Ahmet Doğan’ın Türkiye’ye giriş yasağı olduğu halde onun temsilcilerinin Türkiye’ye gelip, üstelik Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) genel başkanıyla görüşmesi, ciddi bir şekilde sorgulanması gereken bir durumdur.

Bu mesele, hem siyasi hem de etik açıdan büyük bir çelişki barındırıyor ve bu konuda cevaplanması gereken kritik sorular var.
1. CHP’nin Atatürk’ün Çizgisinden Çıkması mı?
Eğer bu görüşme bilerek ve isteyerek yapılmışsa, bu durum CHP’nin Atatürk’ün çizgisinden uzaklaştığı yönündeki iddiaları güçlendirebilir. Atatürk, bağımsızlık ve ulusal egemenlik konusunda ödün vermeyen bir liderdi. Türkiye’ye giriş yasağı olan bir kişinin temsilcileriyle görüşmek, bu ilkelere açıkça aykırıdır.
Atatürk’ün mirasına sahip çıkan bir parti, böylesine hassas bir konuda çok daha dikkatli olmalı ve Türkiye’nin çıkarlarına zarar verebilecek temaslardan kaçınmalıdır. Bu tür görüşmeler, partinin misyonuna ve tarihine gölge düşürebilir.

2. Parti Başkanı Kandırılıyor mu?
Eğer CHP Genel Başkanı bu görüşmenin içeriği ve temsilcilerin kimlikleri konusunda yeterince bilgilendirilmemişse, bu başka bir sorunu işaret eder: Parti yönetimi içinde koordinasyon ve bilgi akışı eksikliği. Bir siyasi liderin, böyle kritik bir konuda kandırılması, hem partinin hem de liderliğin güvenilirliğini zedeler.
Bu durumda, parti yönetimi derhal açıklama yapmalı ve bu görüşmenin neden gerçekleştiğini, hangi amaçlarla yapıldığını kamuoyuna net bir şekilde ifade etmelidir.

3. Hainlerin Partisiyle Görüşmek Ne Anlama Geliyor?
Ahmet Doğan’ın geçmişi ve Bulgaristan Türklerine verdiği zararlar ortadayken, onun derebeyleriyle görüşmek, Türk milletinin hassasiyetlerini görmezden gelmek anlamına gelir. Bu durum, Türkiye’ye zarar veren bir figürün dolaylı olarak meşrulaştırılması ve onun etkisinin devam ettirilmesine katkı sağlar.
Bir siyasi parti, özellikle de Atatürk’ün kurduğu CHP gibi tarihi bir parti, bu tür ilişkilere karşı çok daha titiz ve duyarlı olmalıdır. Aksi takdirde, halkın güvenini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

4. Gerçek Hangisi?
Gerçek şu iki seçenekten birine dayanıyor:

1. CHP bilinçli olarak bu görüşmeyi yapmış ve bu da partinin çizgisinden sapmaya başladığını gösteriyor.

2. Parti yönetimi ve genel başkan, bu görüşme konusunda doğru bilgilendirilmemiş ve bir manipülasyona maruz kalmış.
Hangi durum geçerli olursa olsun, her iki senaryo da büyük bir problem teşkil eder. Bu nedenle, CHP yönetimi derhal kamuoyuna açıklama yaparak şu soruları netleştirmelidir:

Bu görüşme nasıl ve neden gerçekleşti?
Görüşmenin amacı neydi?
Ahmet Doğan’ın temsilcileriyle görüşmek, hangi gerekçeyle meşru görüldü?

Hesap Verilmelidir
CHP, Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak, bu tür kritik meselelerde halkın hassasiyetlerine saygı göstermekle yükümlüdür. Bu görüşme, Türk milletinin gözünde ciddi bir şüphe yaratmıştır. Parti yönetimi, Atatürk’ün çizgisinden sapmadığını kanıtlamak ve bu tür olayların tekrarlanmayacağını garanti etmek için adım atmalıdır.
Halkın bu konuda sessiz kalmaması, soru sorması ve açıklama talep etmesi, hem Türk demokrasisi hem de partilerin sorumluluk bilinci açısından büyük önem taşır.

Reklamlar