BDP’nin Bulgaristan göçmeni bir aileden gelen ve Bursa’da doğup büyüyen Diyarbakır milletvekili Nursel Aydoğan’ın konuğu olduk. Gıda mühendisi olan Aydoğan, 13 yıldır girmediği mutfağa girdi. Osmanlı mutfağından en sevdiği yemek olan karnıyarığın püf noktalarını anlattı. Kürtçe bilmediği için özeleştiri yaptı.
bdp-diyarbakir-milletvekili-nursel-aydoganNursel Aydoğan, Bulgaristan kökenli BDP’li bir siyasetçi. Etnik kimliğin öne çıktığı bir partide, Bursa’dan gelip Diyarbakır milletvekili olabilmiş. Aydoğan, HABERTÜRK’ü 11 BDP’li kadınla yaşadığı Diyarbakır’daki evinde kabul etti.
◊ Siyaset ve aile, hayatınızı biraz zorlamış…
26 yaşında bir kızım var. Evlilik zor bir iş, siyaset yapan kadınlar açısından da bu daha da zorlaşıyor. Hem evliliği hem de aktif siyaseti bir arada yürütmek çok zor. 1999’da emekli olduktan sonra profesyonel politika yaşamına katıldım. Uzun yıllar evle ilişkim kesildi. Birlikte yaşadığım insana haksızlık olduğunu düşündüm. Eşimle bu şekilde ayrıldık.
◊ Kızınızla ilişkiniz nasıl?
Kızımla gayet iyiyiz. Fakat çok fazla bir araya gelemiyoruz. O şimdi İstanbul’da ikinci üniversitesini okuyor. Hacettepe Üniversitesi Finansal Matematik Bölümü’nü bitirdi. Biraz zor bir mesleği vardı. “Bana göre bir iş değil” diyerek, tekrar çalıştı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Zaman buldukça yanına gitmeye çalışıyorum. Ama düşünsel anlamda bir sıkıntı yok. Telefon üzerinden de olsa bu iyi arkadaşlık devam ediyor.
◊ Kızınız bu durumdan şikâyet ediyor mu? Tabii her çocuk gibi o da ediyor. Ama tabii ben hem memuriyet yaşamında sendikacılıkla uğraştığım için, hem de daha sonra bu alanda görev aldığım için yaklaşık 20 yıldan beri beni bu şekilde gördü. İlkokula giderken hafta sonu tiyatroya gitmeyi, sinemaya birlikte gitmemizi çok isterdi. “Ben bir siyasetçi olmayacağım, çocuklarıma daha fazla zaman ayıracağım” der.
◊ Bayramda görüşecek misiniz?
Maalesef ben bayramlarda Diyarbakır’da kalmayı tercih ediyorum. Yıllardan beri böyle aslında. Tabii ki kızımla birlikte olmak, ailemle birlikte olmak çok önemli ama milletvekili olduğum bölgede, yani Amed’de annelerini, babalarını kaybetmiş ya da çocuklarını kaybetmiş insanlarla geçirmek istiyorum.
‘Arkadaşlarım benim Kürt siyasetiyle uğraşmamı yadırgıyor’
◊ Bursa’da anne ve babanız. kardeşleriniz. Görüşüyor musunuz?
Biz Yenişehir’in yerlisiyiz. Oralıyız, 100-200 yıldan beri orada oturan bir aileyiz. Ama babamlar Bulgaristan’dan göç etmişler. Türk kökenliyiz. Ailem demokrat bir aileydi, öz olarak CHP; yelpazenin solundaydık.
◊ Aileniz BDP’den milletvekili olmanızı nasıl karşıladı?
Önceleri ailem, akrabalarımın, “Kürtlerin sorununu tek sen mi çözeceksin, sana mı kaldı? Niye başını belaya sokuyorsun?’ yönünde itirazları oldu. Benim bu konudaki ısrarım, onlar tarafından da bu meselenin nasıl bir mesele olduğunu anlamaya, kavramaya götürdü.
◊ Bursa’ya gidince nasıl karşılanıyorsunuz?
Bursa’da doğdum, büyüdüm. Bütün akrabalarımız, komşularımız, dostlarımız orada, bağım kopmadı. Çocukluk arkadaşlarımla mutlaka bir yerde görüşüp buluşuyoruz. Tabii onlar biraz benim Kürt siyasetiyle uğraşmamı yadırgıyorlarsa da geçmişten gelen bu güçlü arkadaşlık bağları nedeniyle onu biraz daha yan tarafa koyuyorlar. Bazen şöyle diyorlar, “Milletvekili oldun çok güzel… İşte bizim Yenişehir’den de bir milletvekili çıktı. Ama keşke bu Kürtlerle ilgili bir milletvekili olmasaydın” diye devamını getiriyorlar. Onları anlıyorum ve Kürtlerin özgürlük mücadelesini anlatıyorum.
‘Kürtçe bilmiyorum, kurs için zaman bulamıyorum’
◊ Hayallerinizi barışa koşullandırmışsınız, barış olursa ne yapacaksınız?
Vallahi barışın gelmesini çok istiyorum. Yani sadece kendimize vakit ayırma anlamında değil. Bu ülkede herkesin barışa ihtiyacı var. Barış gelse tabii ben kendime biraz zaman ayıracağım. 15-20 gün dinleneceğim, sonra barışın inşası için çaba sarf edeceğim.
◊ Kürtçe biliyor musunuz?
Kürtçe bilmiyorum. Kürtçe kurslara kısa bir süre katıldım. Bir halkın mücadelesini yürüttürüyorsan, o halkın dilini bilmiyorsan, bu biraz o halka saygısızlıktır, özeleştiri konusudur. Kürtçe kursa gitmek için zaman bulamıyorum. Şırnak, Siirt, Hakkâri milletvekili olsaydım şimdiye kadar çoktan Kürtçe’yi öğrenmiştim. Bu kentlerde yaşam dili Kürtçe çünkü, ama Diyarbakır bir metropol, ağırlıkta kullanılan dil Türkçe olunca açıkçası kolay olduğu için Türkçe konuşuyorum.
“13-14 yıldır ev işlerinden biraz uzağım. Çok mecbur değilsem dışarıda yemek yemiyorum. Ben gıda mühendisiyim, tabii ki yemeğin en iyisini, en kalitelisini yaparım. Bursa’da Osmanlı mutfağı daha hâkimdir. Karnıyarığı çok severim. Patlıcan yağda kızardığı için kıyması yağsız olmalı ve mutlaka zeytinyağı kullanılmalıdır.
‘Diyarbakır’da olağanüstü ağırlanıyorum’
Evde neler yapıyorsunuz, ev işlerinde zorlanıyor musunuz ? Uzun yıllardan beri profesyonel bir çalışma tarzı içerisinde olduğum için çok evle alakam yok. Ev benim için bir barınma yeri, akşam gelince belki biraz istirahat etme, televizyon programlarını izleme amacıyla kullanıyorum. Diyarbakır’da nereye gitsem, olağanüstü derecede iyi karşılanıyorum. Yemekten tut kıyafetlerinizin yıkanmasına, ütülenmesine kadar, inanılmaz bir ilgi, alakadar oluyorlar. Çoğu kez evde bile kalmıyorum.
‘Tatile gidemiyorum, spor yapamıyorum’
◊ Kendinize vakit arıyor musunuz, tatile çıkıyor musunuz?
 Ben kendime hiç vakit ayırmıyorum. Yani hem ayıramıyorum hem ayırmıyorum. Yoğunluktan tatile gidemiyorum.
◊ Sporla aranız nasıl?
Lisedeyken atletizm yapıyordum. Yarışmalara katılıyorduk. Uzun koşu değil, lisede 100-200-300-400, profesyonel değil ama liseler arası yarışmalar oldu. Bir de folklorcuyum. Ama aktif siyasetle spora zaman ayıramıyorum.
‘Çok yeteneksizim galiba, öğrenemedim’
“ÇOK hobileri olan biri değilim. Üniversitedeyken saz çalmak istemiştim, kursa gittim ama çok yeteneksiz biriyim herhalde, bir saz çalmayı öğrenemedim.”
Habertürk
Reklamlar