Dr.Halide ÜMİTFER
Radyo, TV’ler ve günlük basından sonra, Cumhurbaşkanlığına yakın çevrelerin haftalık ağır topu olan “Kapital” gazetesine de demeç veren: US Güney Doğu Avrupa uzman takımından Richard Ran ile Ronald It ikilisinin gözünde bizim eksik yanlarımız şunlardır:
1) Yeraltı doğal zenginliklerimizi özelleştirmemiş olmamız;
2) Taş gazı çıkarma usulüyle doğal gaz ve petrol arama ve çıkarma işlerine yeşil ışık yakmamış olmamız;
3) Her yıl ürettiğimizden daha fazlasını harcamamız;
4) Vergi sistemimizi daha şeffaf bir duruma getirememiş olmamız ve
5) Yasaları daha büyük bir titizlikte uygulamamız.
US uzmanlarının gözünde Bulgaristan’ın eksikleri bunlardır. Ran-It ikilisi, Bulgaristan’da bilinen kişilerdir. Onlar, 1990’da İsviçre’de ofis açtı ve BULGARİSTAN’DA EKONOMİK GELİŞİM VE PAZAR EKONİMİSİNE GEÇİŞ yolunun kilometre taşlarını dikmişlerdi. O günlerden bugünlere 25 yıl, tam çeyrek asır geçti.
Ran-It ikilisinin yukarıdaki konulardaki ikna çabaları:
1) Yeraltı doğal zenginliklerimizi özelleştirmemiş olmamız;
Onlar, Bulgaristan yakıtının % 90’nı Rusya’dan geldiğinden durumu çok kritik
buluyor. Haklı olduklarını kanıtlarken, Ukraynalı iki kaçık ülkeden geçen gaz boru hattını birkaç yerden havaya uçursa ne yapacaksınız? Sorusunu çekinmeden soruyorlar. Devletin özellikle enerji sektöründen el çekmesini istiyorlar.
2) Taş gazı çıkarma usulüyle doğal gaz ve petrol arama ve çıkarma işlerine yeşil ışık
yakmamış olmamızdan yakınıyorlar.
Yabancılara toprak satma kanununda, Mecliste yapılan son oylamadan ve Anayasa Mahkemesince yapılan son düzeltmelerden sonra da, beş yıl Bulgaristan’da yaşamamış bir yabancıya toprak satmak yasaktır. Öteki Avrupa Birliği ülkelerinde yabancılara toprak satmak serbest olsa da, AB üyeliğine rağmen, Bulgaristan bu konuda özel sınırlandırıcı kanunlarını şimdilik bozmuyor. US uzman ikilisinin istek ve önerileri şöyle özetlenebilir:
Bulgar toprağının özelleştirilmesi US topraklarının özelleştirildiği gibi
Yapılmalıdır. Toprak üzerinde tapusu olan mülk sahibi toprağın altındaki tüm doğal zenginliğin de sahibi olduğu gibi, kimseye danışmadan toprak altındaki zenginlikleri çıkarma ve işletme hakkına sahip olmalıdır. Örneklerken, Amerikan petrol sanayinde rekabetin böyle kızıştığını ve US akaryakıt sanayinin böyle inkişaf ettiğini vurguluyorlar.
Bütün Avrupa’da yalnız Fransa ile Bulgaristan’ın topraklarından taş gazı çıkarılmasına karşı olduklarına işaret edip, son dönemde Fransa’nın bazı bölgelerde bu konuda ılımlı davrandığına işaret ederken, Koca Balkan ile Tuna ırmağı arasında (Tuna Ovası’nda) büyük miktarlarda doğal gaz ve petrol bulunduğunu ve bunları işletirsek, Rusya’dan akar yakıt bağımlılığından kurtulabileceğimizi, anlatıyorlar.
3) Her yıl ürettiğimizden daha fazlasını harcamamız;
Az üretip, çok harcadığımızı, buna rağmen çok dış borç yapmadığımızı tespit etmiş olan Ran – It ikilisi, adına DÖVİZ BORDOSU dediğimiz, Bulgar para birimi Levanın Euro’ya karşı sabit kurda kalmasını 20 yıldan beri başarılı sağlayan (1 Euro =1.95 leva) uygulamasına değinirken, bizde işlerin iyi gittiğine, Arjantin’de bu işin patladığını ve çok kötü sonuçlar verdiğine anlatıyorlar. Ran – It ikilisi, kendilerinin önerdiği ekonomik program Bulgaristan koşullarında artık çeyrek asır uygulanırken, bir yere kadar Pazar ekonomisine başarılı geçildiğinin altını çizerken, sanayi ve tarımsal üretimde sürekli azalma ve sıkıntı yaşandığına değinmek istemiyorlar. Onlar, ekonomide tökezleten nedenin rüşvet olduğunu ön plana çıkartıyorlar. Kendilerini haklı göstermek için, 1990’da Bulgaristan’da ücretlerin çok düşük olduğunu, tarımsal tüketim malları bulunmasında sıkıntılar yaşandığını, yakıt bulabilmeninse çok zor olduğunu anımsatıyorlar. Onların kanısına göre, Geçiş Dönemini en başarılı gerçekleştiren Doğu Avrupa ülkelerinden Estonya ile Macaristan’dan sonra, Balkan devletleri arasında ön sırada olan ülkemizin orta konumda olduğunu saptadıklarını ve kanılarında kesin olduklarının altını çiziyorlar. Şimdi AB devleri arasında hayat pahallığı bakımından birinci yerde, ücretler açısından ise, sonuncu yerlerden birinde olduğumuz gerçeği, bu Amerikalı iki uzmanı endişelendirmiyor. Makedonya ve Arnavutluk gibi, Balkan komşularımızla karşılaştırmalarda bulunarak bizim daha iyi durumda bulunduğumuzu belirtiyorlar. Meksika’nın ekonomik ve mali sorunlarını nihayet çözerek, yılda % 6 gibi bir Gayrı Safi Milli Hasıla artışı kovaladığını anlatan US uzmanları, Birleşik Amerika pazarının diş dünyaya açık olduğunu, büyük pazarlara yönelmenin iyi sonuçlar verdiğini kanıtlarken, son yıllarda Yunanistan yoğurdunun US market satışlarında % 50 pazar payına sevindiğine işaret ediyor.
4) Vergi sistemimizi daha şeffaf bir duruma getirememiş olmamız.
Ran – It ekibine göre, Bulgaristan’da uygulanan % 10 gelir vergisi özel sektörde
huzurlu bir ortam sağlasa da, devlet teşvikleri ve kamu yatırımlarının artmasına gem vuruyor. Ülkemizin AP içinde ekonomik yerini ve payını genişletme çabalarına değinen uzmanlar, AB merkezlerinden gelen teşvik paralarının rüşvet mekanizmasının ve mafyanın dişleri arasında kaldığına dikkati çekiyorlar. Diğer Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla Bulgaristan’da daha güvenilir yatırım ortamı oluştuğuna tanık olduklarını gizlemeyen US kalkınma programı uzmanları, 6 aydan beri süren Ukrayna bunalımında Rusya’nın değişik uygulamalarla bu ülkeyi ele geçirme çabaları derinleştiği takdirde bütün bölgeyi uzun süreli bir bunalıma sürüklenebileceğine dikkati çekiyorlar.
5) Yasaları daha büyük bir titizlikte uygulamamız.
Amerikalı uzmanlara göre, yürütme ve yasama işlerinde belirli bağımsızlık aşamasına
erişen Bulgaristan’da adalet sistemi tamamen çalışmıyor. Onların incelemelerinden çıkan sonuçlarda, adalet sistemi bütünüyle rüşvete bağlanmıştır. Bu nedenle, toplumsal adalet bekçisizdir. Can ve mal güvenliği rafa kaldırmış durumdadır. Hukuk dışı yollarla adalet uygulama çabaları kurban almaya devam ediyor. Onların önerileri şudur:
Bu durumun aşılabilmesi için, daha önce aynı sorunları yaşamış bazı başka devlerin pratiğinden yargılanılarak diş ülkelerden, örneğin İsviçre veya İsveç’ten Yargıç getirilmelidir. Bu yargıçlar Bulgaristan’da 6-7 sene çalışarak adil yargı sistemini sağlamalı ve yeni bir pratik yaratmalıdır. Onlara göre, çözüm yollarının en kısa ve en sağlıklı olanı budur.
AMERİKALI UZMANLAR, “Kapital” gazetesine verdikleri demeçte olduğu gibi, TV programlarında ve günlüm gazetelerle söyleşilerinde,
- BULGARİSTAN’DA 2014 Yılında EN ACİL ÇÖZÜM BEKLEYEN
SORUNLARIN BAŞINDA GELEN ETNİK AZINLIKLARIN YAŞAMSAL
SOSYAL VE EKONOMİK ZORLUKLARININ ÇÖZÜM YOLLARINA;
- HER GEÇEN GÜNLE DAHA DA AĞIRLAŞAN İŞSİZLİK PROBLEMİNE;
- EKONOMİK NEDENLERLE TIRMANAN DİŞ VE İÇ GÖÇLERE;
- DİN VE DİL ÖZGÜRLÜĞÜ GİBİ İNSAN HAKLARININ HER YERDE VE
HER ZAMAN UYGULANMASINA;
- ANA DİLİMİZİ KULLANMA, GELENEKSEL YAŞAM ORTAMI VE BİÇİMİ
TAHRİP EDİLMEDEN YAŞAMA GİBİ DOĞAL HAKLARIN ENGELSİZ UYGULANMASINA;
- HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN BÜTÜNSEL UYGULANACAĞI BİR ORTAM
YARATILMASI GİBİ TEMEL SORUNLARA DEĞİNMEMİŞLERDİR.
Bulgar kamuoyu, Riçard Ran ve Ronald It gibi, ömürlerinin yarısından fazlasını ülkemizi izlemekle, analiz etmekle, hükümetlere öneriler sunmakla, Geçiş Dönemi ve Ekonomik Kalkınma Paketleri hazırlamakla geçiren dünya çapında uzmanlardan EKONOMİK ALT YAPIMIZI, ÜRETİM POTANSİYALİMİZİ DEĞİŞTİRECEK, ULUSAL EKONOMİZİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI KAPILARINI AÇAK YENİ ÜRETİMLERLE İLGİLİ ÖNERİLER BEKLEDİ, ne yazık ki beklediğiyle kaldı.
Bu memleketin bu hale gelmesi hep AKIL HOCALARINDAN gelmedi mi?