Musa VATANSEVER

Ahmet Doğan, Bulgaristan Türklerinin haklarını koruyacak bir lider olarak sahneye çıktığı günden beri, bu güveni ve beklentiyi suistimal eden politikalar izledi. Hareketin lideri olarak gösterdiği “hizmetlerin” ardında, esasen kendi çıkarlarını gözettiği gün yüzüne çıktı. Her ne kadar Türkiye’de bazı dernekler ve CHP ona arka çıkmaya çalışsa da bu çabalar onu yok oluştan kurtaramayacaktır.

Doğan, uzun yıllar boyunca bir “joker” gibi Bulgar siyasetinde yer aldı. Ancak, Bulgar halkı ve bilhassa Kırcaali halkı 34 yıl boyunca bu siyasetçinin sözde çabalarının gerçek yüzünü gördü ve taşıdığı sırtlarında ağır yükün farkına vardı. Onun politikaları, sözde Bulgaristan Türklerinin haklarını koruyacak ve toplumu bir araya getirecekti, ancak sonuçlar çok daha farklı oldu. Doğan’ın iktidarda kalma hırsı, onun halkın gerçek ihtiyaçlarını göz ardı etmesine, toplumun bölünmesine ve geri plana itilmesine neden oldu. Türkçe eğitim gibi en temel haklardan dahi mahrum bırakılan bir toplum inşa etti. Zamanla, Bulgaristan’daki Türkler arasında oluşan bu farkındalık, onun “karizma”sının sonunu getirecek güce dönüştü.

Türkiye’deki bazı derneklerin ve CHP’nin Doğan’a destek olma çabası, aslında geçmişte yaptığı hataların bir perdeleme girişiminden öteye geçmiyor. Türk kamuoyunun desteğini kazanmak, Doğan’ın gerçek yüzünü gizleyemez.

Bu destek, Bulgaristan’daki halkın gözünde onu “rezil olmaktan” belki bir nebze kurtarsa da, ona yönelik “yok olma” sürecini durdurmaya yetmeyecektir. Halk, artık Doğan’ın gerçek yüzünü gördü ve bu farkındalıkla yeni bir yol çizmeye hazır.

Doğan’ın Bulgaristan siyasetindeki rolü, artık sona eriyor.

Reklamlar