Dr. Nedim BİRİNCİ
Modern dünyada, bolluk kavramı genellikle maddi zenginlik ve çoklukla ilişkilendirilir. Bir toplumun ekonomik refah düzeyi, bireylerin gelir seviyeleri ve tüketim alışkanlıkları, bolluk kavramını oluşturur. Ancak bolluk ile bereket arasında önemli bir fark vardır. Bolluk, niceliksel bir kavramdır; çokluk ve fazlalık anlamına gelirken, bereket daha derin bir anlam taşır ve ruhsal bir değer olarak, insanın sahip olduğu her şeyin ona hayırlı ve değerli olmasını ifade eder.
Bolluk: Bir Yalnızca Sayılar Mıdır?
Bolluk, çokluğun bir sonucudur. Birçok mal, hizmet veya zenginlik; insanlar, aileler, toplumlar için birçok fırsat anlamına gelir. Ancak, bolluğun her zaman gerçek anlamda faydalı olmayabileceğini göz ardı edemeyiz. Bir toplumda çok para olabilir, ama eğer bu para insanların ruhsal ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, ya da kişisel ve toplumsal ilişkilerde kopukluk yaratıyorsa, bu “bolluk” bir anlam ifade etmeyebilir. Bolluk, yalnızca sayılara ve miktara dayanırken, bereket ise manevi bir boyut içerir. Bereket, sahip olduğumuz şeyin, ne kadar olursa olsun, hayırlı, güzel ve faydalı olmasını temin eder.
Bereketin Tanımı ve Önemi
Bereket, bir şeyin miktarından bağımsız olarak, insan hayatında sahip olunan her şeyin değerli olmasını ifade eder. İslami öğretilere göre bereket, Allah’ın (c.c.) lütuf ve ihsanıdır; bir şeyin fazlalığı değil, içindeki hayrın ve değerli olanın yoğunluğudur. Fakir insanlar, bolluğa sahip olmasalar da, bereketin anlamını daha derinden hissedebilirler. Onlar, az olanla yetinmeyi, sahip oldukları her şeyi değerli kılmayı öğrenmişlerdir. Aslında bereket, sahip olunanların gerçek anlamda değer kazanmasıdır. Yeterli bir maaşla geçinen bir insanın yaşadığı mutluluk, maddi anlamda bolluğu yakalamış birinden çok daha fazla olabilir. Çünkü bereket, sadece dışarıdan görülen zenginlikten değil, kalpten gelen bir huzur ve tatmin duygusundan doğar.
Bereketin Farkı: Rabbimizin Lütfu
İnsanın gerçek zenginliği, sahip olduğu şeylerin hayırlı olmasıdır. Bereketi veren, zenginlikten çok daha değerli olan şey, Allah’ın (c.c.) lütfudur. Bir insanın elinde az miktarda mal olsa da, eğer içinde bereket varsa, o azlık bile ona fazlasıyla yeter. Bereketin en güzel örneği, insanlar arasında yardımlaşma, paylaşma, sabır ve şükür gibi erdemlerin geliştirilmesidir. Zenginliğin ve bolluğun sahip olma arzusu, kişiyi zaman zaman çıkarcı ve bencil hale getirebilirken, bereketin olduğu yerde, insan daha çok başkalarına faydalı olmaya çalışır, huzuru ve tatmini ruhunda bulur.
Şükretmenin Gücü
Bereketin farkına varan insan, şükür bilincine de sahip olur. Her bir şeyin Rab’ten geldiğini ve her nimetin bir hikmeti olduğunu bilerek, sahip olduklarımız için şükretmek, bizim için en büyük nimettir. Fakirlik de bir imtihan, zenginlik de bir imtihandır; ancak her durumda şükürle sabırla hareket etmek, bize bereketi getiren en büyük kaynaktır. Fakirlik, insanların sabır, tevazu ve şükür gibi önemli değerlerle daha güçlü bir şekilde yetişmesine yardımcı olabilirken, zenginlik de doğru şekilde kullanıldığında, topluma fayda sağlamada bir vesile olabilir.
Sonuç Olarak…
Bolluk ve bereket arasındaki farkı anlamak, hayatımıza anlam katabilir. Bolluk, sayılarla ölçülen bir kavramken, bereket, ruhsal bir derinlik ve Allah’ın ihsanıdır. Bereketi hissetmek, sahip olduklarımıza değer vermek ve bu değerlerle çevremize hayır getirmek, gerçek zenginliktir. Her birimiz, bulunduğumuz duruma bakmaksızın, Allah’ın verdiği nimetler için şükretmeli ve her şeyde bereketi aramalıyız. Çünkü bereket, sadece maddi zenginlik değil, her şeyin doğru şekilde kullanılması ve hayırlı olmasıdır.