Sofya Üniversitesi’nde “Antarktida’da yapılan Bulgar araştırmalarının sentezi” başlıklı kitabın tanıtımı yapıldı. Prof. Hristo Pimpirev ve prof. Neşo Çipev’in İngiliz dilinde yazdıkları kitapta son 25 yıllık dönemde Livingston adasında bulunan Bulgar üssünde yapılan araştırmalardan alınan ve bundan önce yayınlanmayan sonuçlar yer almaktadır.
Ülkemiz Buz kıtasının araştırılmasında ciddi bir deneyime sahiptir. Bulgaristan’ın Antarktik programını başlatan ve her yıl yapılan gezilerin yöneticisi jeolog prof. Hristo Pimpirev, şunları açıkladı:
“Antarktida’da büyük miktarda tabi kaynak var ve oradaki topraklarımız Bulgaristan’ın bir parçası olduğu için orada neye sahip olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Bu tabi kaynaklar 2040 yılından sonra kaçınılmaz olarak işletilmeye başlayacak. 2040 yılına kadar kullanılmasına moratoryum konuldu. Biyolojik bilimler alanında ise Antarktida’da bulunan bütün eşsiz bitey ve direyi araştırıyoruz. Oradaki iklim spesifik olduğu için sadece orada bulunan büyük sayıda endemik türler vardır. Penguenler üzerinde yaptığımız araştırmalar örneğin onların tüylerinin ağır metallerle zenginleştirilmiş olduğunu gösterdi. Yani küresel kirlenme, en temiz olan bu kıtaya bile ulaşmış bulunuyor” diyor prof. Pimpirev ve yapılan araştırmalar sonucu Antarktida’da hissedilir bir iklim ısınmasının saptandığını da ekliyor.
Buz kıtasını araştıran Bulgar bilimcileri, 7 yeni bitki ve hayvan türünü buldu. Antarkida’daki canlılar zenginliğinin muhafaza edilmesi neden önemlidir sorusu üzerine biyoloji ve ekoloji uzmanı olan prof. Neşi Çipev şu cevabı verdi:
“Çok önemli bir sebepten dolayı – Antarktida’da insan varlığı hala sınırlı olmaktadır ve orası gezegenimizde devam eden süreçlere dair bilgi veren doğal bir laburatuvar olup insan faaliyetlerinin yoğunlaşması sonucu olacakları tahmin etmek imkanını sağlıyor bize” diyen Neşo Çipev, temiz hava, temiz su ve verimli toprakların doğal eko sistemlerin insanlara ücretsiz olarak sunduğu nimetler olduğu için bunları pahası ne olursa olsun korumamız gerektiğini de ekliyor.