GÖNÜL ŞAMİLKIZI
Ukrayna‘nın ardından Moldova üzerindeki baskılarını arttıranMoskova, bir taraftan Kişinev‘de muhalefete destek verirken, diğer taraftan da Moldovaiçerisinde etkin olduğu alanları kullanıyor. Moldova‘nın Batı’yla entegrasyonunu engellemeye çalışan Rusya‘nın kullandığı en önemli kozlardan biri de Ortodoks Türklerin yaşadığı Gagauz Yeri Özerk Bölgesi.
Gagauz Yeri veya Gagauzya, Moldova‘nın güneyindeki Bucak bölgesinde bulunan ve halkının büyük çoğunluğu Ortodoks Türklerden – Gagauzlardan oluşan özerk bölge. Komrat, Vulkaneşt ve Çadır Lunga dolayları (il, rayon) ile bu dolaylara bağlı 23 köyden oluşuyor. Avrupa‘nın en büyük köyleri, 18 bin nüfuslu Kongaz, 10 bin nüfuslu Kıpçak ve 9 bin nüfuslu Baurçu Gagauz Yeri’nde bulunuyor. Resmi rakamlara göre nüfusu 155 bin. Bu,Moldova nüfusunun yüzde 4,6’sına denk geliyor. Yine resmi rakamlar, nüfusun yüzde 82’sini Gagauzların oluşturduğunu gösteriyor. Bölgede yaşayan diğer halklar ise Bulgarlar, Moldavanlar, Ruslar ve Ukraynalılar. Gagauz Yeri’nde yaşayanlar ise gerçek durumun resmi rakamlardan farklı olduğunu belirtiyor.Halihazırda Gagauz Yeri’nde kalan Gagauz nüfusunun yaklaşık 90 bin olduğu tahmin ediliyor.
Gagauz Yeri, hemen her konuda çelişkileriyle insanı şaşırtan ilginç bir bölge. Bölgedeki Gagauzların bir kısmı, Rus Çarının iki yüzyıl önce Bucak bölgesini kendilerine tahsis etmesinden dolayı Ruslara sempati duyuyor. Bununla birlikte Gagauzların tarihteki en büyük başkaldırılarından biri olan 1906’daki bağımsızlık hareketinin sebebi de yine Ruslar. Rus İmparatorluğu, 20. yüzyılın başlarında toprak verdiği Gagauz halkını Ruslaştırmaya kalkınca, Komrat’ta Gagauz Türkleri ayaklandı. Andrey Galaçtan ile Atmaca Pavlioğlu önderliğindeki Gagauzlar, Çiftçiler Komitesi kurarak Rusyaİmparatorluğu’nun Ruslaştırma politikasına karşı direndi ve kendi cumhuriyetini ilan etti. Ancak 1906 senesinde Gagauzların kurduğu Komrat Cumhuriyetinin ömrü bir ay bile sürmedi. İmparatorluk, Komrat’taki ayaklanmayı bastırarak bölge üzerindeki politikalarını uygulamayı devam ettirdi.
Bağımsızlık yerine özerklik
1990’lu yılların başlarında ise Gagauzlar ikinci kez bağımsız girişiminde bulundu. 80’li yılların sonunda organize olan Gagauzlar, 19 Ağustos 1990’da bağımsızlığını ilan etti. Ancak Kişinev, bu kararın anayasaya aykırı olduğunu beyan etti ve Gagauz Yeri’ne milliyetçi Moldovanlardan oluşan gönüllü birlikler gönderdi. Ülke iç savaşın eşiğine geldi, ancak o dönemde eski Sovyet coğrafyası üzerinde etkisini kaybetmemeye çalışan Rusyaduruma müdahale etti. Transdinyester’deki gibi kan dökülmedi, Gagauzya 1990-1994 seneleri arasında tanınmayan bir “bağımsız” devlet olarak varlığını sürdürdü.
1994’te Moldova parlamentosu, Gagauz Yeri Özel Hukuki Statüsü Kanununu kabul etti. Gagauzlar, özerkliği bağımsızlığa tercih etti. 1999 senesinde yapılan idari reformların ardından Gagauzya İdari Özerk Bölgesi Moldova Anayasasına dahil edildi.
Gagauzların kökeniyle ilgili farklı görüşler ortaya atılsa da genel kabul gören tez, Oğuz boyuna ait bir Türk topluluğuna ait oldukları yönünde. Gagauz adının da Gök Oğuz’dan veya Keykavus’tan geldiği ifade ediliyor. Gagauz dili, Slav, Yunan, Romen dillerinin etkisine maruz kalmış bir Türkçe. Türkiye, Azerbaycan ve Türkmen Türkçesine çok yakın. Gagauz Yeri’nde iki şive kullanılıyor: Çadır Lunga-Komrat ve Vulkaneşt. Türkçe’ye daha yakın olan Vulkaneşt şivesi.
Gagauz yazı dili ise 1957 senesinde kurulmuş. Eski Sovyetler Birliği‘nde yaşayan bütün halklar gibi Kiril alfabesini kullanan Gagauzlar, 1996 senesinde Latin alfabesine geçmiş ve Gagauzca yazı dili Türkçe baz alınarak modernize edilmiş. Şive özelliklerini yansıtan sesler için de Türkçe’de olmayan birkaç harf eklenmiş.
-Gagauzca bilmeyen Gagauzlar
Gagauzya’da günümüzde üç resmi dil var: Gagauzca, Moldavanca (Romence) ve Rusça. Ancak fiili durum farklı: Gagauzya’da hakim dil, Gagauzya’nın özerkliğini sorgulatacak düzeyde Rusça. Özellikle Gagauz Yeri’nin idari merkezi Komrat’ın bir Gagauz veya birMoldova kenti olduğuna ilk bakışta inanmak çok zor. Kentte kullanılan dil Rusça. Gerek resmi kurumlarda gerek sokakta Rusça hakim. Özerk bölgedeki resmi yazışmalar da Rusça. Toplantılar istinasız olarak Rusça yapılıyor. Daha da ilginç olanı, Gagauzların sorunlarının konuşulduğu Dünya Gagauzları Kongrelerinde de hakim dil Rusça.
Gagauz Yeri’nde orta ve üzeri yaş grubu Gagauzca bilse de, çocuk ve genç nüfus ana dilini ya hiç bilmiyor ya da bildikleri çok yetersiz.
Gagauz Yeri’nde ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde eğitim veren 55 okulun tamamında müfredat ve eğitim Rusça. Hatta “Gagauz halkının tarihi, kültürü ve gelenekleri” adlı ders bile Rusça okutuluyor. Ortaokullarda Moldavanca ve Gagauzca eğitimi de var ama haftada sadece 3 saat.
Eğitimde Rusça tekeli
Türkiye‘nin ciddi desteklerde bulunduğu Komrat Üniversitesi’nde de durum aynı. Üniversitede sadece bir fakültenin iki farklı bölümünde Gagauz Türkçesi’nde eğitim veriliyor. Diğer fakülteler ve bölümlerde ise eğitim dili Rusça. Bu nedenle mezun olan öğrencilerin Moldova‘da iş bulması imkansız.
Gagauz yönetimi, tamamen Gagauzca eğitime geçmek için büyük miktarda paraya ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ayrıca okul kitaplarını Gagauzca yazmak için yeterli sayıda uzman ve bilim insanının olmadığından şikayet ediliyor. Gagauz Türkçesi’nin yeteri kadar gelişmiş bir dil olmaması, fen bilimlerinin Gagauzca’da anlatılmasının çok zor olduğu da öne sürülen gerekçeler arasında.
Gagauz Yeri Yönetimi, müfredatta “Gagauz halkının tarihi, kültürü ve gelenekleri” ile “Ana vatan tarihi” eğitiminin Gagauzca verilmesini öngören değişiklik yapılacağını belirtiyor. Yeni yasayla Gagauzya halkına kreşten üniversiteye kadar Gagauzca eğitim hakkı tanınacağı, Gagauzca eğitimin zorunlu hale getirileceği bildiriliyor. Gagauz Yeri Başkan Yardımcısı Vadim Çeban, Gagauzca kitap konusunda Türkiye‘den, özellikle TİKA’dan yardım alacaklarını söylüyor.
Ancak yasal düzenleme ya da kitap basımının da soruna çare olmayacağı düşünülüyor. Gagauz Yeri’nde çıkan ilk Gagauzca gazete olan Ana Sözü’nün Genel Yayın Yönetmeni, yazar Todur Zanet, öğretmenlerin yüzde 50’sinin Gagauzca bilmediğini söylüyor. Zanet, “Bazı kesimler, ‘Rusya bize sahip çıktı’ diyor, oysa Rusya, bizim dilimizi, kültürümüzü bitirdi, mahvetti, bizi asimile etti” diyor.
Bu sorunları gidermek amacıyla 2000 senesinde kurulan Maruneviç Bilim Merkezi ise tartışmaların odağında bir kurum. Yönetim karşıtı Gagauzlar, Bilim Merkezi’nin amaçları doğrultusunda çalışmadığını, Gagauzca’nın gelişimi için herhangi bir katkıda bulunmadığını, tam tersi, bu yöndeki çabaları engellediğini savunuyor.
Siyaseti Moskova şekillendiriyor
Gagauz Yeri’nin Başkanı İrina Vlah. Eski Komünist Partisi üyesi ve milletvekili Vlah 2015’te kazandığı seçime Rusya yanlısı Sosyalistler Partisi’nin desteği ile girdi. Gagauzlar, Vlah’ın da Gagauzca bilmediğini söylüyor. Nitekim Başkan, istisnasız olarak bütün konuşmalarını Rusça yapıyor.
Daha öncekilerde olduğu gibi Vlah’ın kazandığı son başkanlık seçiminde de Rusya‘nın rolü büyük. Zira Gagauzya’da Rusya‘nın onayını almayan kimsenin seçim kazanma şansı yok. Moskova, 2015 senesinde Gagauzya’da yapılan seçimler öncesinde defalarca kendi milletvekillerini, sanatçılarını kampanya için Komrat’a gönderdi. Vlah, Moskova‘da Federasyon Konseyinde ağırlandı, Konsey Başkanı Valentina Matvienko ile fotoğraflarını propaganda malzemesi olarak kullandı.
Gagauz halkının en üst temsil organı olan Halk Meclisi’inde (Gagauzların tabiriyle Halk Topluşu) durum farklı değil. İddialara göre 4 yıl süreyle seçilen 35 üyeli meclisin de konuşma dili Rusça.
Rusya bölgede neden bu kadar etkili?
Gagauzların bir kısmı, Rusya‘nın bölgedeki nüfuz ve etkisini, iki yüzyıl önce BalkanlardanBucak çöllerine geldiklerinde Rus Çarının kendilerine kucak açmasıyla ilişkilendiriyor. Bir kısmı ise Gagauzların Sovyetler Birliği‘nde okuyup yazma öğrendiğini ve bunu Ruslara borçlu olduğunu söylüyor.
Oysa Ana Sözü gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zanet’e göre mesele, Gagauzların kendi tarihlerini bilmemesiyle ilgili. Zanet, şimdiki neslin 1946-47 yıllarının kışında açlıktan ölen, 1949 senesinde Sibirya‘ya sürülerek orada yok edilen Gagauzlardan habersiz olduğunu vurguluyor. Rusça okutulan Gagauz tarihinin yalanlarla dolu olduğunu savunan yazara göre, Sovyetler Birliği zamanında da, şimdi de Rusya‘nın amacı Gagauzların bir Türk halkı değil, Türkleşmiş Rus veya Bulgar olduğu algısını oluşturmak, asimile etmek: “Gagauz Yeri’nde Rusça okuyan, Rusça düşünen, psikolojisi bozuk bir nesil yetişti. Liselerde neredeyse öğrenci yok, hepsi Rusya‘ya gidiyor. Gençler Rusya vatandaşlığı alıyor. Romence, Moldovanca bilmiyorlar, korkuyorlar. 200 yıllık bir Rusya propagandası söz konusu. Bu propagandanın etkisi öyle büyük ki, yeni nesil, Gagauzları Rusya‘nın kurtardığını zannediyor. Çünkü kitaplarda böyle yazıyor, okullarda böyle anlatılıyor. Bu propaganda sonucu ne dilimiz, ne kimliğimiz kaldı.”
Rusya ile ekonomik ilişkiler
Rusya yanlısı politika yürüten Gagauz siyasileri ise bu durumdan rahatsız değil. Tam tersine onlara göre, Gagauzya “Rus dünyası”nın bir parçası. Eski Gagauz Yeri Başkanı Mihail Formuzal, Rusça’nın Gagauzların kendini koruması için bir garanti olduğunu iddia ediyor.
Gagauz Yeri Yönetimi Rusya ile bu kadar yakın olmalarını ekonomik nedenlerle de açıklıyor. Başkan Yardımcısı Vadim Çeban, aslında Avrupa Birliği‘ne karşı olmadıklarını, ancak bölgenin geleceğini Rusya ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde gördüklerini söylüyor. Çeban, 2 Şubat 2014’te yapılan referandumun Gagauz halkının iradesini yansıttığını savunuyor.
2 Şubat 2014’te Gagauz Yeri’nde ülkenin dış politika tercihi ve bölgenin statüsüyle ilgili iki referandum yapılmıştı. Katılımın yüzde 70 olduğu açıklanan referandumda Gagauzların yüzde 98,4’nün Moldova‘nın Rusya güdümlü Gümrük Birliği‘ne entegrasyonundan yana oy kullanmıştı. Gagauzların yüzde 98,8’i ise Moldova‘nın bağımsızlığını kaybetmesi durumunda özerk bölgenin kendi kaderini belirleme hakkına sahip olduğuna ilişkin maddeye “evet” demişti.
Romen korkusu Rusya‘nın işine yarıyor
Bu referandumun Rusya‘nın dayatması ve kontrolü altında yapıldığı ise bir gerçek. ZiraMoskova, diğer eski Sovyet ülkeleri gibi Moldova‘nın da Batı’ya, Avrupa Birliği‘ne entegrasyonunu engellemeye çalışıyor ve Gagauz Yeri’nde yıllardır süregelen Rusyataraftarlığını bu amaç için kullanıyor.
Öte yandan Gagauzların Romen korkusu da referandum sonuçlarında etkili oldu. Milliyetçi Gagauzların büyük çoğunluğunda bile “kana geçmiş” bir Romen karşıtlığı, Romen korkusu var ve onlar, Moldova‘nın Romanya ile birleşmesi olasılığını kendilerine karşı büyük tehdit olarak görüyorlar. Bu nedenle Gagauzların ezici çoğunluğu,Moldova‘nın Romanya ile birleşmesi durumunda kendi kaderlerini belirleme hakkına sahip olduğunu düşünüyor. Bu durum Rusya‘nın da işine geliyor.
Batı’ya entegrasyon tercihi yapmasından dolayı Moldova‘ya ekonomik ambargolar uygulayan Rusya yönetiminin, Gagauz Yeri ile ekonomik ilişkileri bir nevi “şantaj”a dayalı. Zira Moskova, önce Moldova‘nın tamamına ambargo uygularken sonrasında Gagauz Yeri’ni yaptırım listesinden çıkartarak Gagauzlara yapacakları bir “yanlış”ın ne ile sonuçlanacağını gösterdi.
Gagauz Yeri’nin gelir kaynakları
Gagauz Yeri’nin bu yılki bütçesi yaklaşık 515 milyon Moldova lei. Moldova hükümeti, özerk bölgenin eğitim, sağlık ve güvenlik bütçesini, yani harcamalarının yaklaşık yarısını finanse ediyor. Geri kalan kalemler Gagauz Yeri Özerk Bölgesinin kendi imkanlarıyla karşılanıyor. Bölge, Moldova‘ya sadece sınır ve sigorta vergilerini ödüyor.
Gagauz Yeri’nin en önemli gelir kaynağı tarım ve şarapçılık. Gagauz şarapları, sadeceMoldova‘da değil, tüm bölgede meşhur. Geçen sene Gagauz Yeri’nin Rusya‘ya ihraç ettiği şarap ve şarap ürünlerinin miktarı yaklaşık 10 milyon litre. Öte yandan çoğu Moldovalılar gibi Gagauzlar için de Rusya bir iş pazarı. Gayrıresmi rakamlara göre her yıl ülke dışında çalışan Moldovalıların ülkeye gönderdikleri para miktarı 1 milyar 200 milyon doları buluyor. Bu paranın 300-400 milyon doları Rusya‘dan geliyor. Rusya‘dan gelen paranın yaklaşık yüzde 10’u – yani 30-40 milyon doları ise Gagauz Yeri’ne giriyor. GagauzlarRusya‘da daha çok inşaat sektöründe çalışıyor. Rusya‘da çalışan yaklaşık 30 bin Gagauzun Rus vatandaşlığına geçtiği bildiriliyor. Rusya, daha önce Transdinyester’de, Abhazya’da, Osetya’da, Kırım‘da olduğu gibi Gagauzya’da da arzu eden herkese çok büyük kolaylıkla hakkı vatandaşlık veriyor.
Ancak sürekli pompalanan “Rusya olmasa Gagauz Yeri batar” mitine rağmen,Moskova‘nın bahsedilen “ekonomik desteği”nin Gagauz halkına gözle görülür bir faydası yok. Zira esasında Rusya‘nın böyle bir desteği de yok. Moskova, Gagauz Yeri’ne değil, Gagauz Yeri hükümetlerine destek veriyor ve onların eliyle bu küçük bölgeyi yönetiyor. Gagauz milliyetçileri, “Rusya kendi adamlarını yetiştiriyor, sürekli başa getiriyor, onlara her türlü desteği veriyor, arkalarında duruyor” görüşünde.
Bölgedeki en samimi güç Türkiye
Bu tespit Ana Sözü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zanet’in. Zanet, “Türkiye Gagauz halkına çok büyük yardım yapıyor, ancak iç işlerimize karışmıyor. Rusya ise hiçbir yardım yapmadığı halde bütün işlerimize burnunu sokuyor” diyor.
Gagauz Yeri’ne Türkiye‘nin yaptığı yardımlar gözle görülecek düzeyde. Bölgedeki en etkili yardım kuruluşu açık ara farkla TİKA. Gagauz Yeri’nin en önemli sıkıntısı olan içme suyu sorunu, TİKA’nın yardımlarıyla büyük ölçüde çözülmüş durumda.
Gagauz Radyo Televizyonu’nun altyapısının güçlendirilmesinden Atatürk Kütüphanesinin kurulmasına, Komrat Üniversitesi’nin desteklenmesinden Huzur Evi inşasına, Halk Meclisi binasının onarımından statların, hastanelerin tadilatına kadar yüzlerce projede TİKA’nın imzası bulunuyor.
Medyada Rus hakimiyeti
Yapılan bütün yardımlara karşın Türkiye, Gagauz Yeri’nde bir propaganda faaliyeti yürütmüyor. Buna mukabil Rusya propagandasının etkisi çok büyük. Gagauzya merkezli özel televizyonlar, TV2 Komrat, Yeni Ay ve Ayın Açık nadiren Gagauzca yayın yapıyor. Moldovanca yayınları da yok denecek kadar az. Yaptıkları iş, Rus kanallarının naklen yayınını gerçekleştirmek.
Kamu kuruluşu olan Gagauz Radyo Televizyonu’nun (GRT) amacı ise aslında Gagauzca, Moldovanca ve Rusça yayın yapmak. GRT’nin kuruuşundan bugüne kadar her aşamadaTürkiye‘nin desteği var. Moldova hükümeti de televizyonun donanımı için destek vermiş. Ancak son dönemde GRT’nin sadece adı Gagauz. Gagauzca, Rusça ve Moldavanca yayın yapan kanal olarak kurulan televizyonda da hakim dil artık Rusça. İddialara göre, mevcut haliyle bile Gagauzca yayın yapmakta zorlanan televizyonun tamamen Rusça’ya dönüştürme çabaları var. Başkan İrina Vlah ve ekibinin GRT’de “Türkçe yayınların çokluğundan” rahatsız olduğu yazar Zanet, GRT’nin tamamen başkanın kontrolünde ve Rusça ağırlıklı bir kanala dönüştürülmesi için çaba gösterildiğini vurguluyor. Bölgedeki radyolar Moldova, Romanya, Rusya veya Ukrayna merkezli. Gagauzya’ya ait tek radyo GRT FM.
TİKA’nın da destek verdiği Ana Sözü gazetesi, Gagauz dilinde çıkan ilk gazete. 1998 senesinden bu yana yayın hayatına devam ediyor. Ancak Gagauzca bilmeyen Gagauzlar arasında gördüğü ilgi ne kadardır, orası tartışılır. Gazetenin aynı isimli internet sitesi de mevcut. Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Todur Zanet, Gagauz milliyetçisi bir şair ve araştırmacı. Bu yönüyle Rus yanlısı kesimlerin çalışmalarına olumlu baktığı bir isim değil.
İlave olarak yarı Rusça yarı Gagauzca yayın yapan “Hakikatın Sesi” gazetesi, “Meydan” gazetesi ve “Sabaa Yıldızı”, Gagauz dili hem literaturası” adlı dergiler, Rusça ve Gagauzca yayın yapan bazı siteler de bulunuyor. Ancak bu medya kuruluşlarının çok popüler olduğu söylenemez.
-Moldova’nın hiç mi suçu yok?
Bununla birlikte “Türklüklerinin farkında olan Gagauzlar”, bölgede Gagauz dilinin, kültürünün ve geleneklerinin giderek yok olmasında asıl sorumlunun Gagauz halkının kendisi olduğu görüşünde. Gagauz Radyo Televizyonu eski Genel Müdürü Ekaterina Jekova, “Kendi dilimizi bilmiyoruz, çocuklarımıza öğretmiyoruz. Moldova‘nın resmi dilini öğrenmek istemiyoruz. Ancak Avrupa Birliği‘nden, Moldova‘dan, Türkiye‘den yardım istemekten de utanmıyoruz. Bize niye yardım etsinler ki? Kendi dilini bilmemekten utanmayan bir halka niye destek verilsin?” sözleriyle tepkisini dile getiriyor.
Zanet de Gagauzların kendi dilini bilmemesi konusundaki eleştirileri paylaşıyor ancakMoldova‘nın da bu konuda sorumluluk taşıdığını söylüyor: “Moldova hükümetleri Gagauz dilinin yaşaması, gelişmesi için çalışmıyor. Onların isteği de okullarda Rusça yerine Romence eğitim verilmesi. Gagauzcayı kimsenin düşündüğü yok.” Kişinev‘n Gagauz Yeri’ne yönelik politikalarının yanlış olduğunu Moldova‘da da herkes kabul ediyor. ZiraKişinev, 1994 senesinde Komrat’la sorunu çözüp idari özerklik verdikten sonra bölgeyi tamamen Rusya‘nın kontrolüne bırakmış durumda. Gagauzların Moldova devletine entegrasyonu konusunda ciddi çaba gösterilmemiş ve Moldova‘daki bazı siyasi güçlerinRomanya ile birleşme arzuları Rusya‘nın da çabalarıyla Gagauzlarda “yok edilme” korkusu oluşturmuş. Toplam nüfusun sadece yüzde 4’nü oluşturan bir bölgenin ülke genelindeki seçimlerde ve dolayısıyla siyasetin belirlenmesinde çok etkili olmaması ise Kişinev‘in Gagauzya üzerinde çok durmamasına neden olmuş.
Ancak Rusya‘nın saldırganlığının arttığı son dönemde Gagauzya’nın Moldova‘da Batı karşıtlığının merkezine dönüşmesi olasılığı Kişinev‘i uyandırmış görünüyor. MoldovaParlamentosu Başkanı, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Andrian Candu,Kişinev‘in uzun yıllar Gagauz Yeri’ne özel ilgi göstermeyerek hata yaptığını kabul ediyor. Candu, bu ilgisizlik nedeniyle Gagauzların Rusça eğitim gördüklerini, Rusça öğrendiklerini ve doğal olarak kendi geleceklerini Rusya‘ya giderek orada çalışmakta gördüklerini söylüyor.
Kişinev‘in artık bu hatanın farkına vardığını kaydeden Candu, geçen yılın sonlarından başlayarak Gagauz Yeri ile entegrasyon yönünde adımlar atıldığını ve bunun sonuçlarını aldıklarını şu ifadelerle vurguluyor: “Geçen sene ilk kez Gagauz Halk Meclisi BaşkanıMoldova parlamentosuna bir yasa tasarısı sundu. Bu, Moldova Cumhuriyetinin tarihinde bir ilkti. Ben de bütün yurt dışı seyahatlerimde Gagauz Yeri parlamentosu temsilcilerini de götürüyorum. Yani artık Gagauz bölgesi ile işbirliği yönünde ciddi adımlar atıyoruz.Moldova ve Gagauz Yeri parlamentolarından beşer temsilcinin bulunacağı bir çalışma grubu oluşturduk. Bu grup daimi olarak faaliyet gösterecek”.
Candu, “Geç olması hiç olmamasından iyidir” diyor ve ekliyor: “İyi sonuç elde etmek için şansımız yüksek. Evet, Gagauzlar Rusya‘ya yakın olduklarını saklamıyorlar. Ama biz denge oluşturmaya çalışıyoruz. Evet, İrina Vlah Sosyalistler Partisi üyesi ve Rusya ile çok iyi ilişkileri var. Ama biz Batı’da da Gagauzya ve Moldova‘nın tamamı için destek bulmak istiyoruz. Çünkü Avrupa değerleri en küçük grupların bile korunmasını ve entegrasyonunu öngörüyor. Bu anlamda işbirliğinden iyi sonuçlar alacağımıza inanıyoruz”.
Moldova hükümeti, bu yıl ilk kez programına Gagauz Yeri’nin kalkınmasını ve Gagauzlarla entegrasyonu öngören madde ekledi. Aynı zamanda yeni hükümet, Türkiye ile Moldovaarasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasını da en kısa zamanda onaylamayı planlıyor. Kişinev, bu anlaşmanın da Gagauz Yeri ile Moldova arasında bir köprü rolü oynayacağını düşünüyor.
Gagauz Yeri Yönetimi de söz konusu anlaşma konusunda Kişinev‘le hemfikir. Türkiye‘nin Gagauz Yeri’ne desteğinin kendileri için hayati önem arz ettiğini vurgulayan Başkan Yardımcısı Vadim Çeban, Ankara‘nın hem Kişinev‘le hem de Moskova ile Gagauz Yeri arasında köprü olmasını istediklerini belirtiyor.
Türkiye, Gagauzların Kişinev‘le birlikte Avrupa‘ya entegrasyonundan yana. Türkiye‘ninMoldova Büyükelçisi Selim Kartal, Gagauzların Moldova toplumuna daha çok entegre olmasını istediklerini vurguluyor. Büyükelçi ayrıca, Türk özel sektörünün de Gagauz Yeri’ne ilgi göstermesi gerektiğini vurguluyor.
– Gagauz Yeri Kırım olur mu?
Gagauzların bu soruya cevabı kesin değil. Todur Zanet, “Bizi Moldova düşmanı olarak göstermeye çalışıyorlar. Ancak biz Moldova Cumhuriyetinin en iyi vatandaşlarıyız. ÇünküMoldova‘yı bağımsız görüyoruz. Moldova‘nın Romanya‘nın bir eyaleti olmasını istemiyoruz. Bugün Moldova önderleri kendilerini Romanya‘nın bir parçası olarak görüyor. Gagauzya ise bunu istemiyor. Biz istiyoruz ki Moldova bağımsız bir devlet olsun” diyor. Zanet, kendilerini Moldova içerisinde gördüklerini de vurguluyor.
Gagauz Yeri Başkan Yardımcısı Vadim Çeban da böyle bir isteğin söz konusu olmadığı görüşünde. Çeban, “Biz sadece Moldova‘nın bağımsızlığını kaybetmesi durumunda kendi kaderimizi belirleme hakkına sahip olduğumuzu söylüyoruz. Moldova bağımsızlığını kaybederse, biz de bağımsız mı olacağız, başka bir ülkeye mi bağlanacağız, onun kararını vereceğiz. Ama şimdilik ben Rusya‘ya bağlanmanın mümkün olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor. Bölgeyi tanıyan uzmanlar ise Gagauz Yeri’nde karar verici gücün Kremlin olduğununda mutabık. Moskova‘nın hangi anda hangi kararı vereceği belli olmasa da şimdilik bölge uzmanlarının ortak kanaati, Gagauz Yeri’nde Kırım veya Donbass senaryosunun uygulanmayacağı yönünde. Moskova, Moldova‘nın tamamında veya en azından Transdinyester, Gagauz Yeri, Beltsı gibi etkisinin yoğun olduğu bölgelerde “beşinci kol”u güçlü tutmayı tercih ediyor. Yani Gagauz Yeri’ni kendine bağlamak yerine, buradaki etkin gücünü Kişinev‘e baskı için kullanma politikası yürütüyor.