Bulgaristan’da 1989 yılında sona eren eski komünizm rejiminin muhaliflerini sürdüğü Belene toplama kampının miras bıraktığı hatıralar başkent Sofya’da açılan bir sanat sergisinde yeniden canlandırıldı.

“Duvarı Delenler” adlı, Tuna Nehrinin Persin ve çevresindeki adalarında bulunan kampta kalan eski mahküm Doktor Petar Bayçev’in çizdiği portrler ve diğer izlenimler Ulusal Sanat Galerisi’nde sergilendi.Büyük bir bölümü hüküm dahi giymeden, sadece “rejim karşıtı olma” etiketi ile Belene’ye sürülen kampta yaklaşık 5 yıl kalan Bayçev, kader arkadaşlarının portrelerini, dikkatini çeken obje ve ortamların resimlerini çizmiş, resim kenarlarında not düşürmüştü.Yaşamını riske atarak, çeşitli yasa dışı yollardan eserlerini kampın dışına çıkarmayı başaran Bayçev’in arşivi bugün, belgelerin sınırlı bulunduğu Bulgar komünizmin en karanlık sayfalarından birini aydınlatılıyor.Kızı İlina ve oğlu Veselin tarafından yıllarca saklanan eserler ayrıca bir albüm haline getirilirdi, orijinalleri ise galeri duvarlarında sergilendi.Bulgaristan’ın komünizm diktatörlüğü yıkılışının 25. Yıldönümüne rastlanan sergi açılışına Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, eski Cumhurbaşkanlarından Jelyü Jelev ve Petar Stoyanov, Sofya belediye Başkanı Yordanka Fandıkova ve Belene kabusundan sağı olarak çıkıp hala yaşayan bir çok eski mahküm da katıldı.Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, Belene’nin çevresindeki dikenli tellerini aşan resimleri içeren sergi ile ilgili açıklamasında, “Çocuklarımıza, komünizm konusundaki tüm geçekleri söyleme zamanı gelmiştir” dedi.Mahkemeye çıkarılmadan, hüküm giymeden sadece Türk olduğu için Belene’ye 1985 yılında atılan Sabri İskender, AA’ya yaptığı açıklamada da, “Tam bin 113 gün hüküm giymeden mahküm oldum. Bölgede mısır tarlalarında çalıştığımız zaman, kazdığımız her yerde topraktan insan kemikleri çıkardı.” diye konuştu.Sabri İskender, Belene’de 1950’li yıllarında komünizmin vahşetlerinin çok daha büyük olduklarını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim dönemimizde orayı nazi toplama kamplarından farklı kılan sadece gaz odalarının olmayışıydı. Ama psikolojik işkence vardı. Biz o baskının önüne boyun eğilmedik, onu reddettik ve Türklüğümüzü koruduk. Ortada bir suç var, suçlu var, ama hiç kimse, asla ceza görmedi.”Komünizm rejiminin son döneminde sisteme karşı çıktığı için siyasi mahküm olarak hapis yatan politikacı Kazım Dal da sergiden çok etkilendiğini paylaştı.Bugün iktidar ortağı sağıcı Reformcu Blok’un (RB) üyesi Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’nin (NPSV) başkan yardımcısı olan Kazım Dal, serginin geçmişin tüm gerçeklerini yansıdığını söyledi.AA’ya konuşan Dal, “İşin en kötüsü, bu zulümleri yapanlar asla mahkeme önüne çıkıp gerekli cezayı görmemiştir. Malesef hala gerçeklerle yüzleşmedik. Hak yerini bulmadı. Bunun tek bir suçlusu var – siyasetçiler” dedi.Dal, eski komünist rejiminin siyasi polis ajanlarının bugünkü siyasetten ihraç edilmeleri gerektiğini savundu.Sergiyi gezen eski Cumhurbaşkanlarından Petar Stoyanov da özellikle gençlerin komünizmin ne olduğunu bilmeleri gerektiğini belirtti. Komünizm gibi rejimlerin asla geri dönmemeleri gerektiğini de ifade eden Stoyanov Stoyanov, AA’ya açıklamasında şunları söyledi: “Eskiden komünist partisi üyesi olmadan özgürlük, serbest dolaşım yoktu, ifade özgürlüğü, hatta normal çalışabilme özgürlüğü bile yoktu. Öyle bir devlette yaşıyorduk.”Yeni genç neslinin geçmişle değil, daha ziyade internet ile ilgilendiklerini belirten Stoyanov, “Bizim görevimiz de geçmişi asla unutturmamaktır” diye konuştu.”

Reklamlar