Ahmet ÇOLAK

Son günlerde Ahmet Doğan’ın siyasi kariyerinin son demlerini yaşadığına dair izlenimler giderek güçleniyor. Tüm sosyal medyada yankılanan bu durum, onun için bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Özellikle Tayyip Erdoğan’ın Doğan’ı desteklediğine dair sahte içeriklerin dolaşması, siyasetin geldiği çürümüş noktanın bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Hatırlatmak gerekirse, Erdoğan’ın ilk cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemlerde Doğan’ın yazdığı sert eleştiriler, zamanla unutulmuş gibi görünüyor. Ancak unutulması, geçmişteki bu sert sözlerin etkisini ortadan kaldırmıyor. Unutulmaz, zira bu dünyada herkes yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorundadır. İlahi adalet, her zaman er ya da geç karşılığını bulur. Ahmet Doğan, geçmişteki duruşunun ve eylemlerinin bedelini ödemek zorunda kalacak gibi görünüyor.

Şimdi ise Erdoğan’a karşı çıktığı zamanlardaki duruşunu göz ardı ederek, onun sesini sahtekarlıkla kullanma çabasına girdi. Bu, sadece siyasi bir çöküş değil; aynı zamanda karakterinin de bir yansıması. Hayat, ne ekersen onu biçersin prensibiyle işliyor. Kaç aileyi ayırdığını, kaç hayatı mahvettiğini düşündüğümüzde, bu eylemlerin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacağı açık.

27 Ekim, Doğan için sadece bir tarihten ibaret değil; belki de siyasi kariyerinin sonunu simgeliyor. Kendi içinde bunu biliyor ve bu gerçek, çırpınışlarını daha da belirgin hale getiriyor. Tüm imkanları seferber etmesine rağmen, bu çabaların sonuca ulaşmayacağını anlaması gerekiyor.

Sonuçta, siyasetteki bu tür çöküşler, sadece bireylerin değil, toplumların da ne denli yaralayıcı olabileceğini gözler önüne seriyor. Artık, “güle güle” demenin zamanı geldi. Ahmet Doğan, geçmişte yaptıklarının ve yanlış hesapların bedelini ödemek zorunda kalacak. Siyasetin adaleti, eninde sonunda kendini gösteriyor.

Reklamlar