Dr.Nedim BİRİNCİ
Konu: Bulgaristan Yerel Seçimlerine Genel Bakış.
Anneciğim Beni Kısmetimle Doğur da, İstersen Çöpe At.
Bu Bulgar atasözü ne der? Anlayışlı olan bunu hemen anlar. Öyle olsa da, biz kısmetin gökten zembille inmediğine inanırız. Bir de, hayat çizgimizin dışında, hem de hemen yanı başında bir de şansımız olduğunu biliriz. Eğer yoksa onu yaratırız. Var olduğu ikide bir aklımızdan geçmese loto, toto ve çeşit iddialara para döker miyiz?
Avrupalılar, kendiliğinden gelene, daha doğrusu ayağa dolaşana “Kara kuğu” demişler. Beyazlarla birlikte çırpınarak bir sabah geleceğini beklemek ekmek – su istemeyen umut! O, bir gün bizi ansızın bulabilir. Okuyucumun, söz hakkını kullanarak “Kısmetinde ne varsa kaşığına o çıkar!” ilavesine, ben de hemen katılıyorum.
Şans bir yana, gerçek tabloya bakalım:
1 Kasım’da Bulgaristan’da yerel seçimlerin 2. turu yapıldı. Birinci turda 27 büyük şehir belediye başkanından 13-si seçildi. 2-inci tura katılım çok zayıftı. Sofya’da yalnız seçmenin % 12.64’ü sandığa gitti. İl merkezlerinin 20-sinde iktidar partisi GERB, 4-ü Reformcu Blok, 1-i HÖH-DPS’den ve diğerleri de bağımsız ya da yerel koalisyonlar adayları kazandı. 1944’ten beri Bulgaristan’da hiçbir sosyalist aday il merkezlerinde seçim kazanamadı. Ana muhalefet partisi Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) belediye başkanı çıkaramadı. Tamamen çöktü ve parti yönetimi 2 Kasım sabahı istifa etti. Mühendis Hasan Aziz Kırcaali Belediye başkanlığına yeniden seçilirken, ilin 7 kasabasında belediye başkanları ve köy muhtarları da aynı partiden yine seçildiler. HÖH parti il merkezlerinde belediye başkanlığı için 2. Hamlesini Eski Cuma’da (Tırgovişte) denedi. Milletvekili Emine Yakubova oyların % 42’sini aldı.
Bulgar partileri seçimlere Türk ve Müslümanların partisi HÖH-DPS için “siyasetten atacağız”, “devlet makamlarından temizleyeceğiz” söyleviyle girerken, HÖH’ün 25 yıldan beri ilk kez oy kaybından stres yaşadığını görünce slogan değiştirdi, daha da bir coşarak “köklerini kazıyacağız” dediler.
Kamuoyuna göre bu seçimde GERB kazandı, HÖH ile BSP’yi kalelerinden attı. Kaleye yeni giren hükümet ortağı 5 partili merkez sağ koalisyon Reformcu Blok (RB) partisi Pleven, Küstendil, Montana ve Dobriç’te bayrak dikti ve çok önemli ana kentlere yerleşerek aslında politik anlamda onu 2. Parti yaptı. Bu tespiti PB’un Sofya’da birkaç semt belediye başkanlığı ve büyük sayıda belediye meclis üyeliği kazanması da destekliyor. Ne ki, bizde seçim kazanan partiler sıralaması hala aldıkları oy sayısına göre yapıldığından GERB’in ardından gelen BSP ve üçüncü yerde de HÖH-DPS partisidir.
Bulgaristan’ın Yeniden Doğuşu İçin Alternatif (ABV) partisi; Rusofil bayrağı dalgalandıran milliyetçi “Ataka”; Nikolay Barekov’un Demokratik Merkezcileri; Valentin Simyonov’un sığınmacı ve Müslüman düşmanı ırkçı sağ milliyetçi “Yurtsever Cephe” (PF) vb. marjinal partilere değil belediyelerinde, köy muhtarlıklarında bile yer olmadığı ortaya çıktı. VMRO (Makedon İç Devrim Hareketi) ile topladığı koalisyon, geleneksel kaleleri olan Filibe (Plovdiv) belediyesine giremedi. Tepeler şehrine GERB çadır kurdu.
HÖH Başkanı Lütfü Mestan’a göre, partinin seçim kaybı “geçersiz” oylarda gizlidir. Bunlar toplam oyların da % 14, 09 (462 bin) olarak açıklandı. Fakat akçenin bir de yüzü var. 2015 yerel seçiminde Hak ve Özgürlük Partisinde iç sökülme başladı. Örnek veriyorum. Parti Deliorman’da, Razgrat’a ve Silistre’ye bağlı Kemaller (İsperih), Balbunlar (Kubrat) ve Akkadınlar (Dulovo) belediyelerinde bu seçimi, yakına kadar kendi saflarında aktif çalışan, kendi yetiştirdiği kadroların bağımsız adaylıkları karşısında kaybetti.
Razgrad İli’ne bağlı Kemaller (İsperih) Belediyesi’ni Bağımsız Aday Beysim Rasim kazandı.
Razgrad’a bağlı Balbunlar (Kubrat) Belediye başkanı bağımsız aday Beysim İsmailov oldu.
HÖH’ün adayı Güner Ahmet, Silistre İli’ne bağlı Akkadınlar (Dulovo) Belediyesi’ni yine Bağımsız Aday Yüksel Ahmet’e kaptırdı.
Hacıoğlu Pazarcık’ta (Dobriç) Reformcu Blok adayı Yordan Yordanov Türk seçmenin de oylarıyla seçim kazandı.
Sözün özü: Deliorman ve Dobruca’da hava döndü.
İnsanlarımız (seçmen) Hak ve Özgürlüğün bir yalan, sahte bir kabuk, içindeki yapının totaliter diktatörlük kalıntısı olduğunu gördü ve aldatılmışlıktan kurtuluş bayrağını kendisi dalgalandırdı. Hem de Deliorman ve Dobruca ile birlikte Orta ve Batı Rodoplar’da da hava döndü.
Biz Hak ve Özgürlük Hareketinin darbe almasına değil, halkımızın uyanışına seviniyoruz.
Bu dirilişi yıllar önce gördük ve Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi olarak onlarca yazımızla hepinizi dehalarca bilgilendirdik ve uyardık. Bunu en iyi niyetle yaptık ve işimize devam edeceğiz.
- Mestan, dut yemiş bülbül gibi susuyor. Çünkü yalnız Akkadınlar’ı, Kemaller’i ve Balbunlar’ı değil Zlatokrat, Nedelino, Gırmen vb kaleler de elinden alındı.
Uyanışa mayalanma ne zaman başladı ve nasıl kabardı?
Seçmen çaresizlik içindedir.
Bültenler uzadıkça uzuyor. Bu seçimlere de 81 parti ve 3 bağımsız koalisyon girdi. Dikkat çeken büyük özelliklerden biri, 2009’dan beri “geçersiz” oy oranının 7 defa artmış olmasıdır. Örnek veriyorum: 2009 halk meclisi seçiminde geçersiz oylar % 2; 2014 genel meclis seçiminde % 6; 2013 yerel seçimlerinde % 13,4 ve 2015 yerel seçimlerinde % 14,9 olarak resmen açıklandı. Üzerinde durulması gereken bir başka husus ise, seçim tutanaklarının % 90 oranında imla yanlışlı doldurulmuş olmasıdır. Bu olay bizde okuma yazma oranının çok düştüğüne çan çalıyor.
Önce oy hakkı olan 6 milyon 680 vatandaş var dediler. Sandığa giden ancak 1.7 milyon. Oyların 1 milyona yakınını GERB, 300-400 binini BSP ve 300 binini HÖH aldı. Dört oydan birisi geçersiz çıktı. Geçersizlerin artması yaşlılardan oy alan BSP’yi ve Bulgar dilinde okuma yazması yeterli olmayan etniklerden oy toplayan DPS’yi bitirebilir. Tabii, burada birbirine ters gelişen iki eğilim var. Zaman’la BSP’ye oy veren kitle doğal olarak azalırken, etnik azınlıklardan Bulgarcayı daha kullanışlı öğrenen DPS’ci Çingene gençler çoğalıyor. Bunu yazmamın nedeni ise, daha önceki bir yazımda bu yerel seçimde HÖH-DPS ikinci parti olabilir, demiş olmamdır. HÖH-DPS Reformcu Blok tarafından sollanmazsa gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanı ve meclis seçimlerinde bu başarıyı kucaklayabilir, kuşkusuz iç çözülme süreci sürat toplayıp partiyi alabora etmezse! Yazımın başlığına “Ana beni kısmetimle doğur da, istersen çöpe at!” dememin nedeni de, BSP’nin yok olması sonucu DPS’nin ikinci olma yıldızının daha tez doğabileceği umuduydu.
İşte böyle bir ortamda, ideolojisi solmuş, yaşlı üye ve yandaşları dünya değiştirdikçe oyları seçimden seçime hızla azalan, 100 yaşındaki Sosyalist Partinin dibe vuracağını saptayan Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi, seçimlerden 2 ay önce Hak ve Özgürlük Partisi bu yerel seçimden 2. parti olarak çıkacaktır, derken tahmininde haklıydı. Ne ki, HÖH içindeki sökülmenin bu denli hızlanacağını hesaba katmamış olabiliriz. 5-6 kalenin birden düşmesi, yalnız sana bana değil, beceriksiz ama şanslı olan L. Mestan’a bile dudak ısırttı. Saray piresi şu günlerde kımıldamıyor.
Olaya bir de şöyle bakarsak, bu seçimlere, bir önceki seçimde HÖH partisine yaklaşık 100 bin oy veren Türkiye’deki soydaşlarımız ve 2014 genel seçimlerine 56 bin olya katılan Batı Avrupa ülkelerindeki işçilerimiz ve ailelerinin toplam 150 bini oyu hesaba katılırsa, Türklerin ve Müslümanların politik iradesi temsil eden reel olarak BSP’yi aslında sollamıştır.
HÖH – DPS partisinin 1 Kasım’da Deliorman’dan başka Merkezi ve Batı Rodop’larda Zlatograt, Nedelino, Gırmen, Belingrad, Devin vb. şehir belediyelerini ve birçok muhtarlığı kaybetse de (muhtarlıklar kırktan otuz üçe düştü) genel politik denklemdeki ağırlığı, BSP’nin erimesi, parçalanması, ufalması ve yok olma trendindi karşısında sanki bir az güçlenmiştir.
Tüm bunları gikkate alan seçmen, halka hizmeti dokunmayan HÖH partisi şansının açık olmasına, bu defa seçmen “Acı patlıcanı kırağı çalmaz!” atasözüyle benzetme yapsa da, yerel kalelerinde sökülme ve yön değiştirme aldı başını gidiyor. Olayı, bu seçim kampanyasını Kemaller’de başlatırken Makedonyalı sanatçı Faruk Yılmaza Bulgarca şarkı söyletilmesi de damga vurdu. Bizim 600 şarkı ve türkümüz varken, bunların yarısı Deliorman Türklüğünün gönlünden çıkmış ve ruhunu yaşatırken, dil, din, öz kültür ve sanatımız konusunda konsepti olmayan L.Mestan gibi köy okullarında Bulgarca öğretmenliğinden gelen kadroların, olayı alay konusu etmesine ve çarpıttığına da sert tepkidir. Seçmen’in “Bulgar Etnik Modeli”ne yeni isyanıdır.
Son yıllarda Deliorman’da, özellikle de Ak Kadınlar (Dulovo) ve Kemaller (İsperih) belediye ve muhtarlıklarındaki tutuklamalar, D-r Nihat Tabakov’un Varna cezaevine atılması, Siliste ve Varna’da birçok HÖH koordinatörü ve militanı hakkında sorgulama başlaması, halkın sahte vaatlere dayanan temelsiz ve esasız politikadan yüz çevirmesine neden oluyor. Balkımız barış ve huzur, karşılıklı hoşgörü bekliyor.
Bildiğimiz üzere, hak ve özgürlük davasının alevlendiği merkezler Deliorman köyleridir. 1989 Mayısında yürüyen kitle Deliorman bağrından aktı. Totaliter düzeni kökünden ırgaladı. Devirmeyi başardı. Deliorman insanı çalışkandır, bilinçlidir, namusludur, vatanseverdir ve doruluktan, haktan yanadır. Onlar, olayları ince eleyip sık dokuyarak değerlendiren kişilik sahibi Türklerdir. Ayrıca vurgulanması gereken bir nokta ise, haklı dava ateşinin Deliormanlıları yüreklendirip uyandırdığı ve bir daha sönmediği gerçeğidir. Ne yazık ki ne saray piseri Ahmet Doğan ne de kendinden başka kimseyi görmeyen Lütfü Mestan Deliormanlıları anlayamadılar, onların kanatlanmaya hazır ruhlarını besleyemediler, ne Deliorman’a, ne Dobruca’ya ne Koca Balkan’a ne de Rodoplar’a nabzı halk için atan demokrasi taşıyamadılar. Kırcaali yöresinde seçimin %% kazanılmasının temelinde ise halkın korku ve baskı altında yaşamasıdır. HÖH’ün sökülme ve çöküş süreci, kuruluşundan 25 yıl sonra, somut ifade edilmesi gerekirse, geçen yılın Ekim erken meclis seçimlerinde yine Kemaller’de başlamıştı. Halk tarım mühendisi, yediden yetmişe halkın sevgisini kazanan Günay Hüsmen’i 1000 oy fark atarak HÖH milletvekili seçti. Bu sıradan bir oylama değildi. Seçmen tercihli seçim hakkını bilinçli kullandı. Hüsmen Beyi 8-inci yerden başa çekti. Sofya parlamentosuna gönderdi. Tırnak arasında çıtlatılmayı bekleyen saray piresi Ahmet Doğan ile kendini beğenmiş Lütfü Mestan’ın Türklere karşı çalışmış, isimlerimizi değiştiren, bize cezaevlerinde döven, kan kusturan “DS” generallerinden birinin oğlunu milletvekili çıkarma planı onun tercihli seçilmesi sonucu suya düştü. Bu adımı atan, oyunu bilinçli kullanan, ancak tanıdığı şahsa oy veren Kemalli seçmendi. Sofya’da, milletvekili Sayın Günay Hüsmen HÖH-DPS meclis grubundan atıldı. Parti ceza makinesi çalıştırıldı. G. Hüsmen’e yapmadıkları kalmadı. Kemalli seçmenin cevabı gecikmedi. Bu defa oyunu HÖH-DPS adayına vermedi. HÖH-DPS’den ayrılan ve bağımsızım diyen Beysim Rifat’ı, yine 1000 oy farkla Kemaller Belediye Başkanı seçti. Politik dilde bu devrimci bir sıçramadır. Uyanının uyandığını ve kapana düşürüldüğünü görünce, kelepçelerini kırıp, duruma hakim olmasıdır. Kutluyoruz.
Yüzde yüz benzer bir olayı Blagoevgrat’ta da izledik. Geçen yılın Ekim seçiminde yine tercihli seçmen oylarıyla milletvekili seçilen eski Blagoevgrat İl Başkanı Başev, Sofya’ya gelince kenara çekildi. Güney Hüsmen gibi o da HÖH meclis grubundan çıkarıldı. Cezalandırıldı. Ona da “Sen bittin” dendi. Parti içi diktatörlüğün balyozu altına çekildi. Şu an Başev ile Hüsmen Bulgar meclisinde bağımsız milletvekilidir.
Seçim, köylü seçmenin boş HÖH vaatlerinden bıktığını gösterdi. “Bilinçli olarak yalan söylüyorlar” inancı büyüyor. Şu sözler Deliormanda ve Rodoplarda ağızdan ağıza dolaşıyor: “Kimsenin kimseye karışmaya hakkı yok!” Demokrasinin gerçek anlamı budur.
Birkaç söz de GERB partisi için söyleyeklim. GERB eskiyi okumayı bilen bir parti olarak gelişiyor. Seçmeni sıksa oylarını daha da arttırabilirdi. Ama “1 milyon oy bana yeter” der gibi bir havaya girdi. 24 yıl önce Demokratik Güçler Birliği (CDC) 1.700.000 oy almış, iktidara doyamayınca, biraz daha biraz daha derken, oburluktan patlamıştı. Başbakan B. Borisov, yakın geçmişimizden bu gerçeği unutmuyor. Israr ettiği bir nokta var. Yeni borç alınması. Seçimden sonra soframızı bollaştırmak için yeniden 5.5 milyar leva borç alıyoruz. Bu borçları biz ödemeyeceğiz. Çocuklarımız ve torunlarımız ödeyecek.
Bulgarcada bunun fıkrası da var.
Sert bir kış akşamı köyün yaşlıları lokantaya (horemak) gitmişler. Garson çekingen olduklarını görünce, “bizim lokantada torunlar öder, yiyin için, çekinmeden sipariş edin, biz parasını torunlarınızdan alırız,” diye ısrar etmiş.
Siparişler gelmiş, yenmiş içilmiş ve eve gitme vakti gelmiş. Kalkmışlar. Kalpaklarını alıp kapıya yöneldiklerinde, başgarson karşılarına gerilip yollarını kesmiş. Elinde kalem kiyat:
“Hesabı kim ödeyecek?” diye sormuş.
Yaşlılar bakınmış, torunlarımız diyecek olmuşlar. Başgarson hemen yetiştirmiş.
“Bu akşamki hesabı değil, dedelerinizin hesabı var bizde, onu kim ödeyecek?” diye sormuş.
Bulgaristan yerel seçim sonrası oluşan durum genel hatlarıyla budur. HÖH-DPS partisi dış borçlanmaların hepsine oy veriyor…. Borçlu yaşamak da bir şans….Düşünmesi sizden.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.