11 ile 12 Kasım günleri arasında Sofya’da “Geleceğe dönük olarak geçmişimizle hesaplaşmak” konulu iki günlük uluslararası konferans düzenlendi. Konferans, “25 yıl özgür Bulgaristan” sivil girişimin bir parçası olarak Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliyev’in himayesinde düzenlendi. Konuşmacılar arasında yurtdışından ve yurtiçinden ünlü siyasetçiler, gazeteciler, siyaset bilimcileri ve sosyologlar katıldı. Konferans sırasında Kasım 1989 sonrası Orta ve Doğu Avrupa’da meydana gelen değişiklikler tartışıldı.

Balkanlarda Berlin Duvarı tamamen yıkıldı mı yoksa Balkanlar hala demokrasiye geçiş dönemini mi yaşıyor?

Konuyu Makedonya’nın Tetovo bölgesinden Güneydoğu Avrupa Üniversitesi (SEEU) Siyasi bilimler ve uluslararası ilişkiler öğretim üyesi Profesör Doktor Veton Latifi yorumluyor:

Komünist rejiminin yıklılmasından 25 yıl sonra nedir Balkanlardaki durum?

“Bugün Balkanlar farklı bir yüze sahip. Demokrasiden bahsedince Balkanların bu yüzü pek açık görünmüyor. Çünkü bugün olduğu gibi 25 yıl önce de, komünizm yıkılınca demokrasinin kendiliğinden gerçekleşeceği gibi yanlış bir düşünce hakimdi. Bazı Balkan ülkelerinde hala demokrasi eksikliği var ve  demokrasinin gerçek dışı çalışmalarıyla başları dertte. Ancak herşeye rağmen Balkanların her yerinde bir yudum umut ve Avrupa-Atlantik entregrasyonuna giden ortak yol var. Bazı ülkeler daha fazla mesafe kattetmiş, bazıları ise hala çok geride.

Bugün ortak projeler üzerinde odaklanmamız gerekiyor ve tarihin ekonomik, siyasi ve entellektüel yaşamımızı engellemesine izin vermemeliyiz. Sanki Avrupa Birlipğinin kuruluş amacının barışı ve refahı sağlamak olduğunu unutuyoruz. İşbirliği, dostluk ve uzlaşmaya giden yolu hep beraber inşa etmeliyiz. Hatta bir Balkan ülkesi bile tam demokrasi sağlayamaz ise, bölgede entegrasyondan bahsedilemez.

Balkanların yıkması gereken Berlin Duvarı mevcut mu?

“Berlin Duvarının yıkılması Güneydoğu Avrupa’da komünizmin yıkılması anlamına geliyor ve özgürlüğün simgesidir. Geçen 25 yıl zarfında eski kominist bloğuna üye birçok ülke, önyargı, basmakalıp, yıkıcı söylemleri, anlaşmazlığa götüren hareketleri ve biribirine olan tarihi önyargı duvarlarını da yıkmayı başardılar. Lakin hala Balkanlarda kararların alınması sırasında kısmi demokrasi yaklaşımı gözleniyor. Hala siyasi seçkinlerin basmakalıpları geçerli, ki onlar hala siyasette diktatörlük yöntemleri hayalleriyle yaşıyorlar. Bugün de gerçek anlamda değil de, sadece sözde “açık” toplumlara şahit oluyoruz. Söz konusu olan komünist rejiminden miras kalan mikro duvarlardır, ki onlara geleceğe dönük bakılacak olursak duvarlardan oluşan bir sistem kurduklarını görüyoruz. Şiddet kullanmadan bu duvarların yıkılması için en doğru formulü bulmamız gerekiyor.

Çeviri: Şevkiye Çakır

Reklamlar