2013-2014 Göç Raporu’na göre Almanya, en fazla göçü yüzde 76,8 oranı ile Avrupa ülkelerinden aldı.
Eğitimli gençler Türkiye’ye dönüyor
Bakan, Romanya ve Bulgaristan’ın 2007’de AB’ye girmesinin ardından bu iki ülkeden gelen göçmenlerin oranında ciddi bir artış olduğunu, buna karşılık sanılanın aksineTürkiye’den gelen göçmen sayısının 2006 yılından bu yana düştüğünü ifade etti. de Maizière, bu bağlamda Almanya’dan göçün en fazla İsviçre ve Türkiye’ye olduğunu belirterek, Türkiye’den Almanya’ya gidenlerin sayısının 2013-2014 yılları içinde 9 bini bulduğunu kaydetti. Bakan, Türkiye’ye göçü tercih eden iki grubun bulunduğunu aktardı: “İlki, Almanya’da uzun yıllar çalışmış ve yaşlılığını Türkiye’de geçirmek isteyen kesim. Hatta İslam Konferansı’nda sosyal kurumları ele almamızın nedenleri arasında bu kesimin ihtiyaçları da yer almakta. İkinci kesim ise burada doğmuş burada büyümüş, iyi eğitimli, ülkeye entegre olmuş, bazıları Alman vatandaşlığına geçmiş Türk kökenli gençler. Söz konusu gençler, genelde Türkiye’de Almanya bağlantılı işler yapmayı tercih etseler de, bu durum her halükarda Almanya’ya için bir kayıptır. Bunun dışında iç politikadaki tartışmalar çerçevesinde bir kez daha altını çizmek isterim ki, Türkiye’den çok, Almanya’dan Türkiye’ye göç olmaktadır ve bu, yeni bir gelişme değildir.”
‘Göç yasası boş bir tartışma’
Alman Bakan bu çerçevede başta kalifiye gençleri ülkede tutmak ve göçmenleri ülkeye çekmek için, bazı kurumların harekete geçirilmesi ve bazı yasaların da efektif hale getirilmesi gerektiğini söyledi. İslam ve göç karşıtı Pegida hareketine de değinen de Maizière, belirli siyasi partilerin bu hareketi bahane ederek Almanya’nın bir Göç Yasası’na ihtiyaç duyduğunu dile getirmesini ise ‘boş bir tartışma’ olarak değerlendirdi.
İçişleri Bakanı, yürürlükte olan yasaların yeterli olduğuna dikkat çekerek, göç eğilimini artırmak için yapılacakları şöyle sıraladı:”Göç konusundaki eksiklikleri gidermek için yeni hukuki düzenlemelere ihtiyaç yoktur. Bunun yerine var olan yasaların en iyi şekilde uygulanması ve kullanılması gerekmektedir. Tanıtımın yoğun bir şekilde yapılması, ülkedeki mesleki ve yüksek öğrenim olanaklarının gösterilmesi şarttır. Ayrıca yüksek öğrenim için gelenleri Almanya’da tutmak için tüm imkanlar hareket