Durmuş MUTLU
Ahmet Doğan’ın Bulgaristan’daki rolü sona ererken, arkasında bıraktığı “derebeyler” için de hesap vakti geldi. Yıllarca Doğan’ın gölgesinde Bulgaristan Türklerinin haklarını ve çıkarlarını kendi çıkarları uğruna sömüren bu kişiler, şimdi Doğan’ın yok oluşuyla baş başa kaldılar. Siyasetin, halkın gerçek ihtiyaçlarından uzaklaşıp bir avuç insanın çıkarlarına hizmet ettiği bu düzenin değişmesi artık kaçınılmaz. Halk, sadece Doğan’dan değil, onunla birlikte hareket eden bu güç odaklarından da adaletin hesabını soracak.
Bulgar Partilerinin Yanılgısı: Türkleri Hala Tanıyamadınız
Bulgaristan’daki siyasi partiler, yıllardır halkın güvenini kazanmak için gerçek adımlar atmak yerine, seçimlerde oy satın almak gibi kısa vadeli taktiklerle başarı sağlamaya çalıştı. Bugün de, Delyan Peevski’nin Türklerin oylarını satın aldığına inanarak bir “kurtarıcı” olabileceğini düşünüyorlar. Ancak Bulgar siyaseti, Türk toplumunun ruhunu ve iradesini hala tam anlamıyla
kavrayabilmiş değil. Türklerin bilinçli bir toplum olduğunu, oylarını bir güven karşılığında verdiklerini ve 34 yıldır Doğan’ın etkisinden bile kurtulma cesaretine sahip olduklarını göremiyorlar.
Türklerin Değişmeyen Adalet Arayışı
Türkler, tarih boyunca haksızlıklara karşı sesini yükselten bir toplum olmuştur. 1920’lerde Aleksandr Stamboliyski’ye toplu olarak destek verdiklerinde bile, karşılarında halkın hizmetinde olan bir lider bulmuşlardı. Stamboliyski, Türklerin güvenini boşa çıkarmamış, onların toplumsal çıkarlarını da gözetmişti. Fakat Doğan aynı yolu izlemedi; halkına hizmet etmek yerine, onları kendi çıkarlarına ve Bulgar devletinin taleplerine göre yönlendirmeyi tercih etti. Şimdi ise sahneye Peevski’yi çıkararak Türklerin desteğini kazanmak istiyorlar, ama halkın gerçek hizmet arayışını görmezden geliyorlar.
Peevski’nin Kongredeki Rolü: Türkler Gerçeği Görüyor
Delyan Peevski’nin bu süreçte Türk toplumuna yönelik nasıl bir yol izleyeceği, yaklaşan kongrede netlik kazanacak. Peevski’nin, Doğan’ın izinden mi gideceği yoksa halkın ihtiyaçlarını karşılayan bir lider mi olacağı henüz belirsiz. Ancak Türkler, yılların tecrübesiyle kimin gerçek değer verdiğini, kimlerin ise sahte vaatlerle kendilerini oyalamaya çalıştığını ayırt etme noktasında artık çok daha bilinçli. Bu kez halk, geçmişin acı tecrübelerinden ders alarak, bir çıkış yolu bulmakta kararlı.
Umut ve Direniş: Türkler Kendi Yolunu Çizer
Her ne kadar Bulgar partileri ve derebeyler, halkın iradesini bastırmaya yönelik çabalar sergileseler de Türk toplumu, bu uzun yıllar boyunca güçlü bir direniş sergileyerek ayakta kalmayı başardı. Ahmet Doğan’ın ardında bıraktığı enkaz, Peevski’nin ne tür bir yol izleyeceğini görmek için önemli bir sınav olacak. Halk, bu kongrede kimin gerçek anlamda halkı düşündüğünü, kimlerin ise sadece kendi menfaatlerini ön planda tuttuğunu görmek isteyecek. Türkler, kendilerini sömüren liderlere itimat etmeyecek; onların hedefi her zaman toplumsal adalet ve güvenlik olacaktır.
Artık, Türk toplumu sahte vaatlerin ve boş sözlerin ardında kalmayacak; bu defa, kendi kaderini çizmek üzere yeniden yola çıkacaktır.