Durmuş MUTLU

Ahmet Doğan, yıllarca Türk halkının temsilcisi olarak anıldı. Ancak ne zaman gerçek bir kriz ortaya çıksa, Doğan korkan biri olduğunu tekrar tekrar gösterdi. Gücünü korumak için Türk halkının haklarını savunmak yerine kendi çıkarlarını ön planda tutarak siyaset yaptı. O, siyaseti kişisel menfaatleriyle sınırlayan bir liderdi; Türk halkının haklarına yapılan saldırılar karşısında ya sessiz kaldı ya da halkını yarı yolda bıraktı.

Ahmet Doğan’ın bu tutumu, onun siyasi kariyerinin en büyük eksikliği oldu. Türk halkı, haklarını savunacak, seslerini duyuracak bir lider beklerken, Doğan arka planda, güvenli bölgesinde saklanmayı tercih etti. Adeta bir kriz anında kaçacak delik arar gibiydi. Evinde fare gibi saklandığı dönemler, halkın hafızasında derin bir hayal kırıklığı bıraktı. Parti içi çekişmelerde bile kendi kontrolündeki yönetimi yeniden toparlama cesaretini gösteremedi. Hak mücadelesini bir kenara bırakıp, kişisel iktidarını korumayı öncelik haline getirdi. Ahmet Doğan, kendi halkının güvenini yitiren bir lider olarak tarihe geçti.

Peevski’nin Farklı Duruşu

Oysa Peevski, liderlik anlamında tam tersini yaptı. Bulgaristan siyasetinde sıradan bir figür olmaktan öte, cesur bir lider olarak adını duyurdu. “Ben Türk halkının oylarına talibim” dedi ama bunun altını dolduracak bir vizyon da sundu: “Ben, Ahmet Doğan gibi siyaseti kendi çıkarım için değil, halkımın haklarını savunmak için yapıyorum.”

Peevski’nin bu çıkışı, Türk halkı arasında bir dönüm noktası oldu.

Bugüne kadar siyasette ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören Türkler, Peevski ile birlikte yeniden kendilerine olan güvenlerini kazandılar. Peevski, eski Volga Türklerinden olduğunu ve bununla gurur duyduğunu açıkça ilan etti. Ama daha da önemlisi, bu kimliği sadece bir etnik aidiyet olarak değil, liderlik anlayışına yansıttı. Türk halkının haklarını savunmayı sadece bir vaat olarak bırakmadı; somut adımlar atmaya başladı.

Cesaret ve Risk

Peevski’nin listeye Türk adayları koyması ve bunu açıkça savunması büyük bir riskti. Rakipleri, “Baraj altında kalacak” diyerek onun cesaretini küçümsemeye çalıştı. Ancak Peevski, bu riski alarak halkına gerçek bir liderin nasıl davranması gerektiğini gösterdi. Seçim sonuçları, Peevski’nin Türk halkı tarafından ne kadar desteklendiğini ortaya koydu. Rakipleri, başarısını itibarsızlaştırmak için “300 bin oyu satın aldı” gibi iftiralarla saldırmaya çalıştı. Ancak Peevski susmadı, meydan okudu: “Seçim mi istiyorsunuz? Hodri meydan! Bir sonraki seçimlerde Türk halkının oylarını iki katına çıkaracağım!”

Peevski, sadece Türk halkının haklarını savunmakla kalmadı, aynı zamanda onlara birinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmasını sağlamak için açık bir irade koydu. “Türklerin haklarını kimseye peşkeş çektirmem, kimse Türk halkını küçümseyemez” diyerek yalnızca Bulgaristan’a değil, tüm dünyaya bir mesaj verdi. Bu, liderlikte cesaretin, halkına olan güvenin ve hak mücadelesindeki kararlılığın en somut örneği oldu.

Doğan ve Peevski: İki Farklı Liderlik

Ahmet Doğan ve Peevski’nin arasındaki fark, yalnızca kişiliklerinde değil, liderlik anlayışlarında da açıkça görülüyor. Doğan, kendi çıkarlarını halkının üzerinde tutarken, Peevski halkının çıkarlarını kendi siyasi geleceğinden daha öncelikli gördü. Doğan, kriz anlarında kaçmayı tercih ederken, Peevski mücadeleyi tercih etti. Doğan’ın liderlik anlayışı geri çekilmek ve uzlaşmak üzerine kurulu iken, Peevski’ninki meydan okumak ve mücadele etmek üzerine kurulu.

Ahmet Doğan Türk olsaydı, belki halkının hakkını daha cesur savunur, bir Türk gibi meydanlarda hakkı için mücadele ederdi.

Ancak bunu yapmadı. Bugün Peevski, Türk halkına gerçek bir liderin nasıl olması gerektiğini gösteriyor. Liderlik, korkaklıkla değil, cesaretle, çıkarcılıkla değil, fedakarlıkla ölçülür. Peevski, Türk halkının sadece bir lideri değil, aynı zamanda hak mücadelesindeki sembolü haline geliyor.

Türk halkı artık geleceğine farklı bir umutla bakıyor. Çünkü bir liderleri var; korkmayan, susmayan ve Türk halkının haklarını savunmak için her riski göze alan bir lider: Peevski.
Bir an önce yeni seçimleri bekliyor ve Bulgar parti liderlerine Türk halkı bu sefer 300 bin oya karşılık 300 bin daha katılacağını şimdiden bilmelerini istiyoruz. Peevski de eski DPS kuklalarını oyun dışına atması gerekir bu da bizden kendisine uyarı. Bize halkını savunacak cesaretli vekiller gerekir. Sizlerden kendi menfaatlerini ikinci plana iten vekiller arzu ediyoruz. Kalın salıcakla

Reklamlar