Tarih: 23 Haziran 2020

Konumuz; vatanımız Bulgaristan. Çevre Bakanı ve birçok Bakan Yardımcısı görevinden alınıp, sorgu masasından geçirilerek, bazıları da birkaç ay Sofya Merkez Hapishanesi’nde kaldı. Yeni atamalar yapılamıyor.  Borisov hükümetinde bakan ve bakan yardımcısı kıtlığı baş gösterdi. Teklifleri kabul eden aday yok.

Ülkemiz  İtalyan çöplüğü haline geldi. İzinleri veren bulundu. Çöpçülüğün paralı bir iş olduğu ortaya çıktı. Moskova ziyaretlerinden birinde, kendi başına – devlet adına – “Belene” NES’ne reaktör sipariş eden ve sonunda devlete depo bekleyen demir yığını için 1 250 000 000 (bir milyar iki yüz elli milyon) Avro ödeten Bakan yardımcısı G. Jivkov’un, diktatör T. Jivkov’un yeğeni olduğu anlaşıldı. “Studena” barajını boşaltıp 80 bin kişilik Pernik şehrini susuz bırakanın da aynı kişi olduğu öğrenildi. Memlekette adam kıtlığı belirdi. Seri kötülükler yapacak yeni şahıslar bulunamıyor.

II. Borisov hükümetinde aynı Bakanlığı yöneten ve halen Sofya Büyük Şehir Belediye Meclis üyesi olan, Trayço Traykov’un da başkent elektrik şebekesini özelleştirirken kaybolan 21 milyon leva ile ilgili hakkında açılan dava karar aşamasında devam ediyor.

Cevap bekleyen sorular var. Bu bakanlar, Borisov hükümetini devirip erken seçim isteyen muhalefetin ipi pazara çıkan kadroları mıdır yoksa hepsinin ipleri başka bir yerlerden mi çekiliyor?

Görüldüğü üzere burada milyar ve milyon Avro ve Leva’dan söz ediliyor. Oysa Bulgar devleti okula giden çocuklara kahvaltı parası için günde 0.56 stotinka (yarım leva) veriliyor. Meclisteki 240 milletvekilinin günlük birtakım ihtiyaçları ne kadar acaba, söylemeye dilimiz varmıyor!

Dünya basın özgürlüğü listesinde 111. yeri paylaşan ülke, güzel yalan söyleme işinde birincidir. Bu sabah TV açtım ve şunları işitim: “İnsanların ihtiyaçları, istek ve çıkarları zaman ve mekâna göre değişir”. Siyasetçilerin mutlak hakikati bilmelerine ihtiyaç yoktur. Öyle ama okula aç giden bir öğrenci 56 stotinkaya ne alabilir? Okul kantininde yarım litre su 0.70 st., bir börek 1 lv., 1 gofret 0.60 st. vs. Bu hakikatin neresi değişir. Fiyatlar sürekli yükseliyor. Derse aç giren bir öğrenci nasıl odaklansın ve neyi öğrenip bellesin!?

Yeni yeni öğrendiğime göre, Sofya Eğitim ve Teknoloji Bakanlığı’nın öğrencilere ders olarak sunduğu programlar, zaten çoktan yıllarını doldurmuştur. Yalnız birkaç okulda doğru dürüst ders veriliyor. Öğrenen, bileşik ödevler çözme yeteneğine yükselen gençlere zaten gerek yok. Uyanmaları tehlikeli. Bilgisizlik kitleyi uyutma hapı olarak kullanılıyor. Öğretmenler bu duruma tepki göstermiyor. Okula gitmeyen ama gitmiş gibi gözüken öğrenciler, ortaokul ve lise bitiriyorlar. Todor Jivkov’un aşçısının da lise öğrenimi yokmuş, önemli olsan susmayı bilmesi ve birkaç yemek yapabilmesi değil mi?

2017 seçiminden sonra halka inip, seçmenin sesini, derdini dinleyen milletvekili yok. İnsanlar TV’de konuşulanlara inanmıyor. “Covid-19” mağdurlarına 4 000 (dört bin) leva faizsiz kredi yardım yapılacak haberi yayıldı, bankalar bir sürü evrak istiyor ki, toplamak imkânsız. Vatandaşın hiçbir kuruma borcu olmaması birinci şart. Borçsuz adam mı kaldı? Elektrik su faturaları aylardır ödenmiyor.

Meclis, hükümet ve diğer devlet kurumları arasındaki bağlar kesildi. Devlet sistemi çalışmıyor. Savcılık kollarını sıvamış, seçimden 9 ay önce temizlik yapıyor. Yapay milyonerleri, komünist paralarına oturmuş fırsat kollayanları, dolandırıcıların arasından en irilerini topluyor, sonra da etli butlu garanti karşılığı salıveriyor.

İki hafta önce çıkan BGSAM yazılarında 60 kişilik bir liste bulunduğunu duyurduk. İçindeki kadrolardan hepsinin isimlerinin karşısında 50 milyon US Dolardan başlayarak 150 – 200 milyona kadar karşılıksız kredilerin rakamları yazıyordu. Bu liste, Başsavcılığı İtalyan çöpü baskınlarının birinde komünist geleneklerden gelen Vratsa’lli (Vraça) Plamen ve Atanas Bobokov kardeşlerin evi aranırken bulunmuştu. Bulgar sanayici cetvelinde iki önemli isim olan bu kardeşlerin bu liste ile ne işi olur demeyiniz. Onların,  Bulgaristan’da 5, birisi T.C.’de olmak üzere, dış ülkelerde 7, toplam 12 büyük sanayi tesisi var. Bu hafta birer milyon leva teminat karşılığında, tutuksuz yargılanıyorlar. Bu gelişmeleri politik olarak gerekçelendirmek ve nitelendirmek zor, eski Bulgaristan Komünist Partili soydan olsalar da, günümüzde kimi destekliyorlar bu henüz açıklanmadı. Bilindiği üzere, 1956’da BKP MK Genel Sekreteri Vılko Çervenkov devrilip, yerine Todor Jivkov geçince, aynı bölgede anti-faşist yıllarda partizanlık yapanlar – “Gorunya İsyanı” – başlatmıştı. T. Jivkov’u öldürmek ve komünist partisinin totaliter partiye dönüşmesini önlemek istemişlerdi.

2020 yılının başından beri, Başbakan Andrey Lukanov’un 19190’da çanta ile para dağıtarak ya da banka hesaplarına para akıtarak yarattığı BULGAR BURJUVA TABAKASI-nın artık çok büyüdüğünü palazlandığını, sermayesini birkaç kıtaya çıkardığını görüyoruz. Sorun anların Bulgar hükümetine (devletine) vergi vermemesinde kilitlenmiştir. Son günlerde yaşanan traji-komik olaylar ise yasadışı gelişmelerin kanıtıdır.

Türkçemizde eski tüfekler olarak bildiğimiz, Bulgar dilinde ise adları “şumkar” (1944‘ten önce, yılları çalılıklar ve kuru yapraklar arasında geçen partizanlar için kullanılır) güçler 2008’de GERB tescil yaptırıp, seçim yoluyla iktidara uzandığında isyan etmişlerdi ve devletten pay istemişlerdi. 1909’da bugüne Başbakan Borisov kendi başına hükümet kuramadı. Bu güçlerin şimdiki faşistlerle ortak hükümeti kabul etmesi olanaksızdır. Fakat palazlandıkları da ortadadır. 2015 yılında Tsvetan Vasilev’in BTK (Ticaret ve Kooperatif Bankası) soyulduğunda 7,2 milyon leva çalınmıştı. Borisov hükümeti BTK Bankasındaki kişisel tasarrufları 3.5 milyar Avro dış borç alarak ödedi. Ne var ki, bu numarayı her zaman yapmak mümkün değil gibi. Güçler dengesinde değişme var. Uluslararası davalar sürüyor. 2 ay önce 3 milyar leva parası olan Vasil Boşkov sıkıştırıldı, memleketten kaçmak zorunda kaldı, malına mülküne “antik koleksiyonuna” el kondu. Anlaşılan şimdi sıra Plamen ve Atanas Boborov kardeşlerde. Cetvelde 60 isim var. Devletten güçlüsü olmasa da, Bulgar devletinin gücü bu güçlerin hepsiyle hesaplaşmaya yeter mi, yoksa hepsi birden ekonomiden çekilirse ne olur? Ve bu işler seçimlere kadar biter mi? Yoksa bir iç savaşa mı gidiyoruz?

Borisov hükümeti, 2 defa istifaya zorlanmış ve üçüncü bir yeraltı darbesini, yeni bir deprem vuruşunu her zaman beklemiştir. Şimdiki çatışma, Borisov hükümetinin muhalefetteki oligarşi sermayesinden pay istemesiyle kızıştı.

Fakat bu gelişmeler aslında, Bulgar iri – oligarşi – sermayesinin bir kanadına, yeni ciddi bir darbe olurken, bazı olaylar bu hafta ansızın ters döndü.

Aynı anda 1 milyon kişi tarafından canlı izlenen Bulgar medyasında Başbakan Boyko Borisov’un ağzından, Meclis Başkanı, Kırca Ali Milletvekili Bayan Karayançeva hakkında ağza alınmayacak sözler çıkti. 22 Haziran sabahı “bTV” televizyonunda olayı yorumlayan Avrupa Parlamentosu milletvekili Bayan Elena Yonçeva şöyle dedi:

“Biz bu kayıttan, AB üyesi devletlerden birisinin Başbakanının politik hasımlarını yok etmeye hazır olduğunu işitiyoruz. Bu kayıtta biz, Başbakanda yüzlerce kişinin ekmek parasını kazandığı önemli yatırımların yok edilmesi emrini verdiğini duyduk ve gördük. Bu ses kaydı bize, Bulgaristan’da yasama, yürütme ve yargının birbirinde bağımsız olmadığını bir daha gösterdi. Bu ise, AB üyesi bir devlet için korkunçtur.”

Hafta sonunda hemen hemen bütün TV stüdyolarında bulunan yeni kurulan “BG Ayağa Kalk!” adlı sivil platformun kurucu başkanı Bayan Maya Manolova “Bugün Boyko Borisov iktidarının sonunun ilk günüdür.” Dedi ve şöyle devam etti: “Bulgaristan yeni normal bir duruma girmiştir. Başbakan vatandaşlara tulum, gazetecilere hindi kuşu diyor. Yeni normallikte başbakan silahıyla, külçeler ve Avro ve Dolar döşeğinde yatıyor. Vatandaş bu yeni normalliği kabul etmiyor, istifa ve değişiklik, modelin yıkılmasını istiyor.”

“Güz aylarında isyanlar patlayacak, hoşnut olmayanların öfkesinden tornado yaşayacağız. İşletmeler seri halinde iflas ederken, işsizler çalışanlardan fazla olunca ve vatandaşın cebi iyice boşalınca Bulgaristan hortumu göreceksiniz.”

“Vatandaşlar halinden memnun uyuyanlara, para resimlerine, yemek sofralarına bakmaktan artık usandı. Devlet kurumlarına ve hükümete güven dibe vurdu. Vatandaşlarla iktidarın bağları kopmuştur. İnsanlar aç, geçinemiyorlar. İş istiyorlar.”

“BG Ayaklan!” platformu 23 Mart 2021 seçimlerine katılacak. Bulgar vatandaşlarının paralarının nereye harcandığı, iktidarın tüm kirli işleri teftiş edilecek. Borisov’a karşı olan tüm güçleri birleşmeye davet ediyorum. Temmuz ve Ağustos aylarında Başbakan’ın kapısı önünde çadır kurup halka nasıl bir yönetim ve nasıl bir Bulgaristan için mücadele ettiğimizi anlatacağız.”

“Fakti” bg ‘de  Dosyalar Müdürlüğü eski Başkanı Metodi Andreev, Başbakan Borisov’un çok sıkıştırıldığı “istifa mektubunu 3. Defa atmaya hazırlanırken, GERB partisi milletvekilleri tarafından durdurulduğunu” yazdı. O, istifasını sunsaydı, GERB parçalanır ve şimdiki milletvekilleri bir daha asla meclise giremezdi.

Bu gelişmelerden sonra Milli Güvenlik Makamına paralel bir güvenlik örgütü daha kurmak isteyen Başbakan Borisov, 11 Haziran 2020 tarihinde meclisten bir yasa değişikliği geçirse de, Cumhurbaşkanı Radev veto etti.

Bu arada Sofya Şehir mahkemesi Slavı Trifonov’un “Var Böyle Bir Halk” partisi tescil etti ve siyasal paertiler tüzüğüne kaydını yaptı. 16 Şubat tarihinde “Böyle Bir Devlet Yok!” adıyla tescil edilmeyen parti, bu defa Bayan Tsvetanka Benina başkanlığında tescil edildi. 2016’da Trifonov halk oylamasına katıldı ve 2.5 milyon oy almıştı. İstekleri öncelikle seçim sisteminin değiştirilmesine, memleketin demokratikleştirilmesine ve adalet reformu yapılması yönündedir.

İşte böyle bir politik ortamda, bir yandan da, iki faşist, ırkçı parti- Makedon İş Devrim Örgütü VMRO ile Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Yurtsever Cephe NFSB – yaklaşan seçimlerde ellerini Türkleri yumruklamaya çalışırken kirletmemek için, “polise yardımcı olacak ırkçı milliyetçilerden gönüllüler birlikleri” kurmaya çalışıyor, daha doğrusu hazırladıkları yasa tasarısını mecliste onaylatmaya çalışıyorlar.

Bu hareketlenme ve kavganın içinde Müslümanların yeri nerededir? Seçmenlerimizden, onların menfaatlerinden tamamen kopan ve insanımıza seçenek ve ufuk gösteremeyen HÖH partisi, bu gidişle barajı aşamaz ve yolda kalırsa, politik sahneden inme tehlikesi belirmiş ve büyümektedir.

Soydaşlarımıza ve Bulgaristan’daki kardeşlerimize daha da yakınlaşma zamanı gelmiştir. Yerimizde saymamızla yol alamayız. Sevdiğimiz ve seveceğimiz liderimiz etrafında birleşip deniz gibi yükselip Sofya meclisine dolmalıyız. Davamız özümüzden özdür ve zafer bizim olacaktır.

Okuyanlara teşekkür ederim.

Sağ olunuz!

Paylaşınız.