BGSAM
Tarih: 23 Mayıs 2017
Geçmişimizden Renkler
Konu: Türk halkının önüne monte edilen lider.
Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) Bulgarlaştırma sürecini özelleştirdi fakat Ahmet Doğan’ın yüzünden gizli polis (DC) maskesini indiremedi.
27 yıl sözde demokrasimiz olsa da, yakın tarihimizi gizli polis (DC) “mimarlarının” gözleriyle okumaya devam ediyoruz. Bugün bazı siyasi partilerin, özellikle kendi ihtiyaçları için, özelleştirdikleri olayları, sahte araştırmacılar, uydurma olaylarla süsleyerek ideolojik paketlere sıkıştırdılar. Bu siyasi folklorun bir bölümü, Türk ve Müslüman isimleri değiştirilenlerin 1989 yazındaki MAYIS AYAKLANMALARIDIR. Onların direnişleri direk olarak Todor Jivkov ve Bulgaristan Komünist Partisi’ne (BKP) karşı yönelmiş olsa da, neredeyse 30 yıldan beri sahteleştiriliyorlar. Bu acı konuyla ilgili Bulgar tarihçiler ve akademik kamuoyu, öncelikle “saray” ile ve Doğan’la bağlı olan siyasi çıkar ve koşullanmışlığın üzerine basmamaya gayret ederek, süt dökmüş kedi gibi susuyor.
İşte böyle bir ortamda, Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) olayları ve devletin habersizliğini kendi lehinde kullandı. Bulgarlaştırma sürecinin binlerce kurbanının protesto eylemlerini, o zaman Pazarcık hapishanesinin kalın demir kapıları ardından Medi Doganov – Ahmet Doğan’ın yönettiği ve yönlendirdiğine ilişkin tamamen yanlış ve büyük tartışmalara sebep olan tarihsel ihtimali baskı bir şekilde ve hiç ara vermeden dayatmaya çok büyük gayret gösterdi.
Bu sinsi işin birinci hedefi, komünist rejime karşı illegal (gizli) direnişle ilgili bilgi toplamak ve bu hareketlenmeyi kontrol etmek amacıyla, Pazarcık ve Stara Zagora hapishanelerine gizli polis (DC) ücretli ajanı ve kışkırtıcısı olarak yerleştirilen Ahmet Doğan’ın (ajan Sava) büyük sayıda can yakan rolünü gizlemekti.
İkinci planda ise, halk isyanını kontrol altına alabilmek için, gizli polis ile DPS sahte parti lideri için, totaliter rejime karşı mücadeleye katılmış, hatta olağanüstü yetenekleri olan bir gerçek direnişçi siması yaratmak istemişti.
Geçen yılın 19 Mayıs günü, Güney Doğu Rodopların Cebel şehrinde, DPS partisinin isyankâr mayıs olaylarını kendisine mal etme denemesi, şehitleri anmak amacıyla düzenlenen törende sert kışkırtma, kargaşalık ve çatışmaya neden oldu. Ahmet Doğan taraftarlarının topladığı kışkırtıcılar, şehirlerin aziz hatırasını anmaya gelen vatandaşlar, siyasi mahkûmlar, totaliter rejim kurbanları (daha önce yıllarca coşkuyla alkışladıkları) Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçisine, DOST Partililer çevresinde olduğundan dolayı, bayrak dalgalandırarak ve ıslık çalarak tepki gösterdi. Bu sene Cebel Meydanı anma töreni vesilesiyle toplananlar arasında aynı yüzleşmeyi yeniden yaşadı. Cebel Belediye Başkanı Bahri Ömer anma törenlerinin siyasi amaçla kullanılmasına ve halkın kışkırtılmasına önceden verdiği demeçte ısrarla karşı çıktı.
2014’te, o zaman DPS partisi Genel Başkanı sıfatıyla Lütfi Mestan, Bulgarlaştırma sürecini lanetlemek için Mayıs ve Aralık aylarında düzenlenen şehitleri anma törenlerinin, Bulgaristan Cumhuriyeti Milli Takvimine alınmasını, parti bayrakları, panolar, bağırıp çağırma ve lanetlemeler yerine, uygun bir devlet protokolüyle yapılmasını önermişti. Ne ki bu öneriye DPS hançer çıkarırken, diğer siyasi oyuncular da vurdumduymazlık gösterdiler.
DPS, insanların tarihi ideolojisiz, parti kalıpları ve çarpıtmalar dışında anıp kutsamasını, unutulmaz isyan olaylarını tekeline almasını sağlayan propaganda fırsatından gönüllü olarak vazgeçmeyi asla kabul etmiyor.
Açlık grevleri, barışçıl gösteriler ve uluslar arası kurumlara bilgi iletme şeklinde yayılan 1989 Mayıs protestolarının en yoğun olduğu iller Kırcali, Razgrat, Şumen, Dobriç, Tırgovişte idi. Dulovo, Prestoe, Todor İkonomovo ve daha birçok yerleşim yerinde milis kurşumundan şehitler düştü. Komünist rejime karşı başkaldırının gerekçeleri arasında, Bulgaristan’daki duruma özel oturum ayrılan, Paris İnsan Boyutları Uluslar arası (AGİT) Kongeransı toplanması da yer aldı. Bulgaristan Türkler ve diğer Müslümanlarının insan hakları, dini özgürlükler uğruna 1989 Baharında başlayan protesto eylemleri gitgide “Büyük Seyahat” yolunu açtı ve 29 Mayıs 1989’da diktatör Todor Jivkov Türkiye Cumhuriyeti sınır kapısını ardına kadar açarak, Bulgaristan vatandaşlarının dış ülkelere gidebileceğini ilan etti. Bu gelişmelerin sonucu olarak çok kısa bir sürede 350 bin Bulgaristan vatandaşı ülkeyi terk etti ve birkaç ay sonra da BKP ve DC rejimi çöktü.
Gizli polis DC subay ve ajanları tarafından yönetilen Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) yönetimi 27 yıldan beri 1989 Mayıs protestolarını anma törenleri düzenlerken, Ahmet Doğan’ın ve daha sonra Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) şeklini alan Türk siyasi mahkûmların örgüt simasını efsaneleştirmeye devam ediyor. Günümüz Bulgarları tarafından kulis ardı ve mafya olarak görülen ve devleti ve onu yönetenleri yönetme azminden vaz geçemeyen bu siyasi partide o eski mahpusçulardan bir tek kişinin kalmamış olması şaşırtıcıdır.
DPS yemliğinden beslenen “tarihçilerin” dayatmaya çalıştığı folklora rağmen, 1989 Mayıs protestolarının “beyninin” Ahmet Doğan olduğunu kanıtlayan herhangi bir göz tanığı, arşiv belgesi veya başka bir belge yoktur. Ahmet Doğan’ın arayıp bulduğu ve kendilerine para verdiği tarih yazarları halk arasına salınan fısıltı masallarını toplayarak kitaplar yazdı ve halkın beynini yaşanmamış olaylarla, yalanla doldurdu.
Kısa bir süre önce, Bulgar gizli polisi (DS) istihbarat Birinci Genel Müdürlüğü (PGY) çok önemli bir belge yayınladı. Bu belgede, Mayıs 1989 olaylarının hazırlıklarına ilişkin eldeki bilgiler genelleştirilmiştir. Belgede, hapisçilerden İliya Minev tarafından kurulan İnsan Hakları Bağımsız Derneği Mayıs 1989 oyalarının örgütlenmesinde en önemeli rol oynadığına işaret ediliyor. Devlet Güvenlik Teşkilatı (DC) bu gizli insan hakları örgütünün “TÜRK KANADI” kurulduğundan açık olarak söz ederken, daha sonra da karşı koyma hareketlenmesine “İnsan Haklarını Savunma Demokratik Birliği” (Demokratik Lig) /İHSDB/ ile 1989 Viyana Destek Derneği (VDD89) katıldığına yer veriyor. “Hür Avrupa” Radyoru (Deutsche Welle) İnsan Hakları Demokratik Derneğine Bulgaristan’da karma bölgelerden Türklerin katıldığı haberlerini verirken, yeni üyelerin isimlerini okuyor, yeni örgün nüveleri kurulduğunu ve bunların memleket içindeki etkinliklerini duyuruyordu.
İnsan Hakları Demokratik Derneği “Türk Kanadı”nın Razgrat vekilliğine Filip Radonov Simeyonov, örgüt sekreterliğine de Naum Galinov Naumov (DC evrakında yalnız Bulgar atları verilmiştir) seçildi. Bu iki direnişçinin Müslüman adlarını bugün tespit edebilmemiz zordur. Yine gizli polis evrakında belirtildiğine göre Varna il yöneticisi Aleksandır Sıbev Venkov’tur. Gizli polis (DC) verilerinde, “Türk Kanadı” çalışmaları her yerde olağanüstü gizlilik koşullarında geliştiği gib, bu faaliyetleri Bağimsız Dernek adına yönetenler ise sekreter Petır Manolov ile politik nedenlerle yurt dışında kaçak yaşayan Petır Boyaciev, D-r Konstantin Trençev, Stefan Vılkov, din adamı Hristo Sıveb vb kişilerdir.
Gizli polis “DC” 15 Nisan 1989’da Müslüman adı İbrahim Runtov olan /Biser Runtov/ tarafından Kazanlık ilçesinin Dolno İzvorovo köyünde Bağımsız Derneğe bağlı bir Müslüman Girişim Komitesi kurulduğu haberini almıştır.
Kaolinovo /Bohçacılar/ yöresinde etkinliklerin başında bulunan kişi Vaklin Hubenov’tur.
1989’un 3 Mayısı 4 Mayısı bağlayan gece onun evinde toplanan 10 kişilik bir grup, aynı ayın altısında açlık grevlerine başlama bildirisini imzalamıştır. Bu bildiri “Hür Avrupa” Radsorunda Zdravko Hubenov tarafından okunmuştur. Açlik grevine beşer günlük süreyle beş köy katılacak ve açlık grevi şeklindeki direnişler Paris’te hazırlıkları tamamlanmakta olan İnsan Boyutları Uluslar arası (AGİT) Konferansı açılana kadar devam edecektir.6 Mayıs sabahı Kaolinovo (Bohçacılarda) açlık grevine Filip Simyonov, Zahari Marinov, Naum Naumov ve Kosta Kostov başlamıştır. Gizli polis bilgilerine göre, hemen ardından ülkenin dört bir yanında 100 yerde birden açlık grevleri başlatılmıştır.
16 Mayıs 1989’da “Türk Kanat” Cebel’de de örgütlendi ve somut eylem programı belirledi.
(DC) yayınlarına göre, 1989 Mayıs eylemlerinde en tehlikeli ve cesur eylemciler şunlardır: Yani Pazar’dan Galya İsaeva; Prestoe köyünden Filip Arsov; Orlyajk köyünde Milko Antonov; Tervel’den Simeon Hristov; Hitrino’dan Adlin Dimitrov ve yine Hitrino’dan (Şeytancık) Stoyan Antonov.
Protesto gösterilerini kışkırtanlar hakkında baskı ve terör gecikmiyor. Bağımsız Dernekten Petır Manolov ile papaz Blagoy Topuzalıev Mayıs 1989 sonunda Bulgaristan’dan kovuldular.
Dobriç ilinde savcılık aktif eylemciler hakkında soruşturma başlattı. Suçlama Baş Savcı vekili Georgi Jelev tarafından hazırlandı. Suçlamada, il sınırlarında gizli bir örgütlenme oluştuğu, sosyalist devlete karşı eylemler hazırlandığı, halkın parçalanmak istendiği ve BKP’nin devlet yönetiminden indirilmesi hedeflendiği yazılıdır. Savcı iddianamesinde, Rukiye Halil Mehmet, Şaban Eminov, Emin Hamdi ve Mustafa Eminov gösterilmişti.
Devlet iddianamesine göre, 22 Mayıs 1989’da, Dobriç İç İşleri Bakanlığı İl Müdürlüğü (OY MVR) ÖNÜNE BÜZLERCE KİŞİ TOPLANMIŞ VE ÜLKEYİ TERK ETMEKİÇİN PASAPORT İSTEMİŞTİR. 25 Mayıs günü ise aynı şehirdeki parti İl Komitesi binası önünde büyük sayıda insan toplanmış ve aynı istekte bulunmuştur. Yükseltilen panolarda şu yazılar vardı: “Haklarımızı İstiyoruz!” , “İsimlerimizi iade edin!”, “Siyasi tutuklulara hürriyet!” , “Göç etmek istiyoruz!” vb. İç İşleri Bakanlığı, protesto yapanların birbirine akraba olduğunu ve Benkovski, Tervel, Bezmer, Dulovo ve Kaolinovo köylerindeki protesto gösterilerine katılan kişiler olduğunu saptamıştır. Göstericilerden altısı tutuklanmış, fakat Türkiye sınır kapısının açılmasıyla davalar düşmüştür.
Artık aramızda olmayan, Bulgarlaştırma süreci başlamazdan önce komünist rejime başkaldırdığı ve gizli direniş örgütü kurduğu için tutuklanan, siyasi mahkûm Avni Veli de Faktor.bg’ye verdiği demeçlerde, Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) Ahmet Doğan hakkında gerçek olmayan iddialar dayattığını söylemiştir.
19 Mayıs 1989’da Cebel olaylarını örgütleyen İsmet Paniş ile Avni Velidir. Fakat Avni Veli Hak ve Özgürlükler Hareketi’ne üye olmadı. Bu arada Ahmet Doğan’ın adamları yıllarca onun 19 Mayıs şehitleri anma törenlerine katılmasına izin vermediler, hep yolunu kestiler.
Avni Veli şöyle konuştu: “ DPS benden, Cebel protesto eylemlerini Ahmet Doğan’ın yönettiği ve bizim ise hapishanede gönderdiği emirlere uyduğumuzu,” beyan etmemi istedi. “Bu, baştan sona bir yalandır. Biz o zaman, Medi Doğanov ismini işitmemiştik. Ben, gizli polis (DC) ajanı olan bir kişiden, yalan dolan yamalarla bir halk kahramanı yaratmak istediği ortadaydı. Bu yıllarca sürdü.”
“Hür Avrupa”, “Almanya’nın Sesi” ve Bi Bi Ci yayınlarının o döneme ilişkin arşivlerinde, Mayıs 1989 isyanının ana esincisi ve örgütleyicisi olarak İliya Minev’in Bağımsız Derneği gösterilmiştir. Ahmet Doğan’ın adı hiçbir yayında geçmemiştir. Dayatılan sahte demokrasi yıllarında İliya Minev’in derneği siyasi alandan ve süreçten uzak tutulmuştur. Bulgar hapislerinde en uzun zaman kalan kişi ve onun adamları Demokratik Güçler Birliği mitinglerinde konuşturulmamış, örgüte sızan gizli polis ajanları ve provokatörler örgüte hakim olmuşlardır.
1989 Mayıs İsyanı’na ilişkin uydurma işler kime gereklidir?
Türklerin eylemleri, protesto gösterileri, başkaldırısını Ahmet Doğan hapishane koğuşundan örgütleyip yönettiği yalanları bugün bir tek DPS partisine ve onun fahri lideri Doğan’a gereklidir.
DPS kendisini Komünizmin düşürülmesine katkısı olan bir insan hakları örgütü olarak dayatabilmek için bu yalana başvurmuştur. Ahmet Doğan’ın bu konudaki yalanları, uydurmaları ve sahte işleri ortaya çıktığında, Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (DPS) ideolojik kimliğini yitireceği, bir parti olarak biteceği, Doğan’ın da Türklerin hak ve özgürlükleri savaşçısı simasının bir mum gibi söneceğini iyi bildiği için ayak diriyor. Karadayı bu ay içinde yaptığı bütün konuşmalarına bu yalanla başladı ve onunla noktaladı. Korku bacayı sarmıştır.
Sahte Doğan “liderliğini” uyduran, körükleyen ve halka dayatan gizli Bulgar polisi (DC) ile gizli Rus İstihbarat Teşkilatı (KGB) olduğu için, geçen sene olduğu gibi bu sene de 19 Mayıs Cebel kutlamalarında hep aynı yalanı tekrar ettiler. Olayların gerçek yüzünün halk tarafından görülmesi, Doğan’ın komünizme karşı bir savaşçı, insan hakları için mücadele eden biri olduğu yalanlarını çarşı pazara çıkardı. Yalan düzme işinde ve efsane anlatanlar arasında, Jivkov rejiminin devrilmesinde Mayıs 1989 olaylarının belirleyici rolünü küçümsemek isteyen, gerçek biçimde değerlendirmeyen devletin ve diğer partilerin rolü de büyüktü. Onlar bu tarihsel isyanı, DPS’nin kendi çıkarları için benimsemesine ve sömürmesine yeşil ışık yaktılar. Bulgaristan’da binlerce Türk Bulgar ve Müslüman vatandaşın ayaklanması komünizmin köklerini oynatmış, demokrasi ve özgürlükler yolu açmıştır. DPS anma mitinglerinde konuşulanlar yalan dolandır.