Gülten RAYİMOĞLU
Biz Sadece Türkiye Değiliz: Balkanlardan Türkistan’a Uzanan Bir Medeniyetin Mirasçılarıyız
Türkiye, yalnızca sınırlarıyla tanımlanan bir ülke değildir.
Biz, tarih boyunca kökleri derinlere uzanan büyük bir medeniyetin taşıyıcılarıyız. Balkanlardan Kafkaslara, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyanın mirasçılarıyız. Her bir karış toprağında izimiz, her bir kültüründe nefesimiz var.
Bu yüzden “biz sadece Türkiye değiliz”; biz, Türkistan’ız, Balkanlar’ız, Kafkaslarız.
Biz, geçmişin derinliklerinden geleceğe uzanan bir milletiz.
Tarihten Gelen Güçlü Bağlarımız
Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya, tarih boyunca Türk milletinin kültürel, siyasal ve sosyal bağlar kurduğu coğrafyalardır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, bu topraklar kardeşlik, bir arada yaşama kültürü ve ortak değerlerin merkezi olmuştur. Orta Asya ise Türklüğün beşiğidir. Türkistan, dilimizin, kültürümüzün ve kimliğimizin kaynağıdır.
Kafkaslar, zorluklarla yoğrulmuş bir direniş ve dayanışma coğrafyasıdır.
Balkanlar ise medeniyetimizin Avrupa’ya taşan kapısı, kültürel zenginliğimizin harmanlandığı bir yerdir. Bu coğrafyalarla olan bağlarımız, yalnızca tarihsel bir geçmişin ötesinde, hala kalpten kalbe süregelen bir kardeşliktir.
Kültürel ve Manevi Birlik
Biz, sadece coğrafi sınırlarla tanımlanamayacak kadar büyük bir kültürel zenginliğe sahibiz. Balkanların türkülerinde, Kafkasların halk oyunlarında, Orta Asya’nın geleneklerinde hep aynı ruhun yankısını duyarız.
Dilimiz: Türkçe’nin farklı lehçeleriyle konuşulan geniş bir coğrafya, ortak bir dil ailesinin parçasıdır. Bu, kültürel birliğimizin temel taşıdır.
İnançlarımız: Ortak manevi değerlerimiz, bizi birbirimize bağlayan en güçlü bağlardan biridir. İslam kültürü ve gelenekleri, bu toprakların ortak bir ruh taşıyıcısıdır.
Sanat ve Gelenekler: Balkanlardan gelen türküler, Kafkasların coşkulu dansları ve Orta Asya’nın epik destanları, medeniyetimizin zengin dokusunu oluşturur.
Sadece Geçmiş Değil, Gelecek de Ortak
Geçmişte olduğu gibi bugün de Türk dünyası, ortak bir geleceği inşa etme potansiyeline sahiptir. Ekonomik iş birlikleri, kültürel projeler ve siyasi dayanışmalar, bu bağları daha da güçlendirebilir. Türk Devletleri Teşkilatı gibi girişimler, bu büyük coğrafyanın birlikte hareket etme iradesinin somut göstergeleridir.
Balkanlarda yaşayan Türkler ve Müslümanlar, Kafkaslardaki akrabalarımız, Orta Asya’da yaşayan kardeşlerimiz, bizim ayrılmaz bir parçamızdır. Sınırlar sadece haritalarda çizilir; gönüller arasındaki sınırlar ise biz izin verdiğimiz sürece var olur.
Türkiye’nin Sorumluluğu
Türkiye, bu geniş Türk dünyasının hem tarihsel hem de manevi anlamda merkezinde yer alır. Ancak bu merkez olma konumu, büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Bizler, yalnızca kendi ülkemizin değil, bu büyük coğrafyanın tamamının derdine ortak olmalı, sorunlarına çözüm üretmeli ve kültürel bağlarımızı korumalıyız.
Kardeşlik, sadece tarihte bırakılacak bir hatıra değil, bugünde ve gelecekte yaşatılacak bir idealdir. Biz, Türk dünyasıyla birlikte hareket ettiğimizde daha güçlü, daha anlamlı bir geleceğe doğru yol alabiliriz.
Sonuç: Biz Büyük Bir Aileyiz
Biz sadece Türkiye değiliz; biz, Balkanlar’ız, Kafkaslarız, Türkistan’ız.
Birbirinden farklı gibi görünen bu coğrafyalar, aslında ortak bir ruhu, tarihi ve kültürü taşır. Bu bilinçle hareket ettiğimiz sürece, hem kendi sınırlarımız içinde daha güçlü olabiliriz, hem de dünya sahnesinde büyük bir milletin evlatları olarak yerimizi alabiliriz.
Unutmayalım: Biz sadece bir devlet değiliz, biz tarihin yazdığı bir medeniyetin devamıyız. Bugün, bu büyük mirası koruma ve geleceğe taşıma zamanı.