Gülten RAYİMOĞLU
Türk milleti için bağımsızlık sadece bir siyasi tercih, bir strateji ya da kısa vadeli bir hedef değildir. Bağımsızlık, Türklerin tarihsel bir karakteridir; bu milletin özüdür, varoluşunun temel taşlarındandır. Türkler, yüzyıllar boyunca birçok imparatorluk kurmuş, farklı coğrafyalarda medeniyetler inşa etmiş ve türlü zorluklara rağmen her zaman özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi vermiş bir halktır. Bu miras, bugün de Türk milletinin gücünü, direncini ve adanmışlığını şekillendirir.
Bağımsızlık ve Türk Tarihi
Türklerin tarihi, bağımsızlık mücadelesiyle yoğrulmuştur. Orta Asya’dan başlayarak, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları’nın yükselmesiyle doruk noktasına ulaşan Türk tarihi, bir bakıma “özgürlük” ve “bağımsızlık” arayışının da tarihidir. Bu arayış, yalnızca devletlerin kurulması ve varlıklarını sürdürmeleriyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda toplumların kültürel, sosyal ve dini özgürlüklerini koruma çabası olmuştur. Türkler, asırlardır her türlü işgal, baskı ve zorlukla karşılaşmalarına rağmen, asla teslim olmamış ve bağımsızlıklarına gölge düşürülmesine izin vermemişlerdir.
Bunun en önemli örneklerinden biri, 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’ndeki zaferle Anadolu’ya adım atan Türklerin, bin yıllık bir bağımsızlık mücadelesinin tohumlarını atmış olmalarıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl boyunca dünyayı hükmeden gücü de, bu bağımsızlık karakterinin bir yansımasıydı. Ancak modern Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi, hiç şüphesiz, Kurtuluş Savaşı ile en net şekilde kendini gösterdi.
Kurtuluş Savaşı: Bağımsızlık ve Karakterin Zirveye Çıkışı
Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi, 1919 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmasıyla yeni bir boyut kazandı. Hem içeriden hem dışarıdan büyük tehditlerle karşı karşıya kalan bir millet, bağımsızlık ve özgürlük için tüm imkânlarını seferber etti. Yunan, Ermeni ve Fransız işgaline karşı direnen halk, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne ve büyük bir ulusal umutsuzluğa rağmen “ya bağımsızlık, ya ölüm!” parolasıyla silahlanmıştı.
Atatürk’ün önderliğinde Türk milletinin gösterdiği direniş ve zafer, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir halkın kendi kaderini tayin etme hakkı için verdiği mücadeleydi. Bağımsızlık, Türk milletinin onuru, varoluşu ve geleceğiydi. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan bu zaferin mirası üzerinde yükselmektedir. Türk milletinin bağımsızlık aşkı, Cumhuriyet ile birlikte daha da pekişmiş ve Türk devleti, özgürlüğünü dünyaya ilan etmiştir.
Bağımsızlık Türklerin Karakteridir
Türkler için bağımsızlık, sadece bir devletin varlık mücadelesi değil, aynı zamanda bir halkın özgürlük, adalet ve eşitlik için verdiği evrensel bir savaştır. Bu, bir milletin haysiyetini ve iradesini kaybetmeden, kendi yolunda ilerlemesini sağlayan yegâne güçtür. Bağımsızlık, Türklerin tarih boyunca karşılaştığı tüm zorlukları aşmalarını sağlayan manevi güçtür.
Bugün, Türk halkı kendi sınırlarında olduğu kadar, tüm Türk dünyasında da bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini simgeliyor. Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi, yalnızca kendi ülkesinde değil, göç ettikleri, yerleştikleri, hatta işgal altında olan Türk toplumlarının da direnişine ilham kaynağı olmuştur. Bulgaristan, Kazakistan, Azerbaycan gibi ülkelerdeki Türkler, kendi bağımsızlıklarını kazanırken Türk halkının özgürlük mücadelesini dünya çapında daha da yücelttiler.
Bağımsızlık ve Gelecek
Bağımsızlık, Türk milletinin teminatıdır. Bu teminat, Türklerin sadece geçmişteki mücadelesiyle değil, bugünkü kararlılığıyla da şekillenir. Her dönemde Türk milleti, dış tehditlere karşı bağımsızlık adına verdiği mücadeleyi sürdürmüştür. Bugün de, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politika anlayışında, milli güvenlik politikalarında ve uluslararası ilişkilerde bu bağımsızlık, her zaman en önemli hedef olarak yer almaktadır.
Geleceğe dair en önemli mesajlardan biri, Türk milletinin bağımsızlık karakterinin korunmasıdır. Bu karakter, hem içerdeki dinamiklerin hem de dışarıdaki gelişmelerin Türk milletinin bağımsızlık anlayışını etkilemesine engel olacak kadar güçlüdür. Bugün dünyada olup bitenleri anlamak için, bu “bağımsızlık” bilincine sahip olmak gerekir.
Sonuç olarak, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi, bir halkın özgürlüğüne duyduğu derin saygı ve kararlılıkla şekillenmiştir. Bağımsızlık, sadece siyasi bir kavram değil, Türk milletinin özüdür, karakteridir. Bu mirası gelecek nesillere aktarmak, Türk milletinin yalnızca geçmişle değil, gelecekle de barış içinde varlığını sürdürmesini sağlayacaktır. Bağımsızlık, Türk milletinin içindeki özgürlük ateşinin sönmemesini, tarihe ve geleceğe olan borcunun ödenmesini sağlar. Türkler, her zaman bağımsızlıkları için mücadele etmeye devam edecektir.
Çünkü bağımsızlık, onlar için sadece bir hak değil, aynı zamanda bir varoluş mücadelesidir.