İbrahim SOYTÜRK

Ahmet Doğan, Bulgaristan Türkleri için yıllar boyunca önemli bir simge oldu. Onun liderliğinde, Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) Bulgaristan siyasetinde etkili bir aktör haline geldi. Ancak 34 yıllık bir liderlik sürecinin ardından ortaya çıkan sorulardan biri şudur: Bir lider ne kadar güçlü olabilir ve bu güç, halkın iradesinin üzerinde mi durabilir?

Ahmet Doğan’ı bugünkü konumuna getiren şey, halkın ona duyduğu güven ve verdikleri destektir. Ancak zaman geçtikçe, bu destek sorgulanmaya başlandı. Bir lider, toplumuna ne kadar hizmet ederse etsin, eğer halktan koparsa ve kendini halkın üzerine konumlandırmaya başlarsa, o zaman aradaki bağlar zayıflar. Doğan, halkın bir temsilcisi olarak görevini başarıyla yapmış olabilir, fakat halkın iradesi hiçbir zaman bir kişinin etkisiyle sınırlı kalamaz.

Burada esas mesele, bir liderin ne zaman geri çekilmesi gerektiğini anlamasıdır.

Halk, yıllar boyunca kendisi için çalışan liderleri takdir eder, ancak liderin kişisel çıkarları halkın çıkarlarının önüne geçtiğinde işler değişir. Ahmet Doğan, uzun bir süre boyunca halkın güvenini kazanmış bir figür olabilir, ancak bugün geldiğimiz noktada asıl soru şudur:

Halk mı Ahmet Doğan’a, yoksa Ahmet Doğan mı halka bağlıdır?

Bir başka açıdan bakıldığında, Ahmet Doğan’ın liderliği, bir dönemin ihtiyaçlarına cevap vermiş olabilir. Ancak her dönemin ihtiyaçları farklıdır. Bugün Bulgaristan Türklerinin talepleri, Ahmet Doğan’ın liderliğinin başladığı yıllardan farklı olabilir. Halkın iradesi ve ihtiyaçları değiştikçe, liderlerin de bu değişime ayak uydurması beklenir.

Eğer bir lider bu değişime ayak uyduramıyorsa, halk onun yerine yeni bir yol gösterici aramaya başlar.

Bu noktada, DPS’nin ve Doğan’ın varlığı birbirinden ayrılamaz gibi görünse de, halkın iradesi her zaman ön plandadır. Ahmet Doğan olmadan da DPS, halkın çıkarlarını savunmaya devam edebilir.

Çünkü parti, bir kişiden ibaret değildir. Liderler, halkın taleplerini yerine getirdikleri sürece görevlerini sürdürebilirler. Ancak halkın çıkarlarına aykırı hareket etmeye başladıklarında, o koltuk ne kadar güçlü olursa olsun, halkın gözünde değersizleşir. Halka rağmen siyaset yapılamaz.

Halkın güç dengesi Ahmet Doğan’ın çok üzerinde bir kavramdır.

Liderler değişir, halk kalıcıdır. Dolayısıyla, asıl soru şu olmalıdır: Ahmet Doğan, halkın iradesiyle hareket etmeye devam ediyor mu?

Eğer etmiyorsa, halk her zaman yeni bir yol bulur. Ahmet Doğan’ın bugüne kadar kazandığı başarılarda en büyük etken halkın ona duyduğu güvendir. Fakat güven tek taraflı bir ilişki değildir. Liderin de halkına sadık kalması, çıkarlarını ön planda tutması gerekir.

Bugün halk için önemli olan şey, bir liderin kişisel gücü değil, toplumun ortak çıkarlarının korunmasıdır. Ahmet Doğan olabilir, fakat halk her zaman kendi çıkarlarının peşinden gider. Eğer bir lider bu çıkarları temsil edemez hale gelirse, halk başka bir yol bulur.
Liderler gelip geçer, ama halkın iradesi her zaman kalıcıdır.

Sonuç olarak, Ahmet Doğan’ın halka hizmet etme süreci bitmiş olabilir. Ancak bu, DPS’nin ve Bulgaristan Türklerinin mücadelesinin bittiği anlamına gelmez. Halk, kendi çıkarlarını savunmaya devam edecek ve DPS, halkın desteğiyle yeni liderlerle yoluna devam edebilir.

Çünkü güçlü olan lider değil, halkın iradesidir. Halka rağmen siyasetin yapılmadığını bu 27 Ekim’de hep birlikte göreceğiz.

Reklamlar