Antalya’da yaşayan Japon Yazar İkumi Nonaka’nın yün çorap merakı, rengarenk bir koleksiyon oldu.
Türk kültürü üzerine araştırmalar yapan ve bu konuda farklı kaynaklarda yazıları bulunan İkumi Nonaka, 25 yıl önce geldiği Türkiye’de hayran kaldığı Antalya’ya yerleşti.
Araştırmalarını sürdüren Nonaka bir yandan da merak sardığı el işi iğne oyalarla ilgili Türkiye’nin öne çıkan şehirlerini dolaştı. Nonaka, tüm inceliklerini öğrendiği iğne oya üzerine yazdığı Japonca kitabı yayınladı.
Türk el sanatlarıyla ilgili çalışmalarını devam ettiren Nonaka, iğne oya kitabını hazırlarken daha çok köy ve kasabalarda sandıklarda özenle sandıklarda saklandığını gördüğü binbir çeşit işlemeli yün çorapları toplamaya başladı.
Nonaka, Antalya, Adana, Mersin, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Trabzon, Rize, Ankara, İzmir, Konya, Aksaray, Hatay başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yöresinden topladığı bu çorapları 700 parçalık bir koleksiyon haline getirdi.
İyi Türkçe konuşan ve yün çorap ilgisinin zaman içinde kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü söyleyen Nonaka, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iğne oya kitabı için yaptığı gezilerde bu merakın ortaya çıktığını anlattı.
– Sandıkta saklanmaları çok etkileyici
Köy ve kasaba gezilerinde kadınların bu çorapları özenle sandıklarda saklanmasının kendisini çok etkilediğini belirten Nonaka, şunları dile getirdi:
“Çorapların tıpkı iğne oyalarda olduğu gibi her yöreye göre farklı desen ve şekillerde işlendiğini fark ettim. Çorapların da o bölgenin veya çorabı ören kişinin psikolojik durumunu yansıtan semboller içerdiğini öğrendim. Örneğin bir kişinin çorabından, hangi köyden, kasabadan geldiği anlaşılabiliyor. Bu durum beni daha çok meraklandırdı. Çoraplardaki motifleri de araştırmaya başladım.”
Ayağı soğuktan koruma amacıyla giyilen çorapların üzerindeki sembollerin halı ve kilimlere dokunan kurt başı, kartal gibi desenlerle aynı olduğuna dikkati çeken Nonaka, “Örneğin bir köyde deprem yaşanmışsa onun acısını yansıtan motifleri çoraplara işlemişler. Bu çorapları görünce o bölge insanın ne yaşadığını neler hissettiğini anlayabiliyorum.” ifadesini kullandı.
Birbirinden farklı 700’e yakın yün ve çeşitli iplerden yapılmış çorabı bulunduğunu belirten Nonaka, “Sadece Türkiye’de değil, bu çorap kültürünün yoğun olduğu Bulgaristan da köyleri gezerek Türk kadınlarının ördüğü çorapları topladım.” dedi.
Çorapların üzerindeki motiflerin anlamları hakkında da bilgi veren Nonaka, renkli ve desenli çorapları kadınlar ve genç kızların, beyaz çorapları ise erkeklerin giydiğini belirtti.
Araştırmalarına göre ilk çorabın Arap Yarımadası’nda giyildiğini belirlediğini ifade eden Nonaka, bunun Türkiye’de de çok eskiye dayandığını kaydetti. Nonaka, şunları söyledi:
“Ancak benim toplayabildiğim ve görebildiklerimin en eskisi 1930’lara ait. Şu anda belki çok az bir bölgede yün çorap örüp giyen vardır. Gerçek anlamda 1960’larda bu işlemelerin de sona erdiğini anlıyoruz. O tarihte bile tek tük, artık şu anda ne ören var ne de giyen.”
– Japon kadınlara da tanıtıyor
Türkiye’deki eski çorap kültürünü Japonya’da da tanıttığını anlatan Nonaka, “Japon kadınlar da benim yaş kuşağım tabii, kış dönemlerinde yün çorap örüyorlar. Japon kültüründe de çorap önemli. Japon kadınlara, Türkiye’deki hemcinslerinin yaşam tarzını tanıtıyorum, bu yaz bu konuda bir de seminer vereceğim.” dedi.
Nonaka, çorap topladığını duyan Türk arkadaşlarının ilk önce şaşırdığını ancak çorapları koruyup sakladığı için kendisine teşekkür ettiklerini de vurguladı.
Koleksiyonunu sergilemeyi planladığını da belirten Nonaka, yün çorabın yerini patiklerin aldığını, bunları da Japonya’da tanıttığını dile getirdi.
AA