Şakir ARSLANTAŞ
Konu: Yakın Doğu’da artık Oyun Kuran Biziz.
Hafta sonunda Amerikan Cumhuriyetçilerinin Beyaz Saray adayı Donald Trump Florida – Port Lottery’de “İŞİD’in temellerini Barak Obama attı, kurucusu Hillary Clinton’dır” diye 3 defa tekrar etti. Seçim arifesinde her şey çok pompalanan iletişim ortamında olay birden ayyuka (göğün en yüksek yerine) çıktı. Aday Trump’u dinleyenler “Hillary hapse!” (Lock her up!) çığlığı kopardı.
TV kanalları birbirine girdi. Basın şaşırdı. FOX Haber gibi Hillary’ci yayınlar bile apıştı kaldı. CNN-de Cumhuriyetçi senatörlerin ağzından heyecan verici tümceler fırladı.
“Ben her zaman cumhuriyetçiydim, cumhuriyetçi de kalıyorum, fakat bu seçimde Trump’a oy veremem, çünkü o ABD Başkanına “terörist” dedi.”
Ya da
“Trump, Obama’ya ‘sen teröristsin!’ dedi. “Hür dünyanın lideri terörist olamaz, Buna izin veremeyiz, çünkü bu insanlığa karşı işlenmiş bir cinayettir.” – gibi sözlerse bir demokrat senatöre aittir. Obama’ya ait ‘Trump yaramazın tekidir’, sözleri destek için söylenmiştir.
Amerikan kamuoyunda nabzın “0’dan 180’e fırlamasından” doğan soru:
“İslam Devleti” kurma fikri kimin kafasından çıktı?
“Barak Obama” cevabı yalanlanamadı.
Trump, ısrarına devam ederken, 15 Ağustos günü Ohayo’da “İŞİD’in su yüzüne çıkması Başkan Obama ve devlet sekreteri Hillary Clinton’un bir kararıdır” dedi.
Bu yazımızda biz, bir sır açıklamıyoruz. Ne ki, bir Cumhurbaşkanı adayının kimi sırları açıklamasının dünya siyasetini değiştirebileceğine işaret ediyoruz. Ortaya çıkan, Başkan Obama’nın sözüm ona “İslam Devleti” işe savaşıyorum oyunudur. İslam terörü kurbanlarına el uzatma gereğidir. Bunlardan biri olmadığına göre, olayların perde arkası var, demektir.
***
Bu yazımızda, Trump’un kullandığı kuşku götürmez delillerden birini aynen tercüme ttik.
Birleşik Amerika’da, üç erkin (yasama, yönetme ve yargı) çalışmalarını da denetleyen, “Codishal Youch” (hukuk gözlemcisi) adlı bir örgüt var. Bu örgütte hukukçular görevlidir.
2015 yılının 15 Mayıs günü, örgüt, bilgi kullanma usulüne ilişkin bir davadan sonra, Pentagon (Savunma Bakanlığı’nın) üç ve Dış İşleri Bakanlığı’nın da bir gizli raporunu kısaltılmış şekliyle yayınladı.
Sözü edilen özlü 100 sayfalık bu belge gizli bir dosyasıdır. Her birinin üzerinde “Yabancılara gösterilmez, çok gizli” imza damgası ve şu kayır vardır: “Bu bir bilgilendirme raporudur. Bir tamamlanmış casusluk raporu değildir.”
İlgili Pentagon raporlarının üçü de bu makamın istihbarat örgütü – DİA (Defence İntellegence Agency) tarafından hazırlanmıştır.
SURİYE VE IRAK TOPRAKLARINDA BİR SUFİST PRENSLİK KURULMASI PLANI.
DİA R050839Z kodlu mektubu ilk önce 12 Ağustos 2012 günü ABD Savunma Bakanlığı’nda (ABD Silahlı Kuvvetleri Merkez Komutanlığı) CENCOM’a; Kurmay Başkanlarının Bileşik Konseyine; CİA, FBR, Dış İşleri Bakanlığı ve ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na, bir de pek bilinmeyen ama çok güçlü bir örgüt olan Jeo-Saha İstihbaratı Ulusal Ajansı’na (National Geospatial Agency) gönderdi. Başka adresler olsa da, onlar sansür tarafından karalanmıştır.
***
“İslam Devleti” kurulmasına ve bu devletten ABD’nin elde edeceği yararlara ilişkin planı açıklayan bu mektubun gönderilmesinden sonra 4 yıl geçti. Yakın Doğu’da jeopolitik durum öyle katıştı ki, bugün 24. Ağustos 2016’sabahı saat 04’te TSK zırhlı ve bordo berelileri Suriye kuzeyinde, Fırat Irmağı Batısı’ndaki Cerablus’a girmek zorunda kaldı.Karşılarındaki düşman “İslam Devleti” ve PYD-Kürtleri.
Biz olayların seyrini kronolojik izlemeye devam edelim:
2 yıl sonra yani 2014’te eskiden kısaltılmış adı İDİ olan (Irak İslam Devleti), kısa adı İDİL (Irak ve Levanta İslam Devleti” adıyla ortaya fırlayarak, sinsi amerikan planını gerçekleştirmiş oldu.
Bu mektupta, Iraktaki Al-Kayde (AKİ) muhalefetinden başka muhalefetin olmadığı ve yukarıda adı geçen İDİ, Cihat “Al-Nusra”, “Cıhad an-Nusra”, “Özgür Suriye Ordusu” gibi farklı silahlı grupların, Al-Kayda tugaylarından farklı bir güç oluşturmadığına işaret edilmiştir. Bunların, tek stratejik merkezden emir alan, duruma ve taktiğe göre dünyaya her zaman farklı bir çehre sunan, birleşimde cihat isteyen bir güçten farkı olmayan bir özel ordudur.
Bu resim 28 Mart 2015’te çekilmiştir. “Daeş al İslam” (sol bayrak), “Özgür Suriye Ordusu” (ortadaki bayrak) ve Birleşmiş Milletler ile Birleşik Amerika’nın yasak listesine aldığı “Cabhat al-Nusra” (sağdaki siyah bayrak) Türkiye sınırına yakın İdlib şehri ele geçirdikleri an.
***
Bu belgede Batı devletleri dendiğinde ancak ABD anlaşılır. Kimi defa bu kavrama, iki dünya savaşı arasında, Milletlerin Birliği’nin kendilerine tanıdığı görev süresi içinde Levanta’yı idare eden, İngiltere ve Fransa’yı da dahil edebiliriz. Fakat İDİL’in kurulmasıyla, son iki devletin rolü bitmiştir. Fransa ile İngiltere karar alan durumunda olmayıp, ancak Washington kararlarının uygulanmasında yardımcı durumundadır. Öyle ki, bugünkü Suriye ve Irak devletlerinin toprakları üzerinde İDİL Devleti ilan edilmesini destekleyen dev güç ABD oldu. Bunu yaparken ABD Şiiler ile Suniler arasındaki eski çelişkileri kaşıdı. Silahlı savaş çıkana kadar kışkırttı. Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi suni devletlerin yanında, Suriye, İran, Irak ve Livan (iktidardaki Hizbullah kadroları fazladır) hükümetlerine karşı tavır kullandı.
***
Gizli mektuptan anlaşılan şudur:
1.Daha 2012 yılında ABD bugünkü (İŞİD) şekliyle bir sofist İslam Prensliği kurmayı
planlamıştır. Gizli belgede kurulacak olan Prensliğin ismi (İslam Devleti) olarak geçmiştir. Bu devlet Şiilere karşı (Suriye ve İran hükümetlerine karşı) Amerikanın yerine savaşmak için kurulacaktı.
2.Amerika kendini genelde Al-Kayda muhalefetini destekleyen ve onun “Sofist
Prensliği” olan İDİL’i destekleyen bir konumda bulunur.
3.Daha 2012’de ABD İDİL’in kurulacağını, bu gelişmeden Irak’ın ve bütün Yakın Doğu
bölgesinin büyük yaralar alacağını biliyordu. Bu gidişi önlemek için parmak kıpırdatmadı.
4.Daha 2012’de ABD, her ne pahasına olursa olsun Şam hükümetinin ayakta kalacağını
ve ülke topraklarının bütünlünü koruyabileceğini biliyordu.
2015’te Pentagon’un bu gizli belgesinin kamuoyu eline geçmesi basın, tv ve tüm yayın makinesini alabildiğine çalıştırdı. Devletin iletişim araçları gerçekleri görebilenlere çullandı. Muhaliflere aptal, zavallı, düşmanlık kusanlar derken, “komplo teorileri” uydurmakla, Başkan Obama’yı kötülemekle suçlandılar.
Olacaklarla ilgili bu kadar dakik öngörüde bulunan DİA raporunu yorumlayanlar hep birlikte tehlike çanları çaldı. CİA ve Başkan bir s.o. “İslam Devleti” kurulmasını asla istememiştir, savunması yapıldı. Irak için “ağır” sonuçları olacak diyenler oldu. “Ağır” nitelemesi resmi belgelerden alınmıştı.
Washington, Irak’ın bir bütün olarak korunmasını istiyor diyen kimdir? Bunun aksidir doğru olan. 9 sene savaşmalarına ve trilyon dolarlar sarf etmelerine karşın ABD, Bağdat’ta kendine bağlı uslu bir sömürge rejimi kuramadı. Irak genelde Şiilerin kalabalık olduğu bir ülkedir. Şii Suni orantısı % 65::35’tir. Öte yandan İran’da da Şii bir yönetimi var. Amerikalılar bu topraklardan çekildikleri günden beri, Irak devletini Kürtler, Şiiler ve Suniler olmak üzere, üçe bölmeye çalıştı. Öyle ki, ABD’nin Yakın Doğu siyaseti açısından Irak’a ağır bir bedel ödetme zaten başından beri aranandı.
Suriye’deki asilere ayaklanan emrini veren kimdir? Onları silahlandıran kimdir? Onların üstünde olan ve onlara emirler verme yetkisi olan güçtür. Bir de şu var, Şam hükümetinin bakıya dayanabileceğini bilmesine rağmen, Beyaz Saray ve ilgili makamlara saldırıya geçilsin emrini veren kimdir? Sır belgede, emir verenin adı silinmiştir.
O yıllarda DİA şefi General Michael T. Flynn idi. 26 Temmuz 2012’de, ilgili mektubun dağıtılmasından sadece 2 hafta önce atanmıştı. Yalnız ABD ilgili kurumlarında görev almıştı. ABD’nin 1983’te Grenada, 1994’te Haiti, ardından Afganistan ve Irak savaşlarına bizzat cephede katılmıştı.
Gen. Flynn, yukarıda açıklanan belgeyi kendisinin hazırladığını reddediyor. Gizli belgede yer alan saldırı planına kesinlikle karşı olduğunu anlatıyor. 2014’te General Flynn, Başkan Obama ile görüşmelerinde, Suriyeli asilerden söz ederken, “radikal İslam”, “radikal cihat” gibi kavramlar kullandığından dolayı görevden alındı. Obama, “maşaların” ve “kiralık katillerin” cephelerde işledikleri katliam ve cinayetlerin “radikal İslam” ve “radikal cihat” gibi terimlerle açıklandığı için bunların kullanılmasını yasaklamıştı.
2015’in Ağustosunda General Flynn, “Al Cazira” TV kanalına geniş bir demeç verdi ve sözde “İslam devleti”nin kurulmasının bir Beyaz Saray Planı olduğunu anlattı. Yukarda açıklanan gizli belgeyi bildiğini, çok dikkatli incelediğini ve ABD yüksek makamlarından sahadaki aşırı terör örgütlerine silah gönderilmemesini istediği için görevden alındığını söyledi.
Bugün General Flynn Cumhuriyetçilerin Başkan adayı Donald Trump’un baş danışmanlarından biridir. Hatta Başkan Yardımcısı seçilebilirim cümlesini kurdu.
DİA’nın eski şefi, radikal İslam’ın ABD ve Avrupalı müttefiklerinin büyük dostu olduğuna inanıyor. Rusya’yı ise, yardımları alınmadan düşmanın yok edilemeyeceği “muhteşem bir müttefik” olarak görüyor, çünkü düşman artık yalnız Arap Yarımadasında ya da tek bir ülke olan Afganistan’da değil, Müslümanların soluduğu her ülkede ve yerde tehdit oluşturuyor.
Komşularımıza çör3eklenen kara yılanın inine baktık. Devam edeceğiz.
Savaş bu sabah yeniden başladı, düşman hep aynı düşmandır.