Ahmet Doğan, yıllardır gizli kapılar ardında siyasi oyunlar çeviren bir figür olarak Bulgaristan’ın siyasi tarihine damgasını vurdu. Devlet Güvenlik ajanı olarak geçmişi, çıkar ilişkileri ve siyasi manipülasyonlarıyla tanınan Doğan, sonunda kendi yarattığı “siyasi canavar” Delian Peevski’yi kabul etmek zorunda kaldı. 88 gün süren sessizliğinin ardından Doğan, nihayet Peevski’nin yükselmesinde rol oynadığını itiraf etti. Ancak bu itiraf, asıl sorumluluğu üzerinden atma çabası mı, yoksa gerçek bir öz eleştiri mi?
Doğan’ın son dönemdeki “demokrasi ve adalet” söylemi, inandırıcı olmaktan çok uzak. Bu sözler, kendi çıkarlarını koruma çabasından başka bir şey değil. Çünkü Doğan, kariyeri boyunca hep kişisel menfaatlerini halkın ve ülkenin çıkarlarının önüne koydu. Peevski gibi bir figürün yükselmesi, Doğan’ın siyasi manipülasyonlarının bir sonucuydu ve şimdi bu gerçeği inkâr etmesi mümkün değil.
Bir Yalanın Üzerine Kurulan İmparatorluk
Ahmet Doğan’ın siyasi kariyeri, Bulgaristan’ın karanlık dönemlerinden “yeniden diriliş süreci” olarak adlandırılan, Türk ve Müslüman azınlıklarının zorla asimilasyon politikalarıyla şekillendi. O dönemde Doğan, Devlet Güvenlik servisiyle iş birliği yaparak maaş alan bir ajan olarak görev yaptı. Ancak bu geçmişini gizlemeye çalıştı ve kendisini Bulgaristan’daki Türklerin ve Müslümanların savunucusu olarak sundu.
Fakat gerçek şu ki, Doğan, “demokrasi” ve “adalet” kavramlarını yalnızca kendi çıkarlarına hizmet ettiği zaman gündeme getirdi. Siyasi sahnede hiçbir zaman halkın iradesine saygı duymadı. 34 yıllık liderliği boyunca, kendi çıkarlarına uygun düştüğü sürece, ister sosyalist partilerle, ister mafya yapılarıyla iş birliği yapmaktan çekinmedi. Onun “demokrasi” anlayışı, her zaman kişisel çıkarlarıyla uyumlu olduğu sürece geçerliydi.
Peevski: Doğan’ın Siyasi Ürünü
Doğan, Delian Peevski’nin siyasi kariyerini yaratmakla kalmadı, aynı zamanda onu Bulgaristan’ın en güçlü adamlarından biri haline getirdi. Peevski’yi koruyup kollayarak, onun aracılığıyla siyasi ve ekonomik gücünü pekiştirdi. Ancak bugün, Peevski’nin halk nezdinde yolsuzluk ve çıkar ilişkileri ile özdeşleştiğini gören Doğan, artık onu siyasi bir yük olarak görüyor ve bu yükten kurtulmak istiyor.
Ancak bu, Doğan’ın suçsuz olduğu anlamına gelmez. Peevski’nin yarattığı tahribatın arkasında, Ahmet Doğan’ın doğrudan sorumluluğu var. Yıllarca bu sistemin başında duran ve “siyasi canavarı” yaratıp büyüten bir liderin, bugün çıkıp bu sorumluluktan kaçması kabul edilemez. Onun bugün yaptığı özür, yalnızca kendi siyasi geleceğini kurtarma çabasıdır.
Doğan’ın Sahte Kaderi ve Gerçek Demokrasi
Doğan’ın “demokrasi ve adalet” adına yaptığı açıklamalar, samimiyetten yoksundur. Kendisini bir demokrasi savunucusu gibi sunması, aslında tam bir ironi. Çünkü kariyeri boyunca, Bulgaristan’daki siyasi yapıyı yozlaştıran ve halkın güvenini sömüren bir siyasi tüccar oldu.
Doğan’ın en büyük başarısı, DPS’yi (Hak ve Özgürlükler Hareketi) kendi çıkarları doğrultusunda bir güç merkezi** haline getirmesiydi. Onun için demokrasi, yalnızca bir araçtı. Peevski gibi figürlerin arkasına saklanarak yıllarca sistemi kontrol etti. Ancak şimdi, bu sistemin çöküşünü gördüğü için “demokrasi”yi hatırladı. Ama bu, halkın ona olan güvensizliğini değiştiremez.
Sonuç: Halkın Sırtına Yük Olan Lider
Ahmet Doğan, kariyeri boyunca kendi çıkarları için demokrasiyi bir araç olarak kullandı. Delian Peevski gibi bir figürü siyasi sahneye çıkardı, onu yıllarca korudu ve şimdi bu yükten kurtulmaya çalışıyor. Ancak halk, bu oyunu artık görüyor. Doğan’ın “demokrasi ve adalet” savunucusu gibi görünme çabaları, halk nezdinde samimi bulunmuyor.
Ahmet Doğan’ın siyaseti, Bulgaristan’ın demokratikleşme sürecine zarar verdi. Bugün, halkın karşısında çıkıp özür dilemesi, onun siyasi sorumluluktan kaçma çabasıdır. Ancak artık halk, gerçekleri görüyor. Ahmet Doğan’ın yarattığı sistem çökerken, halk da bu sahte demokrasi savunucularına karşı uyanıyor.
Bu süreçte, Ahmet Doğan gibi figürlerin gerçek yüzleri ortaya çıkacak ve halk, onların kurduğu çıkar düzenini tarihin karanlık sayfalarına gönderecek.