Hamiyet ÇAKIR
Konu: Dostu düşmandan ayırmayı öğrenelim.
Bazıların “kini sevgi, sevgisi kin” olur. Dostunum diyen ve düşman olanları gördük. Rusya’nın eskiden beri düşman olduğunu biliriz, şimdi yine Müslüman düşmanlığı da şiddetlenerek yeni boyutlar aldı. Bu konuda halk edebiyatımızdan “Ayının Dostluğu” öyküsünün, hepimizin kulağına küpe olsun diye seçtim. Hep birlikte hatırlayalım;
Ayının Dostluğu
Bir ayıya ormanın derinliklerinde, kocaman bir boğa yılanı saldırdı.
Zavallı hayvanın boğazına dolanan kocaman yılan, onu boğmaya çalıştı. Ayı can havliyle bağırdı, çırpındı, yardım istedi.
Bu esnada ormandan geçen bir genç, ayının sesini duydu. Yetişip kılıcını çekti, yılanı öldürerek ayıyı kurtardı.
Ayı, bu genç sayesinde yılandan kurtulunca, bir dostun köpeği gibi onun kuyruğuna takıldı.
Az gittiler düz gittiler dere tepe düz gittiler.
Genç, yorgunluktan bir ağıcın altına uzandı, dinlenmeye koyuldu.
Ayı ona bağlanmıştı bir kere. Sevgisinden ötürü gencin başında bekledi, ona bekçilik yaptı.
Oradan geçen yaşlı bir adam.
– Kardeş, ne yapıyorsun? Bu ayı da neyin nesi, diye sordu.
Genç, ona ayıyı yılandan kurtarışını anlattı.
Yaşlı adam genci dikkatle dinledi.
Sonra ona,
– Ayıya gönül bağlama, ona güvenilmez, dedi. Aptalın dostluğu düşmanlıktan beterdir. Ne yap et, onu yanından uzaklaştır, diye öğüt verdi.
Genç, adamın öğüdüne anlam veremedi. Adamın kendisinin yiğitliğini ve yanında böyle güçlü bir hayvanın gezmesini kıskandığını düşündü.
– Sen bunları kıskançlığından söylüyorsun sanırım. Onun ayı olduğuna ne bakıyorsun, şu sevgisine, bana olan bağlılığına baksana! Bana ondan nasıl bir zarar gelebilir ki?
Yaşlı adam başını iki yana salladı.
– Aptalların sevgisi aldatıcıdır. Ey yiğit, gel sözümü dinle de o ayıyı yanından kov. Bu insan kardeşini bırakıp da vahşi bir ayıya güvenme!
Genç, yaşlı adamın sözlerini dinlemek bile istemiyordu.
– Kıskanç adam! Git başımdan, kendi işine bak, diyerek başını başka tarafa çevirdi.
Yaşlı adam,
– Ben bir ayıdan daha değerli değilim ya, dedi. Başına bir şey gelecek diye kalbim titriyor. İyiliğin için seni uyarıyorum.
Yaşlı adamın sözleri gencin bir kulağından girip öbür kulağından çıktı. Adam gencin laftan anlamadığını anlayınca gitmeye karar verdi. Gencin yanından uzaklaşırken,
– Senin aklın başında değil, ben gidiyorum, dedi.
Gencin kendine öğüt veren yaşlı adama son sözleri,
– Gidersen git! Benim için kaygılanmana gerek yok, oldu.
Az sonra genç, yorgunluğunun da etkisiyle derin bir uykuya daldı.
Ayı, efendisi bildiği gencin baş ucunda bekliyor, yüzüne konan sinekleri kovalıyordu. Fakat o kovdukça sineğin teki inatla geri geldi. Ayı sineği defalarca kovdu. Fakat sinek her defasında dönüp gencin yüzüne kondu.
Ayı öfkelenmişti.Gidip iri bir taş buldu, gencin yanına döndü. Elinde taş, sineğin tekrar gencin yüzüne konmasını bekledi. Çok geçmeden sinek tekrar gencin yüzüne kondu. Ayı sineği kovmak için o koca taşı kaldırdı ve adamın yüzüne savurdu…
Sinek kaçtı mı yoksa taşın altında mı kaldı bilinmez ama bildiğimiz bir şey var ki yüzüne vurulan taşla gencin canı fena halde yandı.
Bir kez daha anlaşıldı ki ahmak bir insanın sevgisi, öykümüzdeki ayının sevgisine benzer. Onun kini sevgisidir, sevgisi de kindir.