Rafet ULUTÜRK

Bulgaristan yıllardır aynı kısır döngünün içinde dönüp duruyor. Halk şikâyet ediyor, yöneticiler duymazdan geliyor. Seçimler gelip geçiyor ama değişen hiçbir şey olmuyor. Sadece yüzler değişiyor, ancak sistem aynı kalıyor. Oysa unuttuğumuz temel bir gerçek var: Yöneticileri değiştirmek yetmez, halkın da değişmesi gerekir!

Bugün Bulgaristan’da ilk kez halkın gerçek sorunlarına eğilen bir siyasi figür sahneye çıkmış durumda. Veliçiye Partisi Başkanı İvelin Mihaylov, klasik siyasetçiler gibi salonlarda nutuk atmıyor, süslü vaatlerle halkı kandırmaya çalışmıyor. Tam tersine, ülkenin dört bir yanını dolaşıyor, gerçekleri gözler önüne seriyor:
Çöp yığınları, kirli dereler, bozuk yollar, sahipsiz bırakılmış insanlar… Yıllardır görmezden gelinen, konuşulmayan her şeyi gündeme getiriyor.

Burada, Mihaylov’un Avrupa’nın en büyük ve en anlamlı tarihî parkını inşa ettiğinden bahsetmeyeceğim. Gençleri bilinçlendirmek için kurulan, tarihe ışık tutan, kültürü yeniden canlandıran muhteşem bir park! Ancak asıl meselemiz bu değil! Bir parkın büyüklüğü değil, toplumun bilinç düzeyi belirler bir ülkenin kaderini!

Asıl soru şu: Bu sorunları sadece yöneticilere mi bağlamalıyız?
Yolsuzluğa, umursamazlığa, çevre felaketlerine yıllardır göz yuman, hesap sormayan bir halkın hiç mi payı yok? Yönetimde olanlar, halkın içinden çıkıyor. Eğer halk yöneticilerini değiştirmek istiyorsa, önce kendisini değiştirmeli! Sandıkta aynı kişilere oy vererek yenilik beklenmez!

Kimi Seçiyoruz?

Seçim zamanı geldiğinde halk neye bakıyor?
– Kim daha fazla para dağıttı?
– Kim daha büyük vaatlerde bulundu?
– Kim geçici bir menfaat sundu?

Oysa asıl soru şu olmalı:
Kim gerçekten bizimle ilgileniyor?
Kim halkın sağlığı, refahı ve geleceği için çalışıyor?

Yöneticiler, halkın hizmetkârı olması gerekirken halk, yöneticilerin önünde eğiliyor, susturuluyor, korkutuluyor. Oysa asıl korkması gereken yöneticilerdir! Çünkü halk, gerçek gücünün farkına vardığında hiçbir yönetici onun karşısında duramaz.

Sadece Yöneticileri Değiştirmek Yetmez!

Birçok insan değişimi sadece seçim sandığında arıyor. Fakat değişim sandıkta değil, günlük yaşamda başlar!
Halk her gün sesini yükseltmeli, yanlışları dile getirmeli ve hesap sormalıdır.

– Kendi mahallesinde,
– İş yerinde,
– Sosyal medyada konuşmalı ve örgütlenmelidir.

Çünkü eğer halk değişmezse, yöneticiler de değişmeyecektir.

Bugün Bulgaristan’daki en büyük problemlerden biri, devlet kurumlarının görevlerini yerine getirmemesi ve çevre kirliliği.
– Çöplerin derelere atılması,
– Su kaynaklarının kirlenmesi,
– Çocuklarımızın sağlığının hiçe sayılması…

Bunu yapan sadece yöneticiler değil, halkın kendisidir de!
– Çöpleri sokağa atan kim?
– Kirli suyu içmeye ses çıkarmayan kim?
– Kendi geleceğini tehlikeye atan kim?

Eğer halk bilinçlenmezse, hiçbir hükümet bu sorunu çözemez!
Halk değişmeli ki, yöneticiler de değişsin!

Korkuyu Aşmanın Zamanı Gelmedi mi?

Bulgaristan halkı 35 yıldır aynı korkuyla yaşıyor.
Komünist dönemden kalma bilinçaltına işlemiş şu düşünce:
“Sesini çıkarırsan başına iş gelir.”

Ama artık 21. yüzyıldayız!
Dünya değişti, Bulgaristan halkı hâlâ korkularının esiri mi olacak?

Eğer halk sesini yükseltmezse:
– Yöneticiler hesap vermeyecek.
– Yolsuzluk devam edecek.
– Çevre kirliliği, ekonomik çöküş ve sosyal adaletsizlik sürecek.

Oysa artık korkularımızı aşmanın, kendimize güvenmenin ve “Bu ülke bizim!” demenin zamanı geldi!

Gerçek Güç Kimin Elinde?

Unutulmaması gereken tek bir şey var:
Halkın karşısında başka bir güç yoktur!
Gerçek güç halkın elindedir. Ama bu gücü kullanmak için önce farkına varmak gerekir.

O halde şimdi karar zamanı:
– Yine mi susacağız, yoksa konuşacak mıyız?
– Yine mi korkacağız, yoksa cesaret mi göstereceğiz?
– Yine mi eski düzeni sürdüreceğiz, yoksa gerçekten değişecek miyiz?
– Yine mi aynı partilere oy vereceğiz, yoksa araştırıp iş yapacak partileri mi destekleyeceğiz?

Şunu unutmayın:
Değişim sizin elinizde!
Tek bir oy ile değişimi başlatabilirsiniz.

Eğer halk değişirse, her şey değişir!
Kalın sağlıcakla.

Reklamlar