Türkiye’de gündem malum…
PKK yurt dışına çıkma kararı aldı, nasıl uygulanacağı tartışılıyor.
MHP 9 ilde büyük mitingler yapmaya başladı.
Bugün gazetelerde Başbakanın eyalet sistemi için “2023’de başbakan olsam ben bunu tartışırdım, düşünürdüm” dediği haberleri yer aldı.
Kısaca önümüzde ki günler çok hareketli geçeceğe benziyor.
Türkiye’de bunlar yaşanırken komşularımızda da sessiz bir hareketlilik var. Ülke gündeminin yoğunluğundan ve komşu olarak sadece Suriye ve Kuzey Irak’(!)ı algılamamızdan ötürü maalesef başta Türk Dünyası olmak üzere tüm komşu ülkelerimizi bir kenara bırakmış durumdayız.
Bir kenara bırakılan komşularımızın başında da Bulgaristan geliyor. Ülke nüfusunun % 9’unu (yaklaşık 610.000 kişi) Türkler oluşturuyor. Ki bu oran; Bulgaristan’da, Bulgarlardan sonra ki en güçlü etnik grup. Ancak ve maalesef bu güçlülük siyaset sahnesinde ki yanlış ve menfaatkar yaklaşımlar sebebiyle kendisini hiçbir dönem hissettiremiyor.
Bulgaristan’da 12 Mayıs’ta genel seçimler yapılacak ve bu seçimlere ilk defa 3 Türk Partisi birden katılacak.
Bunlardan ilki 20 yılı aşkın süre genel başkanlığını Ahmet Doğan’ın yaptığı ve birkaç ay önce olaylı bir kongre ile bu görevi Lütvi Mestan’a bıraktığı Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH).
Yıllardır bölgede Türklerin oylarını alan HÖH’ün bu seçimlerde gereken varlığı gösteremeyeceği konuluşuyor. Sebep olarak ta şimdiye kadar ki 20 yıllık süreçte Türkleri yeterince temsil edememesi. Ve ayrıca Türkiye’ye olan mesafeli yaklaşımı ve bu yaklaşımın Türkler tarafından kabul görmemesi de bir diğer etken.
İkinci olarak 7 Mart’ta kurulan yaklaşık 20 günlük bir siyasi hareket : Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP)
Genel Başkanlığını Korman İsmailov’un yaptığı HŞHP hakkında yeniliğinden başka söylenecek şeylerin başında Eski Bulgaristan Kralının başında olduğu Ulusal İstikrar ve Yükseliş Hareketi (NDSV) ile işbirliğine gitmesi geliyor. Bulgaristan siyasi çevrelerince sıkça dile getirilen bu iddia yeni partinin Türkler arasında pek şans bulamıyacağı söylentilerine de sebep oluyor. Aynı partinin ikinci adamı ise Kasım Dal. 23 yıl siyaset yaptığı partisinden (HÖH) istifa ederek yeni oluşumda yer alan Dal’a eski mesai arkadaşlarının hiçbirinden (ki buna ilçe başkanlarıda dahil) destek gelmemesi kafalarda soru işareti bırakıyor.
Üçüncü siyasi parti ise Genel Başkanlığını Güner Tahir’in yaptığı Ulusal Hak ve Özgürlükler Hareketi (UHÖH)
Güner Tahir bizim uzun zamandır takip ettiğimiz bir siyasetci. Şimdiye kadar siyaset sahnesinde pek varlık gösteremeyen Tahir bu seçimlere çok iddialı hazırlanıyor. Merkez Seçim Kuruluna adı geçen Türk Partileri içerisinde ilk kaydı onlar yaptırdılar. Türkiye’de ki bazı göçmen derneklerini de arkasına alan Tahir seçimlerin süprizi olursa kimse şaşırmamalı. Hakkında, Bulgaristan siyasetinin en büyük problemi olan rüşvet konusunda en ufak bir dedikodunun dahi olmaması ve halk tarafından dürüst olarak nitelendirilmesi onun şansını artırıyor.
Sonuç her ne olursa olsun bizim isteğimiz Bulgaristan Türklerinin refah ve mutluluk içerisinde yaşamaları…
Kazanana şimdiden hayırlı olsun…