Tarih: 24 Aralık 2018
Yazan: Nedim Akın
Konu: Yılın içinde yazamadıklarımıza bir göz atalım.

Yolu mu şaşırdık? Yanlış yol mu izledik bilemiyorum. Olan bize oldu. Arkada kalmaya hazırlanan 2018’de de işleri yoluna koyamadık.
Kaleme sarılan ya da mikrofon başına geçenler 3.Dünya ülkesi yolunu seçtiğimizi söylüyor ve dönüş yok diyorlar da, zenginlerle fakirler arasındaki farkta biz 3.Dünya ülkeleri halklarından bile gerideymişiz. Dördüncü dünya ülkeleri grubu da olmadığından Bulgaristan olarak sıkışıp kalmışız.
Bulgar devleti kuruldu kurulalı bunalım halkasından çıkamıyor. Teslim bayrağını kaldıranlar iflas ettik işareti veriyor. Avrupa’nın en yoksul ülkesi olmuşuz. Kendimizi Osmanlıdan bu yana yeni yeni devlet kuran Kosova ve Makedonya ile mukayese ediyoruz. Önemli olan, halk cahil ve takatsiz olduğundan dolayı başkaldırıp işleri yoluna koyacak güç de yok. Bulgar zenginlerinin Biz Türkleri ve diğer azınlıkları cahil bırakmasının sebebi gün gibi ortada! Cahil insanlar köle ruhludur. Cahil insanlar ayaklanamaz. Cahil insanlar değişiklik için direnemez diye düşünüyorlar.
Kuşkusuz dikkate alınmayan bir husus var.
İnsanoğlu büyük kardeşinden ilham alır. İyi işler göre göre olur. Büyük Yeni Türkiye Modeli komşu Balkan halklarını çemberine alıyor, yüreklendiriyor, ilham oluyor ve içine çekmeye başladı.
Biz sorunlarımızı çözme yolu bulmalıyız. Bu yolda pek çok örnek var:
Bunlardan birini İngilizler anlatır.
Hindistan’ı ele geçirdiklerinde kobra yılanları ısırma vakaları çokmuş. Tedavi de pahalıya mal oluyormuş. Bu olayın önünü almak için İngiliz makamları, yılan kafasına 5 Rupi fiyat biçmişler. Yılan kafası getiren parasını alıyormuş. Önce 1-2 kafa getirenler sepet dolusu kafa getirmeye başlamışlar. Bu işe şaşan İngilizler olayı denetlemişler ve bir de görsünler: Çok para kazanmak isteyen yerliler yılan çiftliği yapmışlar.
Bu fıkra hem Yerlilerin hem de İngilizlerin olaya kendi açılarından çözüm bulduğunu gösterir.
***
İkinci olay:
Türkiye’de Alfabe Devrimi yapan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, Bulgaristan’da Türkçenin, Türk edebiyat ve kültürünün göz göre göre can çekiştiğini gördüğünde, “Bulgaristan’da Türkçe öğretmenliği yapan her kişiye Türkiye Cumhuriyetinde emekli maaşı verilecek” kararını alınca sorun hemen ve kendiliğinden çözülmüştür. Bu uygulamadan hem Bulgaristan Türkleri, hem de Türkiye kazanmıştır. Gözler esnasında Türkiye’ye okur yazar, meslek sahibi, uzman ve aydın kadrolar gitmiş ve milli ekonomiye yararlı olmuştur.
***
Üçüncü örnek:
İkinci Dünya Savaşında yenilen ve 20 milyon nüfus kaybederek perişan olan Almanya parçalanmıştı. Kanzler Konrad Adenauer (1946-1967) Doğu ve Batı Almanya’da yaşayan Almanların birbirlerine düşmanca ve suçlu gözüyle bakmamaları için savaş mağduru tüm Almanlara emekli maaşı ödeme kararı almıştır. Paralar, Federal Almanya’da açılan herkesin kişisel banka hesabına ödenecek ve bu hesaptan o kişinin kendisinden başka hiçbir kimse vekâletname ile de olsa para çekemeyecekti.
İkinci Büyük Savaşa katılan ve Doğu Almanya Cumhuriyeti’nde yaşayan Almanların hepsinin başı batıya dönmüştü. Böylece Doğu’da yaşayan Almanlar 40 sene umutlu bir bekleyişle Batıya bakmışlardı.
Olay 1989’da çözüldü.
Bulgaristan’da 2018’de de çözemediğimiz pek çok sorun kaldı.
Eğitim sorunu. Anadil öğrenme sorunu. Meslek öğrenme problemleri. İşsizlik ve geçim sorunu. Söğüt Kesiğinde bugün anma törenlerine gelenlere, mevlitten sonra 1200 den fazla gıda paketi dağıtıldı. Konuşmacılar vaatlerde bulundu. Henüz kesin çözüm yok.
Rodoplar insansız kalıyor. Halk büyük kentlere, dış ülkelere akıyor.
***
Bizim zenginlerin maaşları 500-600 leva arasına demir atan orta gelirlilerimizden 8,7 kat daya yüksektir. Tabanla tavan birbirinden çok uzak! Milletvekillerimiz ortanın 5 katını, bakanlarımız 6 katını alıyor, yalnız Cumhurbaşkanı’na 12 000 leva yani 20 katı veriliyor. Zenginler nüfusun % 20’si, fakirler ise % 80’ni, fakat memleketteki nüfusun mu, yoksa Bulgar vatandaşı kaydı olanların hepsinin beşte biri mi pek bilinmiyor.
Sözde maaş ortalaması var ama orta katman yok. Orta katmanı olmayan toplum orta direksizdir. Hiçbir işi sonuna kadar götüremez. “Orta katman” memleketi terk etti. Buharlaştı. Sefiller tabakası ile zenginler tabakası birbirine bastı, ne var ki aralarında 20 sm kalın beton var ve birbirini işitmiyorlar, birbirinin kokusunu bile alamıyorlar. Buluştukları tek yer çöp tenekeleri. Zenginler poşet dolusu çöp atınca, yoksullar teneke başına üşüşüyor.
Son tahminlere göre, çok konuştuğumuz Geçiş Dönemi 2007’de Avrupa Birliğine üye alındığımızda bitmiş. Çöken ve buharlaşan sosyalizmden AB’ye sıçrama oldu. 17 yıl sürdü sıçrama. Nasıl oldu da 37 yıl yaratıp, üretip, üst üste koyduğumuz her şeyi 17 yılda yok ettik? Ve her şey bitince ve umutlar tükenince Orta Katman memleketi terk etti. 12 yılda Batı Avrupa ülkelerinde, Birleşik Amerika ve Kanada’da gidip tüylenenler ve 2018 Noel Bayramına geri dönüp Baba Ocağını yakan, Noel Ağacı süsleyen ve yeniden doğuş şarabı içenler var.
Ben Noel Ağacını Hıristiyanlıkla veya Bulgar gelenekleriyle bağlamıyorum. Orta Çağ Avrupa Krallıkları geleneklerinin “bereket” dileklerinden kaynaklanıyor.
Bu sene çok dikkatimi çeken bir özellik oldu. Bulgaristan’da yeniden doğuşu özleyenler aba potur giydiler. Diş ülkelerde biraz insana hürmet görmüşler ki, Filibe Plovdiv çarşısında domuz kesme ve kaldırım taşlarına kan akıtma âdetinden vaz geçtiler.
10 milletin yaşadığı bir antik şehirde, hem de 2019 Avrupa Kültür merkezi adaylığı varken, merkez meydanda domuz kellesi kızartmak pek yakışık almıyor.
Bizim sömürücü sistem, “kapitalizm” Lakin Amerika biçimiymiş. Kitaplarda “suyu çıkarılmış toplum sistemi” adı ile anılıyor. 2018’de o insancıklar Güney Amerika’dan topluca yürüye yürüye Kuzey Amerika’ya vardılar ve “köle olmaya razıyız” bizi alın deseler de o büyük ve 8 metre yüksek duvardan geçemediler. Bizde bu soruna çözüm bulundu. Geri dönmemek şartıyla gitmek isteyenlere 10-20 avroluk ucuz uçak bileti satılıyor. Brüksel’den gelen sosyal yardım, okumayanlar okusun, ayakkabısı olmayanlara ayakkabı verilsin, Noel Bayramında kişi başı 3 kg gıda yardımı paketi vs dağıtılsın paraları zengin idarecilerin elinde kalıyor.
2018’de en fazla gevelenen konu “iş gücü yok”. Çalışacak adam olsa kalkınma mucizesi yaparız, masalları anlatıldı. 500-600 levaya )250-300 Avro) çalışmak isteyen yok, doğrudur.
Bizde bu paraya ömür törpüleyenlerin toplam sayısı 1 700 000 kişiymiş. Bu kitle işçi sınıfımızın omurgasını oluşturuyor. İşçiler arasındaki üstü (elit) kesim 1 200 leva (600 Avro) alıyor.
Kapitalistler arasında en zengin olanlar banka yönetim personeli. Bizde 17 banka var. Bu bankaların her birinin yönetiminden 9 kişi bütün bankada çalışan personelin bankada ve şubelerinde çalışanların aldığı aylık maaşın toplamını aralarında paylaşıyor. Bunlar toplam 153 kişi. Sigorta şirketlerindeki paylaşımı bilmiyorum, ama ipoteksiz acil para (kredi) verenlerin de çok zengin olduklarını düşünüyorum. Bundan 5 sene önce Merkez Bankasından 3 kişinin 120 000 leva maaş aldığını okumuştum.
Olaylara bu açıdan baktığımızda, insanların sosyalizmin 1917 yılı adaletine dönmesini neden arzuladıklarını anlayabiliyorum. O zaman SBKP MK Politik Büro üyelerinin aldıkları maaş bile Petersburg “Butilov” fabrikasında çalışan bir ustabaşı maaşından yüksek değilmiş. Diktatör Y.V. Stalin 2. Dünya savaşında Generaller ve Amirallerle politik Komiserler için bu uygulamayı bozmamış, yalnız ilaveten hücuma geçmezden önce her askere ve subaya 3 kadeh votka ile bir kutu “Mahorka” sigara dağıtılıyormuş. Bu sigaralar kaba kıyılmış ve kaynatılmamış tütünden yapılırdı.
Bizim AB’yi ermemiz ve sollamamız içinyıllık kalkınma hızımızı 3-4 defa arttırmamız gerekiyormuş. Bunun nasıl olacağını anlatan yok. Avrupa AVM sisteminin Bulgaristan’a akması da yoksullaşmamıza yardımcı oluyor. Malların paketleri süper, fakat içlerindeki kalite berbat, “içi neni dışı beni” yakar usulünce oynuyorlar. Çok kötü bir olay.
Bulgaristan iç sorunlarına kendi başına çözüm getirebileceği çağı kaçırdı. Yeni formüller bulmak zorunlu oldu. Hiçbir ğlkenini azınlıklarını eğitimsiz bırakma hakkını kullanamaz. Bu zorbalıktır.
Bu durumlarda toplumlar parçalanır. Parçalanmak istenmiyorsa hemen çözüm bulunmalıdır. Artık korkanlar korkmaz oldu. Olaylara çözüm bekleniyor. Bekleyenler çoğalıyor.
Gerçek şudur. Çukur 2018’de çok derinleşti. Seçim zamanıdır. Çözüm zamanıdır.
Yılbaşınız kutlu, sağlıklı ve bereketli olsun.
Her alanda kazançlı olmanız temennimdir.
2019’da yine beraber olalım ve yolumuza devam edelim.
Paylaşınız.

Reklamlar