Derya YILDIRIM
Simitçi Ali’nin Fedakârlığı: Sakarya Savaşı Günleri
Sakarya Savaşları’nın ilk günleriydi. İstanbul halkı, Anadolu’ya destek olmak için Hilâl-i Ahmer Şubesi’nin başlattığı yardım kampanyasına büyük bir heyecanla katılıyorlardı. Anadolu’ya destek için kendi inisiyatifiyle bir yardım kampanyası başlatmışlardı. İnsanlar, şubelerin önünde uzun kuyruklar oluşturuyor, herkes elinden geleni yapıyordu.
Zengin-fakir demeden herkes, az ya da çok, katkıda bulunmak için kuyruklar oluşturmuştu.
Bu şubelerden birinde, on yaşlarında bir simitçi çocuk da sıraya girmişti.
Bu sırada, on bir, on iki yaşlarındaki küçük simitçi Ali de sıraya girdi.
O gün bütün simitlerini satmıştı. Ancak, birkaç kez sıradan kovulmasına rağmen ısrarla bekledi.
Hilâl-i Ahmer memuru çocuğa “Sen ne arıyorsun burada? Çık sıradan!” diyerek onu kovaladı. Çocuk, tekrar sıraya girdi. Yine ona sıra geldiğinde, memur tekrar onu kovdu.
Nihayet yine ona sıra geldiğinde, başını dik tutarak
“Yaz Simitçi Ali, on kuruş!” diye bağırdı.
Memur, gözyaşları içinde çocuğun ellerini öperek onu kucakladı.
O günkü tüm kazancını ordusuna bağışlayan bu küçük çocuğun fedakârlığı, bu milletin yok olmayacağının en büyük kanıtıdır.
Kimse endişelenmesin, Simitçi Ali’ler var oldukça bu millet var olacaktır.
Bu küçük çocuğun yüreğindeki fedakârlık, bu milletin en büyük güvencesidir.
Bugün, bu çocukların varlığı, Türk milletinin asla yok olmayacağının göstergesidir.
Simitçi Ali’ler var oldukça, bu millet var olmaya devam edecek.
Saygılarımla,