Nedim AKIN
Tarih: 29 Temmuz 2020
Gösteri alayı uzadı
20 günden beri gün kaçırmadan izledim. İstekler süzüldü. İkisi kaldı.
Başbakan istifa, başsavcı istifa, bu iki istek yerine gelince gösteriler duracak gibi. Bu arada BAŞBAKAN İSTİFA! Sloganında önemli bir değişiklik de oldu. BAKANLAR KURULUNDAKİ BÜTÜN MAFYA YUVALARI BOŞALTILSIN! Göstericiler başbakan Borisov’u mafyadan biri olarak görüyorlar.
Bakanlar Kurulu duvarına domates ve tuvalet kâğıdı atanlar, bu defa kapıları hedef aldılar. Kasaphaneden getirilmiş DOMUZ KULAKLARI fırlattıldı. Kulaklarınızı açın ve bize kulak verin dediler.
Gösteri örgütleyicilerinin 29 Temmuz tarihli bildirisinde, gösterilen artık akşam saat 17’de değil, sabah saat 10’da başlayacağı, Başbakan Borisov hükumeti ve Başsavcı İvan Geşev istifa edene kadar gün ve gece devam edeceği, ÇADIR PROTESTO KENTLERİ kurulacağı bildirildi.
27 Temmuz 2020 tarihinde – hükumet halkı avutmak için 1 milyar 800 milyon leva para dağıtacağını açıkladı. Bu paralar “Covıd-19” mehlemi. Bizde, 2 000 (iki bin) emekli var, hepsine 3 ay 50 (ellişer) leva verilecek. “Covid-19” olaylarına bakan hastanelerdeki personele yıl sonuna kadar her ay ek olarak 1000 (bin) leva verilecek. Hastane giderleri % 30 yükseltiliyor ve küçük ve orta ölçekli işletmelere de yardım edilecek, KDV % 20’den % 9’a düşürülüyor. Türkiye’deki sosyal ve sigortalı emekliler de haklarına düşeni alacak tabii.
Bu paralar ülke çapındaki protestoları etkilemedi.
Göstericiler bu akşam beraberce Sofya’nın “Boyana- Sekvoya” semtindeki hükumet konağında, Başbakan dairesini denetlemeye gittiler. Çuval dolusu sahte para götürdüler. Borisov’un nasıl şartlarda yaşadığını, korumalarını, onu ziyaret eden bayanları, çekmecelerdeki paraları görmek istediler. Bakalım!
Başbakan Borisov’a yakınlık duyan çevresi dağılıyor, çekilme ve uzaklaşma izleniyor. Düzen bozukluğu ilgi çekiyor.
Öte yandan basına yapılan açıklamalarda, “yasalara uymayacaklarını bildiren genç göstericilerin demir yollarında rayların üzerine ve kara yolu kavşaklarına yatması ve köprüleri kapatması” bekleniyor. Bu eylem biçimi ülke çapında uygulandığında, ekonomi felce uğrayacaktır.
Gösteriler, protesto eylemi etkisi yapıyor. Dikkatimi çeken: İlk akşam Cumhurbaşkanı Rume Radev’in makamından halk arasında yumruk havada indiğinde “Hükumet istifa!” ve “Mafya istifa!” demişti. Bu hafta göstericiler arasına indiğinde ilgi görmedi.
Hukukçular sosyal medyada, “Cumhurbaşkanının başbakanı ve başsavcıyı istifaya çağırmaya hakkı yok. Anayasa ve yasalara terstir” dediler.
Emekli Anayasa Mahkemesi Hukukçuları da tartışmaya katılarak, “Cumhurbaşkanı ile Başbakan birçok konuda ortak çalışmak zorundadır ve birbirlerini istifaya davet edemez!” gibi yorumda bulundular. Mesela, Büyük-elçi atanacaksa,” öneri Dış İşleri Bakanlığından, Bakanlar Kurulundan gelir, son makam Cumhurbaşkanlığına onaylar” diyenler ağır bastı.
Halk Meclisi ile Cumhurbaşkanının Başsavcıyı görevden alma, istifaya zorlama, mafyasın ithamında bulunma gibi, hakları olmadığı üzerinde duruluyor. Bulgaristan’da Başsavcıyı Yüksek Mahkeme Konseyi seçer. Yüksek Mahkeme Bileşimi ise Meclis’teki partilerin kotasına göre öneriyorlar.
Bu arada eski başbakanlar ve bilinen politikacılar son 20 günlük gelişmeleri değerlendirmeye koyuldular. 1997-2001 yılları arasında başbakan olan, Dekokratik Güçler birliği (ODS) başkanı İvan Kostov, “Bugün Bulgaristan’ı kim yönetiyor?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Bizi değişik oligarşi irileri hükumetin desteği ile idare ediyorlar!” dedi.
Gazete ve sosyal medyada “korporotif oligarşik faşizm” kavramı belirdi. Bu kavramı anlayabilmemiz için Türkiye’de de basılan “Drina Köprüsü” romanının yazarı olan, diplomat ve siyasetçi İvo ANDRİÇ’ e ait “Faşizmin Başkaldırısı” yazılarından “karılan hamur” değiminin açılımına dikkat etmemiz öneriliyor.
Bu arada 1997 yılının Şubat ve Mayıs ayları arasında görev hükumeti başbakanı olan Stefan Sofiyanski gibi şahısların önemli işler yaptığına hatırlatmada bulunuluyor. O zaman Demokratig Güçler Birliği (CDC) Başbakanı olan St. Sofyanski Bulgaristan’ın NATO ve Avrupa Birliği üyelik başvurularını sunmuştu. Bugün artık ülke bu 2 önemli uluslararası örgütün üyesidir.
İstifadan sonra ne olacak?
Şu olasılıklar üzerinde yorum yapıyorlar.
- Borisov hükumeti istifa etmemekte direnirse 2021’in Martını beklemek zorundayız. Göstericiler 8 ay daha dayanabilir mi?
- Başbakan Borisov bir geçici, seçim ya da görev hükumetinden korkuyor. Zaten kendisi “2019 yılı sonunda ben bir daha başbakan olmak istemiyorum” demişti. Halkla arasındaki bağlar kopmuş durumda olduğundan, para dağıtmakla krizi aşabileceğine, işleri pekiştirebileceğine anlaşılan kendisi de inanmıyor. Dış dünya gösterileri destekliyor.
- Başbakan Borisov’un yakın temasta olduğu kişiler HÖH-DPS partisinden milletvekili Delyan Peevski, Ahmet Doğan’ın şirket ortağı “Kurt” (Vılkıt) lakaplı Rumen Gaytanski’dir. Gösteriler başladığında ve 500-lük Avrupar yerlere serildiğinde onu savunan bir tek Peevski medyası ve özellikle “Pik” yayını oldu.
- Gerginlik yaratan başka bir olay da, “Evet, Bulgaristan!” partisi lideri Hristov İvanov’un seçim programında iki kuşak politik temizlik (lustrasiyon) istemesi oldu. Artık dünya değiştiren totalitarizm suçlularının oğullarına iktidar kapısı açılamaz görüşü ilk kez yükseldı. “Evet, Bulgaristan!” partisi Bulgaristan Sosyalistleri (BSP) ve Avrupalı Bulgaristan Vatandaşları (GERB) partisi ile hükumet ortaklığına katılmak istemiyor.
- 2017 Mart seçimlerinden sonra GERB Başkanı Borisov ana muhalefet gücü BSP partine hükumet ortaklığı teklif etmişti. O zaman BSP yönetimi öneriyi kabul etmedi. Kabul etmiş olsaydı, sözüm ona “yurtsever cephe” adıyla bilinen NDSF, VMRO ve “Ataka” gibi faşist oluşanlar bu hükumete tırmanamayacak ve Bakan, Başbakan Yardımcısı gibi koltuklara oturamayacaklardı. Bulgaristan son 3 yılın bunalımlarını yaşamaya bilirdi.
- Şimdi oluşan yeni durumda BSP ile GERB partilerinin politik olarak buluşma ihtimali belirmiştir. BSP partisi Eylül ayında toplanacak kurultay’da tam da bu konuyu görüşecektir. Bulgaristan Komünist Partisinin bir sürü daha iktidarda kalabilmesi için başka bir seçeneği kalmamıştır.
- Yeni durumda HÖH-DPS partisinin iktidar ortaklığına yükselmesi kapalıdır.
***
Bu gelişmeler içinde 2012-2017 yılları arasında Bulgaristan Cumhurbaşkanı olan Rosen Plevnelıev’in görüşleri ilgi odağı oldu.
Plevneliev “bTV” programındaki söyleşisinde, “Cumhurbaşkanı R. Radev’ın devlet başkanı görevine bakmadığını politik kışkırtma yaptığını” sözledi ve Burgaz Belediyesine bağlı “Rosenets” parkında örgütlenen olaylarla, Sofya’daki gösteriler arasında kulis bağlantısı olduğuna” işaret etti.
Rosen Plevneliev, “Bulgaristan Başsavcısı İvan Geşev’un, 2017 yılının Ocak ve Mart ayları arasında görev yapan Başbakan Prof. Ognyan Gerjşkov hükumetinde Başbakan yardımcısı ve Adalet Bakanı olan Hristo İvanov tarafından hazırlanan ve onaylanan Anayasa değişikliğine göre seçildiğini” belirtti.
Üçüncü Borisov hükumetinde “işleri yürüten kişiler olan Bakan Yardımcıları ekibinin” olduğu gibi, Prof. Ognyan Gerjikov hükumetinden alındığına vurgu yapan R. Plevneliev, hükumet düşer ve erken seçime gidilirse görüşünü şöyle açtı. “Politik görüşleri şaffaf olmayan, Rusya yanlısı Bayan Maya Manolova, ABV, sol faşizan subcelerin, showmen Slavı Trifonov ve BSP lideri Bayan Kurneliya Ninova ve başka belirsiz siyasetçiler meclise dolacak ve Bulgaristan’ın Batı dünyası ile yakınlaşma yolunda problem yaşanacaktır.”
***
Birbirine güvenmeyen ve inanmayan insanlar toplumu.
Bütün bu olaylar, gelişme ve süreçler, unutmayalım “Covid-19” koşullarında meydana geliyor. Artık 10 bin kişiden, 355 ölüden, her gün 250-300 yeni vaka haberleri geliyor. İkinci “dalga” baskın çıkabilir. Hala bir yeni yasak gelmiş olmasa da, “maskesiz dışarı çıkma yasağı” ve “10 kişiden fazla bir araya gelme yasağı”, bayramlaşmaların, mevlitlerin, misafirlikleri yasaklanması ve okulların kapanması gibi önlemler kapıdadır.
Vatandaşın aşı parasını cebinde taşıması gerekebilir. Şimdilik bir aşı fiyatının 50-60 Amerikan Dolar (100 leva) olacağı düşünülüyor.
Bu yeni yasakların gelmesi halinde Bulgaristan’da DEVRİMCİ PATLAMA yaşanabilir. Hükumete inanmayanların ayaklanması kapıda.
Kısa anlatması zor olmasına rağmen, Bulgaristan’da 1989’da Müslümanlar komünist partisine, polis ve savcılığa yani devlete karşı ayaklanmıştı. 10 Kasım 1989’da Komünist Partisi lideri diktatör T. Jivkov parti ve devlet yönetiminden devrildi. Uzun bir dönem yani 1989 Kasımı ile 2020 Temmuzu arasında ülkede BSP’ye karşı ciddi protesto gösterileri olmamıştı. Bugün BSP muhalefet olsa da iktidardaki GERB partisi ile siyam ikizleri olduklarını bilen protestocular, ikisinin de mafya olduğunu ve iktidardan sökülmesi gerektiğini belirtiyor.
Bulgaristan’ın “yeni politik sınıfı” özellikle yaşlı kesimde endişe uyandırıyor. Kabaran tehlike karşısında derin kriz şartlarında demokrasi tartışmaları sertleşiyor. Borisov hükumeti kesenin ağzını biraz açınca, “hükumet uzmanları demokrasi “ekonomik ihtiyaçların ve sosyal grupların menfaatlerinin karşılanmasıdır” dediler. Bulgaristan gibi takatsiz ülkelerde, dış ülkelere çok yönlü bağlılık koşullarında “kişisel diktatörlüğün de ‘demokrasi biçimi” olduğunun savunanlar belirdi.
Ulayan gösterici alayı daha da yaşayabilir. Henüz “çalga” müzik gruplarına bir çuval para götüren olmadı. Tenceresi yanmış Bayanlar henüz sokağa inmediler. Kendilerini memleketin en yakışıklıları zannedenlerin arasına köylüler katılmadı. Kamyonları yolda kalan ve kapalı sınırlardan geçemeyen şöförler de yok ortalıkta. Okullar kapanınca ortada kalacak öğretmenler de henüz iş, aş korkusunda vs.
Bu konuları da değerlendiren eski Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, bu defa hamur gerçekten yeniden karılacaksa, dış ülkelerdeki vatandaşların, çifte vatandaşlar ve statüsü belli olmayan gurbetçilerimizin hepsi katılsın. Seçim usul, biçim ve araçlarında kısıtlama ve yasak olmasın. Düşmanca propaganda yasaklansın! İsteyen seçmen posta, (mektupla) elektronik isteyen internet üzerinden, sandık olmayan yerde konsolosluklarda, yakın ülkelerde olanlar memlekete seçim için özel olarak dönerek ve daha kim nasıl isterse, korona salgını nedeniyle 7 günlük bir süre içinde oy kullanma hakkı her vatandaşa sınırsız sağlansın ve olay devlet tarafından desteklendi, dedi.
Gerçek demokrasi belki de tam da budur.
Bizi izleyiniz.
Birlik olalım.
Tedbirleri unutmayalım.
Paylaşınız