Raziye ÇAKIR
Bugün Pazar. Hepimizin evde dinlenip güzel bir gün geçirmesini dilerim.
Günün huzurunu paylaşırken size eskiden beri süregelen bir hikaye anlatayım:
İyiler ve kötülerin savaşı. Bu savaş ne zaman başladı, nereye kadar devam edecek?
İyilik ve kötülüğün çatışması, insanlığın varoluşuyla birlikte başlamış bir mücadeledir.
İlk insanlardan bu yana, dünya üzerinde hep iki zıt güç savaş halinde olmuştur: İyilik ve kötülük.
Bu mücadele, sadece mitlerde ya da masallarda değil, günlük hayatın ta içinde, her insanın kalbinde devam eden bir savaştır.
İnsanlık tarihine bakarsak, iyi ile kötü arasındaki mücadele, sadece bireyler arasında değil, toplumlar ve medeniyetler arasında da yaşanmıştır.
“yilik”, adalet, merhamet, dürüstlük ve yardımlaşma gibi değerlerle kendini gösterir.
“Kötülük” ise nefret, kıskançlık, yalan ve bencillik üzerinden var olur.
Bu değerler ve zıtlıklar, tarihin her döneminde farklı yüzlerle karşımıza çıkmıştır.
Bir bakarsınız, zalim bir yönetici masum halkı ezmeye çalışırken, bir bakarsınız, fedakar bir lider halkını kurtarmak için canını feda etmektedir.
Ama asıl soru şu:
Bu savaş ne zaman başladı? İyilik ve kötülük mücadelesi, aslında insanın kendi içindeki savaştır.
İnsan, her an bu iki güç arasında seçim yapar. Bir yanda vicdanının sesi, diğer yanda kişisel hırsları arasında kalır. İşte savaş burada başlar. Kötülük, insanoğlunun zayıflıkları, bencilliği ve açgözlülüğünden doğarken, iyilik, sabır, hoşgörü ve empatiyle büyür.
Ancak bu savaş, sadece bireysel bir çatışma değil, toplumsal bir dönüşüme de yol açar.
Tarih boyunca “iyi insanlar”, kötülüğe karşı her zaman mücadele etmişlerdir.
Bir düşünün: Bilge krallar, halklarını koruyan kahramanlar, zalim yöneticilere karşı başkaldıran cesur insanlar…
Hepsi iyiliğin temsilcileridir. Peki, bu savaş ne zaman sona erecek?
Bu, belki de en zor sorulardan biri. Çünkü iyilik ve kötülük, insan doğasının ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanlık var oldukça, bu çatışma da devam edecek.
Ancak şunu unutmayalım: “İyilik her zaman kazanır.” Belki kısa vadede kötülük galip gibi görünebilir, ama tarihe baktığımızda iyiliğin kalıcı olduğunu görürüz. Kötü insanlar, zalim liderler ve bencil eylemler bir süre sonra unutulmaya yüz tutar.
Ama iyilik, her zaman hatırlanır ve nesilden nesle aktarılır.
Büyük medeniyetler, iyilik ve adalet üzerine kurulmuş; kötülüğün peşinden gidenler ise tarih sahnesinden silinmiştir.
Bugün de bu savaş devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında iyilik ve kötülük mücadelesi sürüyor. Bu sadece savaş alanlarında değil, günlük hayatın her anında yaşanan bir çatışma.
Bizler de her gün bu savaşa birer tarafız. Küçük bir iyilik yapmak, birine yardım etmek, yalan söylememek, dürüst olmak…
Bunlar, iyiliğin kazandığı küçük ama önemli zaferlerdir.
Sonuç olarak, “iyilik ve kötülük savaşı”, insanlık tarihi boyunca var olmuş ve var olmaya devam edecek bir mücadeledir.
Ancak önemli olan, her birimizin bu savaşta nerede durduğudur. İyilik yaparak, başkalarına destek olarak ve dürüstlükle bu savaşta iyiliğin yanında yer almak mümkündür. Unutmayın, her küçük iyilik dünyayı biraz daha güzel bir yer haline getirir.
Pazar, belki siz de birine küçük bir iyilik yaparak bu savaşa katkıda bulunabilirsiniz.
Saygılarımla