Tarih: 18 Mayıs 2019
Yazan: Ertaş ÇAKIR
Konu: Zehirli ağıcın meyveleri acı olur.
1990’dan bu yana Bulgaristan’da yapılan seçimlerde “ölü canlılar” oy veriyordu. 26 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili seçimlerinde yeni bir olayla karşı karşıyayız. Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) AP aday listesinde 2. Yerde bulunan Delyan Slavçev Peevski ortalıkta yok. 19 Nisan 2017’den sonra milletvekili olarak Sofya meclisine girmemiştir. Bu seçimde, onun AP milletvekili seçilebilmesi için, kurallara göre, son dönemde 6 ay bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinde yaşamış olması gerekiyor.
DPS’nin altını oymaya çalışan sert Bulgar milliyetçi partileri geçen hafta Yüksek Seçim Kuruluna, Yüksek Mahkemelere ve Baş Savcılığa başvuruda bulunsalar da bu konuda 18 Maayıs tarihine kadar bir yanıt alamadılar. Peevski 2009’dan sonra 41., 42., 43. ve 44. mecliste HÖH-DPS milletvekiliydi. 1980 doğumlu olan Peevski bilinen bir iş adamı ve siyasetçidir.
İş hayatına “MULTİ-GRUP” Holdingte başlamıştır. Politik hayata ise, 2001’de eski Çar İkinci Semeon Sakskoburrgotski’nin Bulgaristan’da döndükten sonra kurduğu, İkinci Semeon Milli Hareketi (NDSV) Partisi saflarında girdi, DPS’ye daha sonra katıldı. Milletvekili olarak meclisin hukuk ve güvenlik komisyonlarında yer aldı.
Sosyal medya D. Peevski’nin işlerini her defasında annesi İrena Krısteva ile bağlı gördü. Devlet Lotaryası şefi olan Bayan Krısteva özel sektör sahnesine ansızın ve 55 milyon US Dolar sermaye ile çıktı. Paranın kaynağının yakın temasta bulunduğu bir Yunan İş Adamı olduğu söylentisi dolaşırken, her defasında Rus sermayesi olduğu iddiaları daha fazlaydı.
2018 yılı vergi bildiriminde D. Peevski’nin 5 banka tasarruf hesabı ve bunlarda 16 851 810 leva olduğu görülüyor. “İntırs” AŞ’de 4 milyon leva değerinde senet; “İtırst” Ltd’de 9 801 089 leva değerinde hisse sebedi; “Proof Method Marketing”te 6 894 385 leva değerinde hisse snedi; İNT Ltd şirketinde 1 000 000 leva değerinde hissesenedi ve Mercury Holdıng Ltd şirketinde de 39 116 600 leva değerinde hisse senedi bulundurduğu kaydı yer alıyor. Bu şirketler dış ülkelerde kayıtlıdır. Otomobili yoktur. Bu bildirimle o Bulgar parlamentosunda en zengin siyasetçidir. 26 Mayıs seçimleriyle ilgili hakkında yayınlanan yazılarda o, bir Bulgar oligatşi temsilcisi, iş adamı, medya babası ve siyaset adamı olarak tanıtıldı. Annesi Bayan İ. Krısteva ise basın yayın ve TV yöneticisi olarak nitelendirildi.
18 Nisan 2018’da Başbakan B.Borisov bir TV söyleşisinde, “Peeevski gitti. Peevski artık Bulgaristan’da yaşamıyor” dedi. Buna rağmen, DPS yönetimi, Peevski’yi AP seçimlerinde seçilir yerden aday gösterdi. Sofya’da lüks otellerden birinde yapılan seçim kampanyası açılışına aday Peevski katılmadı. Seçildiğinde bu defa Brüksel’e gidecek mi dersiniz!
Seçim günü yaklaştıkça Bulgar medyası Peevski hakkında ton ve söylevini değiştirdi. Peevski’ye “mafya ve oligarşi, karanlık milyarden” dendi.
2014 AP seçimlerinde DPS AP milletvekili seçilen D. Peevski yerini Plamen Oreşarski hükümetinde (2013-2014) Çevre Bakanı olan Bayan İskra Mihaylovaya bıraktı ve Brüksel’e gitmedi.
“Multigrup” Holding kökenli D. Peevski’nin bir iş adamı olarak yasa dışı sıçramalı yükselmesinde HÖH-DPS “fahri başkanı” Ahmet Doğan’ın olağanüstü rol oynadığına inanmayan yok. Doğan “altın kafeste” kapalı tutulurken, “gizli anlaşmalı” işleri sanki hep Peevski yürüttü. Üzerlerinde, yukarıda sıralanandan birkaç misli fazla şirket kaydı, banka hesabı, fabrika ve lojistik firma olan bu şahıslar doğrudan doğruya bir yeraltı dünyasıdır.
“Glasove” (Sesler) haftalık gazetesinin sahibi Yavor Daçkov’la 15 Mayıs 2019’da bir söyleşiye katılan, 3 yıl önce çökertilen ve batmasında en büyük rolü D. Peevski’nin oynadığı savunulan, Belgrat’ta gizlenen bankacı G. Vasilev, “Peevski’yi bir numaralı düşman ilan etti.”
Yakın Bulgar tarihinde finans ve siyaset çevrelerinde sanki bir iç savaş yürütülüyor. Toplam 12 siyasetçi ve 56 bankacı öldürüldü. Bunlardan bir çoğu Ahmet Doğan ve Delyan Peevski’nin yakın dostuydu. Doğan’ın AP seçimleri arifesinde “küsmüş ve gönlü kırılmış” Bulgaristan Müslümanlarından “özür” dilemesinden ve Velingrad DPS örgütünün özür dilemesin bir “oy kullanmayacağız, çok aldatıldık” beyanından sonra, “Dnevnik” gazetesi şunları yazdı:
“Peevski tarafından yönetilen çarpık yüzlü (mutra) – milis merkezi savcılığı bir cop gibi kullanıp tuzak ardından tuzak kurarak politikacıların ipini çekiyor. Bu aysbergin (buz dağı) tepesinde oturan DPS milletvekili Delyan Peevski’dir. Ne ki, Peevski’nin ardında duran artık Ahmet Doğan değil, Doğan’ın yetki ve işlevlerinin bir kısmı tamamen Peevski’nin eline geçmiş bulunuyor ve o Türk hareketinin aslan payına hakimdir.”
Yine Ramazan günlerinde, AP seçim mitinglerini iftar sofraları kurulurken yapan ve konuşmalarında liste ikincisi Peevski’nin adını asla ağızına almayan parti Başkanı Mustafa Karadayı, Şumen Tumbul Cami önünde “2009 senesinden beri Bulgaristan’ın dümensiz bir araba gibi yokuş aşağı tekerlendiğini” bildirdi.
“Allah korusun! Deme be gülüm. Önümüz bataklık desene” derken, “Peevski nerede, söylesene, saklama söyle” deyenler oldu. Karadayı konudan konuna atladı ve duymazdan geldi.
Bu seçim arifesinde “kayıp aday”ı düşünmeye başlayan seçmenlerimiz “boş pusula” kullanma kararı almazdan önce birbirirleriyle iyice tartıştılar.
Birinci soru hep şu oldu:
“Nasıl oldu da, şu Peevski bizim çanağımıza düştü?”
Aralarında yemin etmişler gibi, hep bir ağızdan, bu “bir Rus tuzağı” dediler.
Gerekçelerinde hep İki Büyük Harp arasına indiler.
“O zaman Almanlar Bulgaristan’da 18 sigara fabrikası kurmuştu. Tütün ve sigara paketleri Almanya’ya, oradan Batı ya da Doğu Cephesine, sonunda Kuzey Afrika Cephesine” gönderildi. Bunu paket üzerindeki değişik dilde yazılardan anlamak kolaydı.
İkinci Büyük Savaşta Bulgaristan’a girmeyen Sovyet Orduları, Bulgaristan’daki Alman fabrikalarını komünistlerden ganimet olarak istedi ve aldı. 1996’dan sonra İvan Kostov hükümeti özelleştirmeye başlayınca, Moskova bu fabrikalar hakkında “malıma dokunma” dedi. Ardından ülkemizde Moskov borusu öttürüp halkımızı Batıya götürmeye çalışan Çar İkinci Semeon geldi ve peşinde Delyan Peevski türedi. Bu oğlanın Moskova ininden çıktiğini “Multi Grup” Holding’ten gelmesi kanıtlar. Anlaşılan “Multi Grup” Holging’e devledilmesi ve ülkemizde komünizm ve totalitarizm kalıtını ayakta tutma ve katilleri cezadan koruma işinde harcanacak paralara kaynak olarak, zulüm yıllarında en çok çeken Türkler’in alın terinden fatydalanmayı düşünmüşlerdi. Sözü edilen tütün fabrikalarında Türkler ve Çingeneler çalışıyordu..
Bir bavul parayla Peevski’nin anası sahneye çıkınca, “Bulgar Tabak” ve sigara fabrikaları, tütün depoları Peevski’nin ingilizce adlı şirketlerinin hissesine geçti. Ardından çöktüler, yıkıldılar, Filibe (Plovdiv) Tütün Depoları yandı vs. Hele de Türkiye devleti’nin D. Peevski ve arkasındaki mutra-milis grubuna Türkiye üzerinden Yakın Doğu’da sigara ticareti yapamazsınız diyerek yasak getirmesinden, şunlar doğru. Bulgaristan’da sigara fabrikaları kapandı, Dubay’da Bulgar sigara fabrikası açıldı. Bulgar Ticaret Bankası (BTK) soyulup çökertildi. Tütüncülere prim ödeme işi BULGARTABAC’tan Maliye Bakanlığına kaydı. Deliorman ve Dobruca’da Türk oyları GERB partisine kaydı. DPS 2015’te parçalandı. Peevski ile L. Mestan her gün aynı masada içseler de, Peevski partiyi tamamen ele geçirmek amacıyla DPS’de kaldı. Sahne oyuncusu Karadayı her akşam çıkıp iftar açmaya toplayan kardeşlerimizin önünde birşeyler söylemeye çalışıyor ama aklı hep kendi köyünde, “ya şu Peevski belirse de, savcı Tsatsarov’a gidip Tarım Fonundan aldığımız 10 milyon levayı sildirse” hesapları yapıyor. Demek oluyor ki, Batak çok derin…
Peevski’nin “Monitor”, “Politika”, “24 Saat”, “Telegraf” gibi gazeteleri, “Kanal 3” TV prgramını “PİK” medya yayını ve daha birçok basın yayın kuruluşunu ele geçirmesine gelince, bu da Rus işidir. Ruslar, özellikle “Soğuk Savaş” devrinden sonra, Balkanlarda, Avrupa’da ve dünyada yeni “devrimin“ sosyal medya üzerinden yapılacağına kendilerini inandırmış bulunuyorlar. Halkın iradesini kontrol altından tutmak için, Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya tarafında yer alan Bulgaristan Çarlığı vatandaşlarını fikirsel ve manevi olarak baskı altında tutup, Almanya’ya bağlanmalarını önlemek amacıyla en büyük 4 Bulgar gazetesini para sayıp satın almışlar, ajanlarına devretmişler ve istedikleri yazıları yazdırmışlardı. Bunu 2000 yılından sonra Bulgaristan’da yenilediler ve piyon olarak Peevski’nin annesini kullandılar ve basın, yayın ve elektronik medyayı kontrol altına aldılar. Peevski DPS milletvekili olarak Bulgaristan Müslümanlarını bir gramcık düşünse, gazetelerden birinin 2 sayfasını Türkçe basardı, ama nerede. Onun amacında Bulgaristan Müslümanlarını “Rus esiri” halinde tutmaya devam etmek ve üzerlerindeki Türk kimliği ve İslam dini etkisini azaltmaktır.
Yayınlarımızı izleyenler bilir. Demokratik Düçler Birliği (SDS) kökenli olan, fakat zaman içinde aşırı sol konuma geçen Volen Siderov’a Moskovçu bir parti kurması için (Araka Partisi) 1 600 000 leva verilirken, bu paranın verilmesine “Multi Grup” Holding varislerinden biri olan D. Peevski oldu. Peevski, “Ataka” partisini avucunun içinde tutmayı başardı ve bu seçimde 3 partili sözde “Ulusal Cephe” blokunun parçalanmasını ve milliyetçi kesimin dörde parçalanmasını sağladı, kalabalık bir grupla Brüksel yollarını kesmeyi başardı.
Peevski olayındaki başka bir gerçek de şudur. Ülkemizde vergi ödemeyen, demek oluyor ki Bulgaristan’da artık taşınmazı, çalışan fabrikası olmayan ve başkalarının üzerine kayıtlı götünen “Lafka” sigara içki ve kısmet oyunları zincirinden başka hiç birşeyi – dairesi dahi – olmayan D. Peevski Körföz ülkeleri “Of Shor Krallığında” yaşıyor. 3 sene önce Sofya’da çökerttiği “BTK” Bankasının “Oman Vakfi” payındaki paraları idare ediyor ve aklına geleni fırsat olarak kullanmaya devam ediyor.
Bu gelişmeler biz Bulgaristan Müslüman Türklerinin yüzüne çarpabilir. Çünkü en kötü ve en iyi koşullarda D. Peevski Sofya meclisinde bir Türk partisi milletvekili ve nasipse 26 Mayıstan sonra Bulgaristan Türkleri’nin Avrupa meclisinde bir temsilcisi olarak dalaverelerini çevirmeye devam ederse, bize ata topraklarımız yeniden dar gelebilir.
Bu defa, Peevski’nin milletvekili olarak 10 yıldan beri kendilerini Sofya Parlamentosunda temsi ettiği Velingratlı kardeşlerimizin kararına saygılı olalım. Onlar: “Biz oy vermiyeceğiz!” demişler.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Lütfen paylaşınız.
Hayırlı Ramazanlar.