İbrahim SOYTÜRK
Tarih: 21 Ağustos 2020
Bulgaristan’daki Sokak direnişleri, gençlerin istifa çığlıkları ve çekilmesi gerektiğinin farkında olan, ama besbelli üstlendiği bazı angajmanlardan kurtulup, şerefiyle istifa da edemeyen Başbakan Boyko Borisov hakikatten sıkıştırılmış durumda görünüyor.
Daha önce boğazı sıkılınca istifa atardı. Bunu şimdiye kadar 2 defa yaptı.
Köprülerden ve kavşaklardan sonra Bulgar Milli Televizyonu (BNT) işgal edildi. Fakat anlaşılan stüdyolara giremediler ki, konuşma yapılmadı çağrıda bulunulmadı.
Bir doktorun anlatıkları
Siyaset yazıp anlatırken de aklıma hep başımdan geçen hastane olayları gelir. Bir defasında kiloları 180’i bulmuş bir bayan gelmişti. “Ne dersem yapacağım! Kilo vermek istiyorum! Nefes alamıyorum vs vs” ağlamaklı anlattıktan sonra…
“Dayanabilecek misin?” Dedim.
“Kararlıyım, dayanacağım”, cevabını verdi.
Prosedüre başladık. Şekersiz, tatlısız, ekmeksiz, pirinçsiz bir kür önerdim. Yağları eritirken iyiydi. Ardından çıbanbaşı çıkararak kanı temizleme aşamasına girdik. Birçok yerinde birden çoban başı baş gösterdi. Zehirlenmiş kan vücuttan irin olarak akarak çıkmaya zorluyordu. Müthiş çileli bir süreçti. Dayandı ve bir yılda istediği şekli aldı.
Evet bu gün Bulgaristan’da aynı olayı izliyoruz. Kurumlar arası damarlar kötü kolesterol dolmuş ve tıkanmış. Bulgar toplumu kendini yenileyemiyor, yalnız hükumet değil, devlet de çökmek üzere ve hiçbir kimse elini taşın altına sokmak istemiyor.
Ben sokak gösterilerini, çadır kentleri, devlet kurumlarını, işgalleri, yumurta ve çürük domatesli saldırıları, köprülerin ve sınırların kapatılmasını art arda, her defasında daha büyük ve daha dayanılmaz ağrılı çıbanbaşı olarak değerlendiriyorum. Bu gidişle vücuttaki zehir aktıkça, ruh sakinleşecek, Başbakan ile Başsavcı irin gölü içinde kalınca istifa edip siyasetten ve devlet bünyesinden çekileceklerdir.
Başka çıkış yolu yok. Yeni anayasa da cankurtaran simidi olamayacak.
Devletin temizlenmesiyle temaslar, diyalog, görüşmeler başlayacak, herkesin kabul edeceği bir seçim hükümeti kurulacak ve siyasi düzenden sorumlular yeniden seçilecek. En çetin problem mafya elemanlarının devletten sökülmesi olacaktır.
Dünyaya rezil olmadan bir “anayasa değişikliği” yaparak halkın istemediği milletvekillerinden 120-sini köye soğan kazmaya gönderme ve hepsinden kurtulma kararı akla yakın. Ama bizim ülkede 18 yıl soğan kazan Jelü Jelev 1991’deTodor Jivkov’un yerine Devlet Başkanı olmuştu. İşin bu tarafı da var.
Her şeye “hayır” demeye alışan Bulgaristan halkı “anayasa değişikliğine” yüzde yüz “yeni bir anayasaya” ya da “anayasasız bir toplumda yaşama” tekliflerinin hepsine birden “hayır” dedi. Sosyalist parti yönetimi BSP 1991’de 4. Anayasayı imzalamayanlarla bir görüşme düzenledi. “Yenisi eskisini aratıyor, kabul edemeyiz” dediler.
1990’dan bu yana 30 yılda Bulgaristan’da 17 hükümet değişti, fakat hiç birisi bu kadar derin ve çaresiz-çıkışsız bunalıma düşmemişti.
Olayı şöyle görebiliriz.
Bir taraftan “Türk Akım” adıyla ünlü, Bulgaristan’daki adı “Balkan Akım” olan gaz boru hattının tamamlanması için Moskova zor verirken, Birleşik Amerika “inşaatı durdurun” baskısı yapıyor.
Bütçede paralar suyunu çekmiş Avrupa Birliği rüşvetçilik, İstanbul “jender” anlaşmasının onaylanması, dolandırıcılık, hukukun üstünlüğü, insan haklarının uygulanması ve azınlık hakları gibi şartlar koşarak fonları geciktiriyor.
“Covid 19” salgını şiddetini kesmezken, olayı vesile edip Sırbistan’ın Bulgar sınırına duvar çekmeye hazırlanıyor. Gurbetçiler işe gidemediler. Yunanistan sınır kapılarını kapattı. Karadeniz tesislerinde doluluk oranı % 5’e düştü. Avrupa Birliği’nin en yoksul ülkesinde sosyal sorunların sertleşmesi, yoğun bakımlarda boş yatak kalmayınca salgına yakalananların Türkiye hastanelere akması ve daha birçok sorun, hayatı durdurmuşken başka bir olay da oldu.
GERB Anayasa önerisini meclise sokmak için 120 oy toplayamıyor.
Sosyalistlerden sonra HÖH-DPS ve “Volya” (İrade) partisi de GERB önerisine oy vermeyeceklerini açıkladılar.
“Borisov Anayasa Önerisi” konusunda Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov’un VMRO partisi, “özel önerilerimiz var. GERB kabul ederse, önerinin bileşime alınmasını destekleriz!” deyiverdi.
Neymiş bu milliyetçi-ırkçı öneriler biliyor musunuz?
Birisine bakalım.
Irkçı-faşistler Bulgaristan azınlıklarından gençleri inşaat erlerine almak ve bedava köle gibi çalıştırmak istiyor. Romen kızları da 16—18 yaşı arasında askere alıp, hamile kalmalarını önlemek istiyorlar. Böylece Bulgaristan’da azınlıkların nüfus içindeki oranının artması önlenmek istiyorlar. Belki de kışlada tamamen kapalı, ailelerinde koparılmış, tecrit koşullarda azınlıklardan kızların kısırlaştırılması denenecek” yorumu yayıldı. Türkler, Pomaklar, Müslüman Milletten kardeşlerimiz, Tatarlar, Çerkezler, Çeçenler, Ulahlar, Makedonlar, Gagavuzlar ve diğer azınlıkların gençleri tehlike altındadır. 1920-1990 yılları arasında azınlıklardan gençler inşaat eri ve demiryolu eri olarak 24 ile 36 ay arasında bedava çalıştırıldı. Zorla domuz yedirdiler. Sakat dönenler oldu. Sosyal yardım alamadılar. İnşaat Erleri kurumu ırkçı bir kurumdur. Türk düşmanlığı ocağıdır. Gençleri köleleştirme merkezidir.
1991 Anayasası Bulgaristan’da zorunlu askerliği, inşaat erleri ve demir yolu erlerini de kaldırmıştır.
Bu konuda TV ekranlarında, sosyal medyada ve gazetelerde sık sık demeç veren VMRO başkan yardımcısı ve AB milletvekili Angel Cambazki çok ısrarlı konuşuyor. Yunanistan Makedonya’sından 1918’de gelen sığınmacı Makedon ailelerinden olan ve şimdi kendisini Bulgar’dan Bulgar yapan bu sahte siyasetçi Bulgaristan’da asker ocağındaki durumu ve çekileri bildiğinden olacak, kışlaya gitmemek için 12 yıl bin dereden su getirmiş. Sahte yollardan Sofya Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırmış ve kendini 12 yıl yanı 24 dönem üniversiteli göstermiş, sağlık raporlarıyla durumu idare etmiş ve askere gitmemiştir. Bu sahtekâr her gün Türklere ve Türkiye’ye çamur atıyor, azınlıklardan gençlerin kısırlaştırılmak ve bedava çalıştırmak ve amansız sömürmek için Anayasa değişikliği yapılarak 5. BG Anayasasına azınlıklardan gençlerin inşaat erlerine alınmasının yasallaştırılmasını öneriyor ve ısrar ediyor. Anayasa değişikliği yapılacaksa, milliyetçi ırkçı partilerin – VMRO, NFSB, ATAKA gibi siyasi partilerin yasaklanmalı, anayasa görüşmelerine katılmalarına izin verilmemeli ve onları yasaklayan maddeler anayasaya mutlaka işlenmelidir.
Faşistlerin kol gezdiği hiçbir ülkede demokrasi ve adalet olamaz.
Bizi izleyiniz.
“Covıd-19” ortak düşmanımızdır. Tedbirli olalım!
Hepinize sağlık ve mutluk dilerim.