyor.

– Ülkenin en zengin şahsı olan milyarder V. Boşkov da aralarında olan bu güçler Borisov hükümetine her gün komplo düzenliyor. Başbakan’ın yatak odasından fotoğrafları onların servis ettiği sanılıyor. Olayın geçmişi de var tabi ki:

– Demokratik Güçler Birliği (ODC) Başkanı İvan Kostov 1997’de tek başına iktidara geldiğinde totaliter dönemin sanayi ve banka sermayesini gasp etmeye kalkmıştı.

– Başkaldıran “G-13” milyoner temsilcilerinden bazıları sokaklarda birer birer kurşunlanmıştı.

– Sağ kalanlar tehlikeyi görünce “Diriliş Kulübü” (Kulub Vızrajdane) kurdular.

– 1997-2001 döneminde Bulgar devlet sanayi sermayesini özelleştirerek çökerten İv. Kostov KULÜP ile kapışmada yenik düştü ve bir daha iktidar olamadı. Ona oy veren kitle 2001 seçimlerinde II. Simeon’a, 2009’da da GERB partisine oylarını verdiler.

– Oligarşi sermaye birliğinin kurucularından olan V. Boşkov (Nove Holding) bugün Arap Emirlikleri’nde, Dragomir Guşterov (Orel AŞ) Viyana’da, Ts. Vasilev (BTK-Bankası) Belgrat’ta kanun kaçağıdır. “Roseksim Bank” şefi Emil Külev ile “Multigrup Holging” şefi İliya Pavlov öldürüldü. Toşo Toşev medyacı ve Stoyan Dençev (Kütüphaneciler Enstitüsü Sahibi) görevlerini sürdürüyorlar.

– 2003 yılına kadar “Multigrup Holging” şefi İl. Pavlov’un yerini günümüzün HÖH milletvekili Delyan Peevski aldı. O, bu kavganın içinden üçüncü bir çıbanbaşı olarak sivrildi ve daha fazla iktidar artık istiyor.

– Olayı şöyle de anlamlandırabiliriz: 1990’da, siyasi ve iktisadi sahnede Başbakan An. Lukanov’un hayat hakkı tanıdığı tasarımlardan yalnız ikisi ayakta kaldı. Biri, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH). İkincisi de, “Multi Grup Holding” – devamı Delyan Peevski şirketler imparatorluğudur. HÖH milletvekili Peevski, bu iki olguyu birleştiren şahıstır.

– 2001’de II. Simyon Bulgaristan’a geldiğinde yakın koruması olan İPON şirketi şefi Borisov, Moskova’nın önerisiyle İç İşleri Bakanlığı Genel Sekreteri atandı ve bu görevde 4 yılda Albay’dan Orgeneral rütbesine yükselse de, 2005’te CIK ve VITS arasındaki kavgadan galip çıkan Multi grub’un da etkisiyle İç İçleri Bakanlığından uzaklaştı.

– Bu, 1990’da Bulgaristan Sosyalist Partisi dışında kalan B. Borisov’un, 2005’te HÖH ile ortak hükümet kuran BSP karşısında ikinci yenilgisi oldu ve aralarındaki aşılmaz kırmızıçizgi oldu.

– Aynı dönemde II. Simeyon partisine üye olan Borisov, ardından Sofya Büyük Şehir Belediye Başkanı seçimlerini bağımsız aday olarak kazandı. GERB partisini o kurmadı, fakat 2009’da Başkanı ve Başbakan seçildi. GERB partisinin 2009 meclis seçimi zaferi, 1984-89 soykırım denemesi sürecine katılan güçlerin BSP-HÖH uzlaşma ve kesin birleşme çabalarına karşı bir galibiyetti.

– Bulgaristan’ın 2004’te NATO’ya ve 2007’de AB üyeliği BSP ve HÖH partilerinin iktidar ortaklığı döneminde gerçekleşmiş olsa da, Rusya Federasyonunun Bulgaristan’daki menfaatlerini savunan iri zenginlerden ve etkin politikacılardan biri Peevski’nin seri şirketleridir.

– Bulgar ve Rusya makamlarına en büyük hizmeti Moskova’da “Soya dönüş süreci” katillerinden hesap sorulmayacak ve Bulgaristan Türklerine daha fazla hak ve özgürlük tanınmayacak” yükümlülüğünü üstlenen ve uygulayan Ahmet Doğan yapmıştır. İnşallah önümüzdeki zamanda bunların da aydınlatacaklarını bekliyoruz.

Bu yükümlülüğün ikinci bir ayağı da şudur:
Bulgaristan AB’ye girerken yine A. Doğan “Bulgaristan’da Etnik Problem Yok!” Deklarasyonu imzalamıştır. Bulgaristan eski başbakanı gözaltına alındı, arkasından Doğan da gelebilir. Bulgaristan iyi bir temizlik de yapabilir aynı zamanda devleti de karıştırabilirler çok iyi ayarlamak gerekir. Medya’ya dikkat etmek gerek çünkü yaygarayı medya üzerinde yapacaklardır. Savcılık şeffaf olmalı önce belgeleri ortaya koymalıdırlar. Çünkü belge konusunda Bulgaristan’da neredeyse tamamında var, bu da hepsinin bu konularda içine girmeyen pislikle tanışmayan yok gibi. Bizler Bulgaristan devletini gerçekten zarara uğratmış tamamının hesap vermelerini arzu ediyor. Azınlıklara da zararı olanların belgeleri de yayınlanmasını bekliyoruz.

Halka hizmet, hakka hizmetten başlar. Birilerinin hizmetine koşulmayı bir ilke olarak benimsemiş olan Bulgaristan, Varşova Paktı (1955 -1991) yıllarında NATO ülkesi Türkiye karşı bir kalkan ve CC- 20 ve CC – 22 saldırı füzeleri ve 3500 tankla donatılmış vurucu bir güçtü. Yerli Müslümanlara zulüm onun bu görevinden güç alıyordu.

– ABD’de savunma bakanı Bulgaristan’a geliyor ve tehlikeler çan çalmaya başlıyor. ABD’nin girdiği yerde kan dökmeden çekildiğini bütün dünya çok iyi biliyor.

Bu gelişmeleri burada halka anadilinde anlatacak bir yayın olmadığından gelecekte tehlikelere hazır olmalıyız veya bir an önce çözüme gidilmeli.

Saygılarımla
Okuyanlara sağlıklı günler ve teşekkürler
Paylaşınız.

 

Reklamlar