Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK Ankara Temsilcimiz Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı / M.Sc. İsmail CİNGÖZ’ün de “Yurtdışı Türkler ve Göçmenler Platformu Başkanı” olarak görev aldığı Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonu BAŞKON Ödül Töreni düzenliyor.
BAŞKENT ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULUYOR
Aslında bir ilk gerçekleştiriliyor Başkent Ankara’da. Şimdiye kadar çok ödül töreni düzenlendi, ancak hem Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara hem de Anadolu insanına şamil bir ödül töreninin düzenlendiği hatırlanamaz. Organizasyonun adı “ Başkent Ödülleri “ ancak, esasında bu organizasyona “ Başkent Ankara ve Anadolu Ödül Töreni “ demek daha doğru bir davranış olur, zira ödüllerimiz tüm Anadolu’yu kapsıyor.
Temel felsefesinde Okumak, Çalışmak, Üretmek ve Verimliliği arttırmak gibi, Hakk ve halk yararına olan çalışmaları ile gündemde yer alan Anadolu’nun en dinamik sivil toplum kuruluşu “ Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonu (BAŞKON ) “ yeni bir organizasyona imza attı. 12 Mart Cumartesi günü saat 13.30 ‘da gerçekleştirilecek olan ödül töreni ile ilgili olarak Konfederasyon Genel Başkanı Mehmet Akyol şu açıklamayı yaptı:
“Bu ödül töreni sıradan törenlerle karşılaştırılmamalıdır. Bu organizasyonla bazı mesajlar vermek istedik. Örneğin ülkemiz insanı okumamak, çalışmamak, üretmemek gibi bir olumsuzlukla karşı karşıyadır. Tembellik, hazır yeme, her şeyi devletten bekleme, iş beğenmeme ve bizim köy demek hürriyet demektir. Bizim hayat tarzımızın tersine köy yaşamını beğenmeme gibi bir durum hasıl olmuştur.
Biraz da gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin uyguladığı yanlış politika ve özellikle de Büyükşehir Yasası ile köylerin, şehrin mahallesi haline getirilmesi bugünkü olumsuzlukların temel unsurlarından birisidir. Ve tabii durum böyle olunca da köyden şehre göç her geçen gün artmakta, köylerimiz viraneye dönmekte, köy arazileri meraya dönmektedir.
Dikkat edilirse, binlerce genç emekli kahve köşelerinde ömür tüketmekte, binlercesi işsizlik ve maaşı yeterli olmadığı için açlık sınırında hayalsiz-ümitsiz bir şekilde yaşam savaşı vermektedir.
Halbuki bu genç emekliler köylerine gitse, ata yadigarı topraklarını ekip biçse, dolayısıyla verimliliğe küçük çapta da olsa katkı sağlasalar ne kadar güzel olur…
Bunun için biz “Şehirden Köye Dönüş Projesi“ hazırladık. Hükümete yıllarca önce verdik. Bu projeye benzer uygulamalar bugün peyderpey hayata geçirilmektedir.
Bu bağlamda radikal sayılabilecek önerilerimiz bulunmaktadır. Örneğin;
1- Köylerdeki meralar tamamen köylülere tahsis edilmelidir.
2- Orman arazileri köylülere verilmelidir.
3- Ormanlar şartlı olarak yapılacak bir sözleşme ile köylülere verilmelidir.
4- Şehirden köye dönüş kapsamında köyüne dönen vatandaşa ev inşa etmek için arazisi yok ise devlet arsa tahsis etmelidir.
5- Hayvancılık yapacak vatandaşlara özellikle de şehirden köye dönüş yapan emeklilere faizsiz destek kredileri vermelidir. Bilindiği üzere, emeklilere Or-Köy ve benzeri tarımsal destek kredileri verilmemektedir.
OKUMAK
Okumak ile maksadımız yalnız üniversite bitirmek değildir. Hem herkesin tahsil hayatını ikmal etmeleri, hem de Okumayı ilkokullardan, üniversitelere, akademisyenlerden-bürokratlara , iş dünyasından çalışanlara, kahvehanelerde ömür tüketen vatandaşlarımıza ve köylere kadar uzanan bir çalışma yaparak herkesin okuması, her şey okuması, kitap gazete, dergi (vs) gibi. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça, Çince v.s. okumasını istiyoruz ve çalışmalarımızı bu manada her alanda yürütüyoruz.
Okumanın insan hayatındaki değişimi ve gelişimi sağlayacağı gibi aynı zamanda zihni dinlendirir. Nasıl ki vücudun antrenmana ihtiyacı varsa zihnin de vardır ve bu ihtiyaç (Yani zihnin zinde kalması ) okumakla sağlanır.
Okumak insanın kültürünü geliştirir, karizmatik kılar, kamuoyunda ve toplumlarda itibar görmesini sağlar. Zaten okumak hiç önemli olmasaydı “ Allah’ın ilk emri olur muydu?”
Sonuç olarak, ifade etmeye çalıştığım projelerimiz dışında yaptığımız çalışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir. Hemen hemen her ay düzenli olarak yaptığımız sanat ve kültürel faaliyetlerle meramımızı kamuoyuna sunmaya çalışıyoruz.
11 Mart Cumartesi günü koordine ettiğimiz etkinlik (BAŞKENT ÖDÜLLERİ ) faaliyetlerimizin bir parçasıdır ve bu organizasyonumuza benzeri çalışmalarımız devam edecektir. “
“Bu ödül töreni sıradan törenlerle karşılaştırılmamalıdır. Bu organizasyonla bazı mesajlar vermek istedik. Örneğin ülkemiz insanı okumamak, çalışmamak, üretmemek gibi bir olumsuzlukla karşı karşıyadır. Tembellik, hazır yeme, her şeyi devletten bekleme, iş beğenmeme ve bizim köy demek hürriyet demektir. Bizim hayat tarzımızın tersine köy yaşamını beğenmeme gibi bir durum hasıl olmuştur.
Biraz da gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin uyguladığı yanlış politika ve özellikle de Büyükşehir Yasası ile köylerin, şehrin mahallesi haline getirilmesi bugünkü olumsuzlukların temel unsurlarından birisidir. Ve tabii durum böyle olunca da köyden şehre göç her geçen gün artmakta, köylerimiz viraneye dönmekte, köy arazileri meraya dönmektedir.
Dikkat edilirse, binlerce genç emekli kahve köşelerinde ömür tüketmekte, binlercesi işsizlik ve maaşı yeterli olmadığı için açlık sınırında hayalsiz-ümitsiz bir şekilde yaşam savaşı vermektedir.
Halbuki bu genç emekliler köylerine gitse, ata yadigarı topraklarını ekip biçse, dolayısıyla verimliliğe küçük çapta da olsa katkı sağlasalar ne kadar güzel olur…
Bunun için biz “Şehirden Köye Dönüş Projesi“ hazırladık. Hükümete yıllarca önce verdik. Bu projeye benzer uygulamalar bugün peyderpey hayata geçirilmektedir.
Bu bağlamda radikal sayılabilecek önerilerimiz bulunmaktadır. Örneğin;
1- Köylerdeki meralar tamamen köylülere tahsis edilmelidir.
2- Orman arazileri köylülere verilmelidir.
3- Ormanlar şartlı olarak yapılacak bir sözleşme ile köylülere verilmelidir.
4- Şehirden köye dönüş kapsamında köyüne dönen vatandaşa ev inşa etmek için arazisi yok ise devlet arsa tahsis etmelidir.
5- Hayvancılık yapacak vatandaşlara özellikle de şehirden köye dönüş yapan emeklilere faizsiz destek kredileri vermelidir. Bilindiği üzere, emeklilere Or-Köy ve benzeri tarımsal destek kredileri verilmemektedir.
OKUMAK
Okumak ile maksadımız yalnız üniversite bitirmek değildir. Hem herkesin tahsil hayatını ikmal etmeleri, hem de Okumayı ilkokullardan, üniversitelere, akademisyenlerden-bürokratlara , iş dünyasından çalışanlara, kahvehanelerde ömür tüketen vatandaşlarımıza ve köylere kadar uzanan bir çalışma yaparak herkesin okuması, her şey okuması, kitap gazete, dergi (vs) gibi. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça, Çince v.s. okumasını istiyoruz ve çalışmalarımızı bu manada her alanda yürütüyoruz.
Okumanın insan hayatındaki değişimi ve gelişimi sağlayacağı gibi aynı zamanda zihni dinlendirir. Nasıl ki vücudun antrenmana ihtiyacı varsa zihnin de vardır ve bu ihtiyaç (Yani zihnin zinde kalması ) okumakla sağlanır.
Okumak insanın kültürünü geliştirir, karizmatik kılar, kamuoyunda ve toplumlarda itibar görmesini sağlar. Zaten okumak hiç önemli olmasaydı “ Allah’ın ilk emri olur muydu?”
Sonuç olarak, ifade etmeye çalıştığım projelerimiz dışında yaptığımız çalışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir. Hemen hemen her ay düzenli olarak yaptığımız sanat ve kültürel faaliyetlerle meramımızı kamuoyuna sunmaya çalışıyoruz.
11 Mart Cumartesi günü koordine ettiğimiz etkinlik (BAŞKENT ÖDÜLLERİ ) faaliyetlerimizin bir parçasıdır ve bu organizasyonumuza benzeri çalışmalarımız devam edecektir. “
ANKARA’DAN DOĞAN GÜNEŞ ANADOLU’YU AYDINLATACAKTIR
Mehmet Akyol
Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonu (BAŞKON ) Genel Başkanı Tel: 0530 464 63 77 – 0532 169 63 77
turkiye@turkiyeanadoluhaber.co m
www.baskentlilerhaber.com
Reklamlar