BGSAM
Tarih: 02 Nisan 2021

Bugün 2 Mart 2021 Bulgaristan seçimleri hazırlıkları ve propagandası durduruluyor. Pazar gün seçim var. 45. Sofya Halk Meclisi seçilecek. 240 milletvekili önümüzdeki yıllarda Bulgar iç ve dış politikasını geliştirip uygulayacaklardır. Geçen mecliste Romen, Ulah, Gagavuz, Tatar, Çerkez, milletvekili yoktu. İlk kez Hak ve Özgürlük Partisi DPS dışında 3 Bulgar partisi de seçim listelerine Türk isimli 9 aday aldı.

Bulgaristan 31 Seçim bölgesine bölünmüş ve her bölgeden en az 4 milletvekili seçilecektir. En büyük seçim bölgesi olan,  Sofya’daki 23. Seçim bölgesinden ise 15 milletvekili seçilmesi bekleniyor.

Dış ülkelerdeki 3 milyon vatandaş 68 ülkede oy kullanacak. 62 seçim sandığı ile Almanya birinci ve 38 oy seksiyonu ile İspanya ikinci yerdedir. Türkiye, İngiltere ve Birleşik Amerika’da 35-er seçim sandığı açılacak ve dış ülkelerden % 7-8 oranında oy gelmesi bekleniyor.

Bulgaristan’da bu seçimlerde 2017’i genel seçimlerine kıyasla  1 milyon seçmenin sandığa gitmeyeceği ve 20-30 Mart günleri arasında yapılan son anketlerde, 2 600 000 – 2 800 000 arasında seçime katılım olacağı ve bunun oyların % 50-51 -ne tekâmül ettiği açıklandı.  Olayların anketlere yansıdığı gibi gelişmediği halde ve katılım oranı Korona -19 virüsünün etkisinde % 30-lara düşerse, Avrupa Birliği’nin seçim sonuçlarını tanımaması ve yeni hükümet kurulamaması sığı da göz kırpıyor. Tabii seçim sonuçları 4 Nisandan sonra değerlendirilecektir.

Kampanyada ideolojik çatışma yaşanmadı.

Ne var ki, biz Bulgaristan seçimleri sonuçlarını en fazla etkileyen faktörün ülkenin egemenlik, bağımsızlık ve komşularıyla iyi  ilişkileri ve azınlık sorunları olmasını beklemiştik. Bu kampanyada  “Corona -19” koşullarında  15-20 kişiden fazla grupların bir araya gelmesine izin verilmedi. Kürsülere yumruk vurulmadı. TV tartışmalarına Başbakan Borisov gelmedi. 1 dakikası 35 bin leva olan TV propaganda kliplerini de ancak parası olan ödeyebildi. En pahalı TV vakti kullanan Avrupa Birliğinin “faşist” dediği, VMRO, NFSB gibi partiler ve eczane ve benzinci sahibi “Volya” (İrade) partisi idi. Şoven ırkçı kesin 2017-2021 yılları arasında Bulgar vatandaşlığı, kimlik ve pasaport satmaktan kazandığı paraların büyük kısmını yeniden seçim kazanıp meclise yerleşme ve iktidara tırmanma hedeflerine kullandı, oy satın aldı, tuzak kurdu, dolap çevirdi…

Seçim kampanyasının Avrupalı Bulgaristan Vatandaşları GERB partisi ile iktidar ortaklığı yaptığı VMRO – Makedon haydutları ve NFSB – Trakya faşistleri bir cephede idiler. Demokratik, anti-GERB muhalefet ise karşı (öteki) cephedeydiler.  2020 yazında parlayan protesto ateşinin seçim yangını olarak ülkeyi kuşatacağı düşünülmüştü. Ne ki, virüs yasakları başta olmak üzere, salgının PİK yapması aşı ve hastanelerde yeterli yatak olmaması, sağlık merkezlerindeki genel aşınma, ekip yorgunluğu ve çöküş tehlikesi, korkusu ve başka korkular seçmenleri evlerine kapadı. Kısacası, son günlerde olduğu gibi, bugün de  Bulgaristan “Covid-19” haritası de baştanbaşa koyu kırmızı.

Bulgar ideolojik çarpışma yaşamasa da, Seçim arifesinde Bulgar “yurtseverliği” /ırkçı nasyonalizmi/ Avrupa’da merkez kaçar (merkezden uzaklaştırıcı) güç olarak belirdi ve etkili oldu.

Mart ayında Slovenya’da Balkan ülkelerinde ve Avrupa Birliğinde kimlik bunalımı başlıklı bir rapor yayınlandı.

Bu raporda Bulgaristan Avrupa Birliği kimliğini bozan, dağıtmaya çalışan bir güç olarak belirdi.

2007’de Bulgaristan, hazırlıklarını tamamlamamış olsa da, Avrupa Birliğine üye alındı. Son 14 yılda AB gururu kaynatan Bulgarların başı döndü. Bulgaristan’ın AB kazanını doğru dürüst kaynatamadığı ortaya çıktı. Bulgaristan Federatif Avrupa Birliği değil, milletlerin Avrupa Birliğini istiyor. Bunun arkasında iki tez yatıyor.

Birincisi ülkenin sömürge olmasına karşı çıkan ve bağımsızlık ve egemenlik isteyen bir tutum var.

Kincisi, Avrupa Birliği kimliği isterken,  ayrıca “NATO-ya “EVET” ama Bulgaristan’a yabancı askerler girmesine veya askeri üsler ülkede askeri üsler kurulmasına  “HAYIR” tezi var.

Bu arada Nazi Almanya’sı döneminden kalan, “Bulgaristan her şeyin üstünde” sloganı VMTRO ve NFSB faşistleri tarafından defalarca yükseltildi. Aşırı milliyetçilik ve ötekileştirme kışkırtıldı. Hitler gibi sağ elini kaldırıp selama duranlar oldu.

Seçim arifesinde beliren Bulgaristan AB kimliği krizi, ülkedeki ideolojik ve politik yüzleşme ve çarpışmayı sanki durdurdu. Halk oylaması (referandum) istekleri yeniden belirdi ve keskinleşti. Bulgaristan NATO ve AB’ne girerken referandum yapmamıştı, (sonuçlarından korkanlar vardı. Düzülen arabanın devrilmesi endişesi ağır basmıştı.) Olayın şimdi yeniden canlanmasının 2 temel nedeni var.

  • Bulgaristan halkının AB ülkeleri ortalama standartlından 3 kez daha fakir yaşaması, sosyal, eğitim ve sağlık sorunlarına çözüm bulamaması ve parça parça yaşamaya zorlanmasıdır. AB arkada kalan dönemde Bulgaristan’a 29 milyar fon akıtmıştır. Ne yazık ki, bu paralarla yeni bir Bulgaristan şuuru oluşturulmamıştır. Çok acı olan gerçek ise,  paraların çalınmış ve dış ülkelere çıkarılmış olmasıdır. Seçmenlerin ise, Kovid-19 vesile edilerek emekli maaşlarına bir süre için 50 leva yardım verilmiştir. Bu gerçek memleketi iyice parçalamıştır.
  • Rusların da kışkırtmalarıyla Bulgaristan’ın hem iç hem de dış siyaseti tamamen tosladı. Kuzey Makedonya siyaseti çıbanbaşı olmuştur.  Balkanlarda ve Avrupa’da Bulgaristan milli siyaseti tosladı. AB’den ve Balkan ülkelerinden gelen tepkilerden sonra seçimlerden bir hafta önce ABD Dış İşleri Bakanlığı “insan hakları konusunda” sert anti-Bulgaristan çıkışı yaptı.

ABD Sofya Büyükelçiliği tarafından Bulgaristan Dış İşlerine sunulan bu rapor, Bulgar medyasında önce çok küçük bir alıntı olarak yayınlandı:

“ABD Bulgaristan Davranışları Eleştirdi:

ABD, Bulgaristan’da Rüşvetçilik, Sansür ve Polis Baskıları Hedef Aldı.

Birleşik Amerika Dış İşleri Bakanlığı dünyada insan hakları yıllık raporunu açıkladı. Sofya’daki ABD Büyükelçiliği raporun Bulgaristan bölümünü kamuoyuna kısmen açıkladı.  Bilgilendirmede, Bulgaristan’da insan hakları konularında, polisin baskı kullandığı duyurulurken, keyfi tutuklamalar yapıldığı, yargı sisteminin bağımsızlığı konusunda çok ciddi sorunlar olduğu, medyalar ve gazetecilere politik baskı yapıldığı özellikle vurgulanırken, fikir özgürlüğü konusunda ciddi sorunlar yaşandığı, göçmenlere ve sığınmaya yer arayanlara da ciddi baskı uygulandığı ve çok ağır rüşvetçilik yaşandığı belirtildi.”

Fakat birkaç gün geçer geçmez, Birleşik Amerika dış işleri bakanlığının Bulgaristan’ı eleştiren İNSAN HAKLARI RAPORUNDAKİ ana konuların iç politikada ROMENLER MESELESİ ve DIŞ POLİTİKADA DA KUZEY MAKEDONYA CUMHURİYETİ VE BULGARİSTAN CUMHURİYETİNDEKİ MAKEDON AZINLIĞA POLİTİK ÖRGÜTLENME HAKKI TANINMASI VE MAKEDON KİMLİĞİNİN TANINMASI OLDUĞU açıklandı basında ve medyada yorumlanmaya başladı.

Bu yazımızda Romenlerin temel insan hakları konusunu ele alıyoruz:

  • İnsan haklarının başında bir vatandaşın yaşadığı ülkede mal mülk edinme hakkı Bulgaristan’da gettolarda ve mahallelerde ve hatta resmi ismi olamayan, “yerleşim yerlerinde” yaşayan Romenlerden 200 bin hane yani bu hanelerde 4-5 kişi yaşasa, en az 1 milyon Romen vatandaşın toprak, arsa, mal mülk edinme, evine tapu çıkartma vs hakları yoktur. Değişik zamanlarda, monarşi ve totalitarizm döneminde ve 30 yıldan beri devam eden sözde demokrasi koşullarında bu vatandaşlara, bu etnik gruba bu temel insan hakkı tanınmamıştır. Halen bu konu gelecek ay Londra’da toplanacak olan Avrupa Romenleri Uluslararası Konferansında ele alınacak ve bu büyük etnik grup adına,  Bulgar devletine istekler yönetilecektir. Ayrıca, Avrupa Birliği 2021 – 2027 yılları arasında bunalımları aşması için Bulgaristan’a yöneltilen 29 milyar Avrodan,  7 milyar Avroluk bölümü, ülkedeki konut sorununun çözülmesine yönlendirilmekte olsa da, bu paraların da çalınacağından korkanlar halkı uyarıyorlar. Daha önce “Romen On Yıllı” adında benzer bir sosyal ve konut sorunlarını çözme programı hazırlanmıştı, paralar geldi, fakat beklenen sonuçlar alınamadı. Plovdiv’e bağlı “Voyvodino” köyünde, Varna’nın “Mensura” mahallesinde, Blogoevgrad’ın “Gırmen” Belediyesinde ve daha birçok yerleşim merkezinde Romen evleri yakıldı, yıkıldı, fakat yerine ev konmadı, paralar çalındı. Bu yıl da Stara Zagora kentinde 100 Romen ailenin evleri yıkıldı, fakat kimseye daire gösterilmedi. ABD Dış İşleri Bakanlığı Bulgaristan’da “insan hakları raporunda” bu gerçeklere işaret edilmiştir.
  • Raporda, Bulgaristan’da yaşayan Romenlerin kör cahil bırakılması konusu da işlenmiştir. Eğitim Bakanlığı raporlarında okul dışı çocuk kalmadığına her vesileyle yer verilse de, Bulgaristan’daki Romen gençlerin % 48’i okuryazar değil, Roman nüfusun % 80’i okuduğunu anlamıyor, doğru dürüş yazamıyor, yazı diliyle işlem göremiyor ve fikrini kâğıda dökemiyor. Okumuşluğu imza atmaktan öte gitmiyor.

Korona virüs koşullarında “uzaktan eğitim programına geçilmesiyle” Sofya’nın en kalabalık Romen mahallelerinden biri olan “Fakulteta” mahallesinde öğrencilerin ancak % 13’ünün evde masa üstü bilgisayarı kullandığı, % 10’un da cep telefonundan ders görmeye çalıştığı, % 77’inin böyle imkânları olmadığı belirtildi. 2009 yılından beri Boyko Borisov döneminde Bulgar Yüksek Okulları 6 defa daha fazla Romen gence yüksek diploma vermiş, fakat bu gençlere devlet kurumlarında iş gösterilmemiş, işsiz kalınca da hepsi ülkeyi terk etmişlerdir. Romen gençler Orduya alınmadığı gibi, Polis ve İtfaiyeci, öğretmen ve eğitmen gibi görevlerde çalışmaları da sorunlu ve hatta doğrudan olanaksızdır.

  • Romenlerin ekonomik sorunlarına da değinen ABD Dış İşleri Bakanlığının “İnsan hakları raporunda” sosyal konulara önemli yer ayrılmıştır. Romenlerin kendilerinin yaptığı bir araştırmaya göre, 2020’de Bulgaristan’da değişik yaşta 120 bin Romen bir günü 5 leva (2.5 Avro) ile geçirmek zorundadır. Ülkede en düşük emekli maaşı alan kesim Romen azınlığıdır. Geçim sıkıntısı bu sosyal grupta büyük korku yaratmıştır. Covid-19 ile gelen sıkıntılı günlerde 4 bin Romen işten çıkarılmış ve ilk 3 ayda işsizlik parası alamamıştır.

4 Nisan 2021 seçimleri arifesinde Bulgaristan Romen dernekleri bir ortak bildiri yayınlayarak şu isteklerde bulunmuştur:

  • Yeni ekonomi politikası istiyoruz. İşe alınırken etnik bazlı insan ayırımı yapılmamalıdır.
  • Yeni baştan düzenlenecek bir eğitim politikası. Azınlıkların kendi dillerinde eğitim görmesi ve resmi dil olarak Bulgar dilini örmesi. Romen kimliğinin tanınması. Bulgaristan Romen kimliğine esas olarak anadil, geleneksel kültür ve halk edebiyatının alınması ve eğitim programının yeni baştan düzenlenmesi. Romen öğretmen ve eğitmen yetiştirecek pedagoji okulları ve fakülteler açılması.
  • Romenlerden doktor, hemşire, ebe ve başka sağlık personeli yetiştirilmesi. Romenler hastaneye alınırken ayrım yapılmaması. Romenlere de diğer vatandaşlar gibi eşit koşullarda sağlık hizmeti alma hakkı tanınması. Romen mahallelerine sağlık merkezleri, eczaneler vs açılması.
  • Konut probleminin çözülmesi. Romenlere arsa alma, konut alma, ev yapma ve mülk edinme hakkı tanınması ve bu hakların yasallaştırılması. Romen ailelere konut kredisi, ev yapma kredileri verilmesi ve kolaylıklar sağlanması. Avrupa fonlarıyla Romen mahalleleri kurulup genç ailelere konut dağıtılması. Bu konutlara okul ve poliklinik, kültür merkezi ve sosyal tesisler inşa edilmesi.
  • Romenlere karşı kullanılan düşmanca söylevin yasaklanması. Düşmanlık ateşi yakanların cezalandırılması, yargılanarak hapse atılması. Okullarda düşmanlık dili kullanan öğretmenlerin görevden alınması. Toplumda birlik oluşturacak kültür-sanat merkezleri kurulması. Etnik sorunları işleyen milli propaganda ve kültür merkezlerinde ve kurumlarında TV programları, radyo, basın ve sosyal medya yayınları açılması ve programların azınlık dilinde yapılması.

Yeni hükümeti bu gibi isteklerle karşılamaya hazırlanan Bulgaristan Romenleri bilinçli hareket etme yolunda ilk adımlarını atarken, Bulgar devletinin sırtında yaşamak istemediklerini, devletin ekonomik ve kültürel alanlarında yedeği olmaya hazırlandıklarını ve kendi kültürel alanlarını oluşturmaya hazırlandıklarını gizlemiyorlar ve açıkça duyuruyorlar.

Bizi izleyiniz.

Yeni konumuz, ABD Dış İşleri Bakanlığının “Bulgaristan’da İnsan Hakları İhlalleri” dizisinden Bulgaristan’da Makedon Azınlığa Politik Örgütlenme Hakkı tanınmalıdır.

Okuyanlara teşekkürler.

Paylaşınız.

Reklamlar