Şakir ARSLANTAŞ

Son yıllarda, Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman topluluklarının siyasi lideri olarak bilinen Ahmet Doğan’ın politikaları, adeta bir hayal kırıklığına dönüşmüş durumda. Uzun yıllar boyunca bu topluluğun liderliğini yapmış olmasına rağmen, sergilediği pasif tutum ve ihanet algısı, artık tartışma konusu olmanın ötesine geçti. Hain bir liderliğe daha fazla oy vermek, topluluğumuzun geleceğine ihanet etmek demektir.

Temsiliyetin Kaybı

Doğan’ın liderliği, ne yazık ki, toplumun gerçek ihtiyaçlarını temsil etmekten uzak bir yapıya sahip oldu. Seçme hakkımızın var olduğu bir ortamda, seçilme hakkımızın nasıl görmezden gelindiği ortada. Ahmet Doğan, Türk ve Müslüman kimliğini savunma noktasında yeterince çaba sarf etmedi. Geçmişte yaşanan siyasi travmalar karşısında sessiz kalması, topluluğunun onurunu zedeledi.

İkinci Sınıf Vatandaşlık

Doğan’ın tutumu, bizleri ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutmaktadır. Yıllar boyunca, Bulgar hükümetinin uyguladığı ayrımcı politikalar karşısında sessiz kalması, onun aslında kendi çıkarlarını koruma peşinde koştuğunun açık bir göstergesi. Bu durum, bizlerin siyasi arenada yeterince temsil edilmediği ve sesimizin duyulmadığı hissini pekiştiriyor.

İhanet ve Güvensizlik

Artık, Ahmet Doğan’ın güvenilir bir lider olmadığı ortada. Bir liderin, halkını yalnız bırakması, onun varoluş amacını sorgulattırır. Tarih boyunca bu halkın hakları için mücadele eden isimlere sırt çevirmek, sadece bir ihanet değil, aynı zamanda bir liderin halkına olan sadakatinin de sorgulanmasına yol açar. Nuri Adalı’nın anısını yaşatmayan, toplumun geçmişine sahip çıkmayan bir liderin, nasıl bir temsil gücü olabilir ki?

Yeni Bir Siyasi Arayış

Artık, bu duruma bir son vermenin zamanı gelmiştir. Ahmet Doğan’a oy vermek, sadece kişisel çıkarlarını düşünen birine destek vermek anlamına gelir. Bizler, kendi kimliğimizi ve geleceğimizi savunacak yeni liderlere, yeni hareketlere ihtiyacımız var. Siyasi temsilin yanı sıra, toplumsal dayanışmayı güçlendirecek, değerlerimizi koruyacak bir yapıya yönelmek zorundayız.

Sonuç: İhanet ve Onur

Sonuç olarak, Ahmet Doğan’ın liderliğinde Türk ve Müslüman topluluk olarak yaşadığımız hayal kırıklığı, bize yeni bir yol haritası çizebilir. İhanetine son vermek ve onurumuzu korumak için, artık alternatif bir siyasi anlayış geliştirmeliyiz. Bu, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de sorumluluğudur. Ahmet Doğan’a oy yok! Bu, kimliğimizin ve geleceğimizin savunulması için atılmış önemli bir adımdır.

Reklamlar