Dr. Nedim BİRİNCİ

1. Halkın Sırtında Yükselen Derebeylik

Bulgaristan’da son 34 yıldır belli başlı isimler, halkımızın desteğini arkalarına alarak bir tür derebeylik düzeni kurdular. Ancak bu düzen, halkın yararına değil, aksine onları ezerek, ayrıştırarak ve susturarak inşa edildi. Seçim dönemlerinde vaatlerle halkın desteğini alan bu kişiler, iktidara yerleştikten sonra topluma hizmet etmeyi unutarak kendi çıkarlarını ön plana koydular. Bugün, Bulgaristan’daki Türk toplumu onların halka yabancı politikaları ve ayrımcı tutumları yüzünden bıkkın durumda.

2. Aileleri Parçalayan Göç Dalgası

Bu baskıcı yönetim anlayışı sadece siyasetle sınırlı kalmadı; toplumun en temel yapı taşı olan ailelere kadar sirayet etti. Baskılar, Türk toplumunun günlük hayatında hissettiği dışlanmışlık ve eşitsizlik, birçok insanı ülkesini terk etmeye zorladı. Avrupa’ya ve Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan bu insanların birçoğu, memleketlerinden uzakta, büyük zorluklar yaşadı. Hayatını yolda kaybedenler, gurbet ellerde hayat mücadelesi verenler, sevdiklerinden kopan aileler… Bu göç dalgası, halkın derin bir yara almasına neden oldu ve bugün, bu yaralar hala kapanmadı. Peki, bu göçlerin sorumluluğunu kim alacak?

3. Halkın Kaybedilen Değerleri ve Kimlik Mücadelesi

Halkımız, Bulgaristan’da kimliğini koruma mücadelesi verirken iktidarda olanların ilgisizliği ve baskıcı tavırları nedeniyle kaybettikleri kültürel değerleri için de büyük bir üzüntü içinde. Ana dili Türkçenin eğitime dahi tam anlamıyla yansımaması, dini ve kültürel bayramların bile baskı altında kutlanması, yıllar içinde kimliklerini koruma çabasında olan insanlarımızı daha da yordu. Özgür bir toplum ve kimliğini yaşama hakkı yerine, halkımıza kültürlerini ve dillerini unutmaya zorlayan bir sistem dayatıldı.

4. Hesap Günü Geldi: Adalet Talebi

Bugün geldiğimiz noktada, halk artık geçmişte yaşadıklarının hesabını sormak istiyor. Geçmişin baskıcı ve umursamaz politikalarının bedelini ödemek istemeyen halk, yeni bir yönetim anlayışı arayışında. Onların yıllardır sustukları, unutmuş gibi göründükleri zannedildi; ama bugün bu öfke ve hayal kırıklığı yüzeye çıktı. Derebeyliğe dönüşen iktidar sahiplerinin hesaba çekileceği gün geldi.

5. Yükselen Bilinç ve Yeni Nesil Umutları

34 yılın ardından yeni nesil, daha bilinçli ve geçmişte yapılanları unutmadı. Bulgaristan’da yaşayan Türk toplumu, yaşadığı haksızlıkları çok daha net bir şekilde görüyor ve yeni bir umut ışığı arıyor. Geleceğini, kendi haklarını ve kimliğini savunan liderlerle kurmak istiyor. Herkesin eşit haklara sahip olduğu, baskıdan uzak, özgür bir toplum için sesini yükseltiyor. Artık kimse, 34 yıl önceki hataların tekrarını kabul edecek durumda değil.

6. Son Söz: “Keser Döner Sap Döner, Hesap Döner”

Öyle bir noktaya geldik ki, yıllardır halkı umursamayan, kendi çıkarlarına çalışan bu kişilere karşı büyük bir hesaplaşma zamanı. İnsanları zorla göç ettiren, aileleri parçalanmış bir şekilde gurbette yaşamaya zorlayan, kimliklerini unutturmak isteyenlere karşı halkımız, artık kendi sesini duyuruyor. Bugün hesap günü geldi. “Keser döner, sap döner; gün gelir hesap döner.”

Sonunda, bu hesaplaşma halkın direnci ve adalet talebiyle son bulacak.
Bu mücadelenin sonunda kazanan halk olacak. Ve gelecekteki yeni nesil, geçmişin bu hatalarından ders çıkararak, adalet, eşitlik ve özgürlük için daha güçlü bir toplum kuracak.

Reklamlar