Ahmet Doğan Kırcaali’ye Gelirse, Arda Barajı’nın Suları Onu Yutmaya Hazır
Kırcaali halkı, Ahmet Doğan’ın yıllardır süregelen ihanetlerini duydu ama inanmak istemedi. “Bu kadarı da olmaz,” dediler. Fakat artık gerçekler gün gibi ortada ve kaçış yok; hesap zamanı geldi. Neredeyse kırk yıl boyunca başında bulunduğu DPS ile ne Kırcaali’nin ne de Bulgaristan’daki Türklerin sorunlarını çözmek adına gerçek bir adım attı. Verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığı gibi, halkı birbirine düşman etti, kardeşi kardeşe kırdırdı ve toplumu bölerek zayıflattı. O sırada kendisi Sofya’da viskisini yudumluyordu.
Bugün baskıdan şikayet edenler, yıllardır Kırcaali halkına en büyük baskıyı uygulayanlardı.
Ahmet Doğan’ın yönettiği DPS değil miydi bu baskının arkasındaki güç? Ancak artık köylüler de bu oyunları görüyor ve ihaneti fark ettiler.
Bu seçimlerde, ne olursa olsun bu ihanete son verme kararı aldılar.
27 Ekim’de, Ahmet Doğan siyasi bir cenazeye dönüşecek. Halk sessiz kalsa da hiçbir şeyi unutmaz; hesap günü yaklaşıyor. Ahmet Doğan, Kırcaali’ye gelirse, Arda Barajı’nın suları onu yutmaya hazır. Arda’nın derinliklerinde, yıllardır Doğan’ın kötülüklerine maruz kalan halkın öfkesi birikmiş durumda, patlamaya yer arıyor. Kırcaali halkı, onu kendi geleceği, kültürü ve dili için büyük bir tehdit olarak görüyor.
Ahmet Doğan’ın tek gücü halktı, fakat artık yalnız kaldı. Bu günlerin geleceğini tahmin edemedin mi? Viski içerken iyiydi bunlara zaman yoktu…
Halk, yıllardır DPS’nin gölgesi altında ezildi, horlandı, büyük acılar çekti. Bu zulüm, Doğan’ın adamları tarafından yapıldı.
Kimseden ses çıkmadığı gibi sen de bu acıların anlatıldığı sofralarda güldün, eğlendin. Halk için bir mücadele vermediniz. Türkçe eğitimi geri kazandırılmadı, camilerimiz ve vakıflarımız iade edilmedi. Bu konularda Ahmet Doğan, her fırsatta sessiz kaldı, Türk kimliğini yok saydı ve ihanet çemberini genişletmeye devam etti. Devleti parçalara böldü, halktan samimi bir Türkü bile sofraya almadı; sadece kendi derebeylerine imkanları sundu. Şimdi bakalım o yetiştirdiklerin seni koruyabilecek mi? Halk olmadan hiçbir şey olmaz; bunu dünya öğrendi sen de seçim akşamı öğreneceksin.
Kırcaali halkı artık gerçeklerin farkında.
Bu seçimlerde artık hainlere geçit vermeyecek ve oylarını Doğan’ın ihanet dolu siyasetinden esirgeyecekler. Bir kere olsun 34 yılda halkla birlikte bir bayram namazına katılmadın, hep uzak kaldın. Bu yüzden ne Arda Barajı’nın sularını aşabilirsin ne de bu halkın kalbinde tekrar yer bulabilirsin. Sevgi ve nefret ince bir çizgidir; sen o çizgide artık nefret tarafına geçtin.
Bu şartlar altında Ahmet Doğan’ın seçim barajını aşması imkânsız.
Bugün Doğan’ı savunanlara bakmayın; halk sabırlıdır ama tepkisi sert olur. 27 Ekim’de Ahmet Doğan ve çevresi toz duman olacak. Halkın karşısında durabilecek bir güç yok; bu sefer ihanetin bedeli ağır olacak. Arda’nın coşkun suları, Doğan’ın karanlık siyasetini buharlaştıracak kadar güçlü akacak.
Kırcaali halkı, tarihini, kültürünü ve dilini yaşatma mücadelesinde kararlı.
Kaybedilen yılları geri almak için, Kırcaali’nin yeni belediye başkanı Erol Bey, köy köy, mahalle mahalle halkla buluşuyor ve gerçek bir Türk kimliğiyle hareket eden adayları destekliyor. O, Hasan Aziz gibi Bulgar papazlarına bel bağlamıyor; Kırcaali halkı için çalışıyor, yani görevini yapıyor. Kendisine tavsiyemiz kendi bölgesini dolaşsın yeter Hasan aziz gibi Türkiye topraklarına seçim öncesi geçmesin. Seçim sonrası o topraklar daha bereketli olur. Seçim sonrası o toprakları gezmek iyi olur.
Ayrıca Ahmet Doğan’ın ihaneti tarihe gömülecek ve Kırcaali halkı bu uyanışla tarih yazacak. 27 Ekim’de hainler Arda Barajı’na gömülecek. Bu sefer ihanetin bedeli ağır olacak.
Kaçın hainler, kaçın! Arda coşmuş, geliyor!
Ahmet Doğan Kırcaali’ye gelirse, Arda Barajı’nın sularında kaybolacak!
Bizden söylemesi…