Sofya’da Çekya Başbakanı Andrei Babis ile görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, “İltica başvuruları düzenleyen Dublin Sözleşmesi bizim istediğimiz şekilde işlemiyor. Bu sözleşme bölmekle kalmıyor, aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla Avrupa’yı kırıyor” dedi.
Çekya Başbakanı da Dublin Sözleşmesi’ni eleştirdi. Babis, “Göçmenler için kota getirilmesi kararı temsilcilerimiz olmaksızın alınmıştı, bu kabul edilemez” diye altını çizdi.
Dublin Sözleşmesi’ne göre sığınmacılar, AB sınırları içine giriş yaptığı ülkeye sığınma başvurusunda bulunmalıdırlar. Bunu yapmadıkları halde Kuzey veya Batı Avrupa ülkelerine yasa dışı yollardan giriş yaptıktan sonra yakalandıklarında ilk giriş yaptıkları AB ülkesine döndürülmelidirler.
Bu, en çok göç veren ülkelere yakın konumda olan Türkiye, Libya ve başka ülkeleri dezavantajlı bir duruma sokuyor. Yunanistan, İtalya, Slovakya, Çekya, Macaristan ve Romanya, Dublin Anlaşması’na defalarca karşı çıktı.
Borisov, sınırların kapanması, ancak sınır kapılarından giriş yapılması ve kadınları ve çocukları barındırabilecek Libya ve Türkiye’de güvenlik merkezleri inşa etmeye yönelik makul bir uzlaşmadan yana olduğunu ifade etti.
Borisov, “Vişegrad Dörtlüsü’nün üyesi olan ülkelerin başbakanlarının da AB dışındaki güvenlik merkezlerinde kadınlara ve çocuklara bakmamız fikrini olumsuz karşılamayacaklarını düşünüyorum. Bu çözümleri Türkiye ile olan sözleşmenin uzatılması ve ilişkilerin normal seyrine dönmesi için öneriyoruz” diye izah etti.
Çekya Başbakanı, Göçmenlerle ilgili sorunların Avrupa dışında çözülmesi fikrini destekledi. Babis, “Bu sorunların çözümü için Bulgaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığına bel bağlıyoruz” dedi.
Andrei Babis, AB’nin Schengen Alanı’nın kapsamını yeniden düşünmesini istedi. Çekya Başbakanı, “Yunanistan’ın neden Schengen’de olduğunu, Bulgaristan, Hırvatistan ve Romanya’nın ise olmadığına anlam veremiyorum” diye ifade etti.
Kırcaali Haber