Tarih: 25 Mart 2018
Tercüme eden: Raziye ÇAKIR
Yakı Doğu’da yeni bir Jeo-politik sarsıntının eşiğinde bulunuyor. İsrail istihbaratına bağlı çalışan “DEBKA file” analiz merkezi, Suudi veliahttı Prens Muhammed bin Salam an’ın son Washington ziyareti esnasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmelerinde, Yakın Doğu’daki en büyük Amerikan askeri üssünün Katar’dan Suudi Arabistan’a taşınması konusunda anlaşmaya varmıştır.
Birleşik Amerika ile sözüm ona “İslam Devleti”ne karşı mücadele koalisyonuna katılan devletlerden silahlı personel ile Irak, Suriye ve Afganistan ve daha 17 ülke askeri hava güçlerinin uçuşlarını kontrol eden Pentagon komando merkezinde konuşlanan toplam 11 000 (on bir bin) askeri görevli Katar’dan sökülerek Suudi Arabistan’a taşınacaktır.
ABD Dış İşleri Bakanlığı’nın aktif müdahalesiyle Katar bunalımına çözümüne umut belirmişti. “Terörizme ve aşırı ideolojilere karşı destek” sağlarken Doxa ‘a yöneltilen istekler, bu arada Suudi Arabistan’a da olmak üzere bölge ülkelerinden birçoğuna karşı da aynı zamanda yöneltilebilirdi. Ne ki bu konuda o zaman bir sözleşmeye varılamadı.
Bunun neticesinde Katar – Türkiye – Iran müttefikliği oluştu. Bu birliğin oluşmasıyla Yakın Doğu’daki güçler dengesinin bu denli büyük bir değişiklik kaydedeceğini yakın zamana kadar hiç kimse düşünemezken, denge oranları ansızın değişti.
Katar’daki Türk askeri varlığı hızla arttı. Türkiye dış işleri Bakanı M. Çavuşoğlu, “Katar,da askeri üs kurmamızın amacında ayrı bir devletin güvenliği değil, tüm Yakın Doğuda istikrar sağlamak vardır” ve “Yakın Doğu ülkelerinden herhangi birisine yönelik bir askeri saldırıyı biz her zaman, bize yöneltilmiş bir saldırı olarak kabul ediyoruz,” dedi. Öte yandan, Doxa Rus savunma füze birimi C–400 satın alma niyetini beyan etti. Öyle ki, Suriye’de çatılmalar devam ederken ve genel olarak Basra Körfezinde başka bir çatışmanın patlak vermesi olasılığının var olduğu şu durumda, ABD askeri üssünün Katar’dan Suudi Arabistan’a taşınması stratejik öneme sahiptir.
Olay bununla da bitmiyor. Washington Türkiye’deki İncirlik üssünden de çekilme kararını da açıklamış bulunuyor. “The Wall Street Jurnal” verilerine göre, İncirlik askeri üssündeki Amerikan uçakları üssü terk ediyor (ya da yakında terk edecek) ve Doğu Avrupa’daki üslere ve Afganistan’a yöneltiliyor. İncirlik üssündeki amerikan varlığının azaltılmasının bir geçici önlem olmadığını belirtmemize olanak veren deliller var. 2017 yazında Alman askeri hava gücünün İncirlik’ten çekildiğini hatırlatırız. Bazı uzmanlarına göre, Washington Türkiye’yi “stratejik önemi olan bir müttefik” olarak göstermeye devam etse de, Suriye Kürtleri, C-400 savunma sisteminin satın alınmasıyla ilgili Rusya-Türkiye sözleşmesi; NATO üyesi olmasına karşı, Türkiye’nin NATO’dan bağımsız bir askeri politika izlemesi Ankara ile Washington arasındaki gerginliğin nedenlerinin başında sıralanıyor.
Bu gelişmelerin anlamı nedir?
“DEBKAfile” göre, ABD’nin Katar ve Türkiye karı birbirine bağlı 2 karardır.
Bunlarda gerekçe olarak “DEAŞ saldırılarının birden bire azaldığı”na işaret edilmiştir.
Rus kaynaklarından gelen haberlerde, “ABD’nin Yakın Doğu’daki askeri güçlerini yeniden gruplaştırmaya” başladığına yer veriliyor. Bu nedenlerden birisi olarak da, Yakın Doğu’daki bölgesel oyuncuların Moskova’nın bölgesel rolünü benimsemeleri ve birlikte hareket etmeyi kabul etmeli de olabilir. Yeni başlayan sürecin gelişmesiyle, Türkiye, İran ve Katar’ın Rusya’ya ortak savunmaya geçme gibi ortak güvenlik sağlama yolunda askeri bütünleşmeye yönelmeyi önermeyi de beklenebilir.
Ankara ile Tahran arasında askeri birlik kurulması, Türkiye için “ortak çıkarlarımızı sattı” deyen Suudi Arabistan tarafından düşmanca karşılanıyor. Bu cepheleşme Arap dünyasında İran’a karşı bir ortaklık kurulmasını suya düşürüyor. Basra Körfezi’nde kurulan yeni güç dengesi, tarihin daha önceki aşamalarından hiç birinde görülmemiştir. Bu da daha önceki yıllarda Batı güçlerinin bu bölgede daha önce asla görülmemiş bir güçlen dengesi kurabilme planlarının gerçekleşmesine engel oluyor. ABD ve ortakları bu nedenle manevra yapmaya başladı. Türkiye, İran, Katar ve Suudi Arabistan’la ve aynı bölgedeki diğer devletlerle yakın ilişkiler geliştiren Moskova da diplomatik esneklik göstermeye hazırdır. “Türkiye gazetelerinden “Hürriyet”in de altını çizdiğine göre, Yakın Doğu’da çok karmaşık bir zaman kesimine giriliyor.
Wizz Air / Stanislav Tarasov