Zaman hepimiz için aktif yaşama zamanıdır. Ekimin 5-ine neredeyse 3 hafta kaldı. Yüzlerce otobüsle Bulgaristan’a, kasaba ve köylerimize gidip, İstanbul’da 130’dan fazla sandık başında durup OY HAKKIMI KULLANMAYA GELDİM!   diyeceğiz. Biz bir iki konu komşu değiliz, yüz binlerceyiz ve istersek çok daha fazla da olabiliriz.

Neriman EralpOY HAKKIMI KULLANMAYA GELDİM! – ne demektir?

 

Önce, ben düşündüm taşındım, kimi seçeceğime karar verdim, seçeceğim ve Sofya parlamentomuza göndereceğim milletvekilimi tanıyorum, kendisine güveniyorum ve oyumu ona vereceğim anlamındadır. Oy alıp satılan bir nimet değildir. Seçime katılma herkesin eşit kullandığı bir haktır. Seçim günü vatandaşların hak eşitliğinin bayram günüdür. Başka bir ifadeyle seçime katılmak her vatandaşın boyun borcudur.

 

İkinci olarak,   bu, seçimimi bilinçli yapmaya geldim anlamındadır. Bilinçli seçim yapmak ise, ben muhafazakârım, ben geleneklerime ihanet etmem, ben geleneklere bağlı kala kala miskinleştim anlamına gelmediği gibi, ilk defa oy kullanıyorum “kısmet”, “ilk taş araba devirmez” anlamında da değildir, daha doğrusu olmamalıdır. Gelenekler geçmişe aittir, kısmet şans işidir, ilk taş da henüz atılmamış olduğundan mazlumdur. Doğrusunu isterseniz, bir kişinin bir yerde durması, bir fikre saplanması, içine düştüğü durumdan kendini kurtaramaması da kişisel saldırıyla kötülenecek bir durum değildir, çünkü içinde bulunduğumuz çok ağır koşulları tek başına oluşturmadığımızdan, bize neden şahsi sitem edilsin ki?!  Bulgaristan gibi ülkelerde “kolektif suç” diye bir şey olmadığından, geçerli olan hep “şeytan aldı götürdü satamadan getirdi…. Asıl suçlular saraylarda yaşıyor ya da ülkeden kaçtılar. Durumu değiştirme şansı elimizdeki seçim hakkını kullanmada, oyumuzda gizlendiği için isabetli seçim yapmalıyız.  Aklınızdan geçen “Nasıl yapalım?” sorusu kulağıma geliyor.

 

B İ R   S I R   A Ç I K L I Y O R U M:

 

Kapalı seçim odasına girmezden önce yapacağınız işler:

1) 18 parti ile 7 sivil koalisyon seçime giriyor. Bunlardan hepsi milletvekili adaylarını listelerinde sıraladı. Örneğin, içinizde Türklük Müslümanlık, hak adalet duygusu ağır bastı “vicdanınız az mı çekti” diye isyan edip başka bir listeye bakmanıza mani oluyorsa. HÖH – DPS listesine bakın. Ha! Sin ilinizden DPS partisi 7 milletvekili adayının ismini ard arda dizmiş. Resimlerini de yapıştırmış. Bu kişilerden

 

da yaşıyoruz, gençlerimiz işsiz, tütüne para vermez oldular, yaşlıların emekli maaşları yetersiz, masraflara yetişemiyoruz derken, yakınmayan, durumun özünü ve dertlerini anlatan kardeşlerime, ağabey ve yengelerime, ana baba ve nene dedelerime küsecek bir durum yok.ç Hatta bu samimiyet içinde endişelenmemize de gerek görmüyorum, çünkü herkes aynı kaderi paylaştığına göre, herkesin el ele verip durumdan çıkmamız gerekiyor. Ne ki, bu el ele vermenin, omuzlaşmanın, yoldaşlaşmanın bir de bireysel boyutu var. İşte bu bireysel boyutlardan biri oy kullanma işidir. Herkes oyunu kendi seçtiği ya da birlikte seçtikleri bir adaya verirken, tek başına, egemen, bağımsız, bilinçli hareket edebilir. Bulınçlı hareket etme işte bu nokrada, milletvekilini seçtiğin anda kendini gösterir.

 

Neriman ERALP

Reklamlar