Bulgaristan’ın Yambol şehrinde doğan Margarita Dimitrova, Sofya’da önce spor eğitimi aldı, ardından tıp fakültesini bitirdi. Fizyoterapi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Dimitrova, memleketinde 20 yıl doktorluk yaptıktan sonra Türkiye’ye geldi. Eşinden boşanan ve bir süre İstanbul’da yaşayan 1 çocuk annesi Dimitrova, üniversitelerde eğitim verdi. Daha sonra çevreci ve sürdürülebilir bir yaşam kurma hedefiyle, Muğla’nın Köyceğiz İlçesi’ne yerleşti. İstediği araziyi bulamayınca, bu kez Denizli’nin Buldan İlçesi’ne geldi. Dokuma hakkında bilgi edinmek için geldiği Buldan’da çiftlik hayalini kent sakinlerine anlatınca, aradığı araziyi Tekke Mevkii’nde buldu.
59 yaşındaki Dr. Margarita Dimitrova, kurduğu çiftlikte tam bir köy hayatı yaşıyor. Satın aldığı araziyi Margarita Çiftliği’ne dönüştüren Dimitrova, doğal ve organik ürünler yetiştirerek çevresindeki çiftçilere de örnek oldu. Ürünlerini ise ilçe pazarında kendisi satıyor.
3 yıl önce yaklaşık 15 dönüm arazi satın alan Dimitrova, hayalini gerçekleştirmek için çalışmalarına başladı. Arazide 16 metrekarelik taş ve kerpiçten tek odalı bir ev yaptırdı. Araziyi işleyen ve doğal tarım ürünleri yetiştirmeye başlayan Dimitrova, su ihtiyacını ise dağlardan akan doğal kaynak sularıyla karşıladı. Arazisine damlama sulama sistemi de döşeten Dimitrova, tarım konusunda eğitimler aldı.
Bulgaristan ve İstanbul’da toplam 30 yıl doktorluk yaptığını, judo antrenörü oğlunun Yunanistan’da yaşadığını belirten Dimitrova, ” Türkiye Bulgaristan’a yakın olduğu için burayı seçtim. Doğa ile uyumlu yaşam kuruyorum. Temiz ve fabrika olmayan bir bölgede bir çiftlik kurdum. Ben sürdürülebilir yaşam, permo kültür tasarım uygulamak istiyordum. Temiz hava, temiz su, temiz gıdalar, benim amacım buydu. Çiftliğimde sebze yetiştiriyorum. Mevsim sebzeleri yani maydanoz, roka, ıspanak, semizotu, domates, biber, patlıcan yetiştirebiliyorum. İhtiyacımdan fazlasını pazarda satıyorum. Buldan Ziraat Odası’na kayıtlı bir çiftçiyim. Benim katkı maddesi olmadan doğal tarım ürünü olarak sattığım ilk ürün bakla” dedi.
Çevresindeki çiftçilere örnek olduğunu ifade eden Dimitrova, “Burada bir eko mahalle oluşturmak için birkaç kişiyle niyetlendik. Belediyeye tekke mevkiinde bir eko mahalle oluşturmayı teklif edeceğim” dedi.
Araziyi alıp, doğal tarım yapmaya başladığında zorluklar çektiğini belirten Dimitrova, “İlk el dokuması öğrenmek için geldiğimde herkes bana hayran kaldı. Nasıl bir doktor gelmiş el dokuması öğrenmeye çalışıyor diye. İnsanlara çok ilginç geldi ve sevecen bir şekilde yaklaştılar. Sonra arazi alacak olduğum zaman biraz tepki aldım. Buraya yerleşeceğim diye bazı insanlar sorgulamaya başladı. Acaba bu kadın ne istiyor? Onca yer varken, Buldan’a mı buldu diye düşündüler. Herkes sorgulayabilir tabii ki ama ajan ve hazine aradığım iddialarını ben gülerek karşıladım” dedi.
Günlerini hayvanları ve bitkileriyle geçirdiği belirten Dimitrova, “Burada bir günü hiç sıkılmadan geçirebiliyorum. Erken kalkıp erken yatarım. Sabah kalkınca ilk iş olarak hayvanlara bakıyorum. Ahırı temizliyorum. Onlara yem veriyorum. Ahırda hayvanlarıma şarkı söylüyorum. Şarkı dinlemeyi çok seviyorlar. Şarkıdaki heyecanı hissedip kulaklarıyla tepki verip dinliyorlar. Onlarla birlikteyken çok eğleniyorum. Sonra bahçeye gidip köpeğimi ve tavuklarımı besliyorum. Onlarla sohbet ediyorum. Kar olmadığı zamanlarda bahçeyi dolaşıp ektiklerime tek tek bakıyorum. Güneşle selamlaşıyorum. Her gün arazimde bir ya da iki kez dolaşıyorum. Sonra kış olduğu için evime girip sobamı temizleyip oturuyorum” diye konuştu.