Rafet ULUTÜRK
Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlığın siyasi lideri olarak bilinen Ahmet Doğan, 34 yıl boyunca bu topluluğun başında yer aldı. Ancak Türk ve İslam kimliğini savunma noktasındaki pasif duruşu, derin bir hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Halkı ve muhalifleri arasında birçok soru yankılanıyor: Neden halkıyla aynı safta durmadı? Neden Türk kimliğine ve İslamî değerlere sahip çıkmadı?
Bu yazıda, Ahmet Doğan’ın göz ardı ettiği ve halkını yalnız bıraktığı başlıca konuları ele alıyoruz.
1. Ahmet DOĞAN Bayram Namazında Hiç Görülmedi
Ahmet Doğan, 34 yıllık liderliği boyunca bir bayram namazında veya camide halkıyla bir araya gelmedi. Bulgaristan Türkleri için bayramlar, dini ve kültürel açıdan büyük bir coşku ile kutlanır. Halkının liderinin, bu özel ve manevi anlarda yanlarında olmaması, onun topluluğunun manevi dünyasından ne kadar uzak olduğunu ve yalnızca siyasi çıkarlar peşinde koştuğunu düşündürüyor.
2. Türkiye Ziyareti 34 yılda Sadece Bir Kere
Doğan’ın 34 yıllık siyasi kariyerinde Türkiye’ye sadece bir kez gitmiş olması dikkat çekici. Bulgaristan’daki Türklerin tarihsel ve kültürel bağları göz önüne alındığında, bu durum son derece yetersiz. Türkiye ile sağlam bir ilişki kuramayan bir liderin Türk kimliğini savunma konusundaki ciddiyeti sorgulanıyor. Bu bir stratejik hata mı, yoksa kimliğe sahip çıkmayan bir liderin umursamazlığı mı?
3. Bulgar İsimleri Arşivlerde Kaldı
Komünist rejim döneminde zorla değiştirilen Türk isimlerinin geri alınması, Türk topluluğunun en hassas meselelerinden biri. Ancak Doğan’ın bu konuyu gündeme getirmemesi büyük bir ihmal. Hala birçok kişi, zorla dayatılan Bulgar isimleriyle yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Bu mesele, yalnızca isim değil, bir milletin onuru ve kimliği meselesidir. Resen tüm isimler geri verilmeliydi ve arşivlerden kaldırılmalıdır.
4. Nuri Adalı’nın Mezarına Gitmedi
Nuri Adalı, Bulgaristan Türklerinin hak mücadelesinde sembol bir isimdir. Ancak Doğan, ne Adalı’nın mezarını ziyaret etti ne de onun mücadelesine sahip çıktı. Böyle bir liderin, bu kadar önemli bir figürün anısını yaşatmaması, halkıyla ne kadar güçlü bir bağ kurduğunu sorgulatıyor.
5. Vakıf Mallarını Geri Almak İçin Mücadele Vermedi
Osmanlı döneminden kalma vakıf malları, Bulgaristan’da el konulmuş durumda. Ahmet Doğan’ın bu malların iadesi için çaba göstermemesi, halkının kültürel ve tarihi mirasına ne kadar sahip çıktığını gösteriyor. Vakıf malları, bir milletin tarihinin ve kimliğinin taşlarıdır. Doğan’ın bu konuda sessiz kalması, kimliğine ve halkına olan ilgisini sorgulatan bir başka noktadır.
6. Bulgaristan’da Mezarlıklar Hakkında Hiç Konuşmadı
Bir milletin geçmişini ve varlığını simgeleyen mezarlıklar, onun en önemli tapularıdır. Ancak Doğan, Bulgaristan’daki Türk mezarlıkları hakkında da sessiz kaldı. Mezarlıklarına sahip çıkmayan bir lider, halkının geçmişine ve geleceğine nasıl sahip çıkabilir?
7. Türk Dili Hakkında Sessiz Kaldı
Bir milletin en önemli kimlik unsurlarından biri olan dil konusunda da Doğan hiçbir somut adım atmadı. Bulgaristan’da Türkçe eğitimin zayıflaması, onun Türk kültürünü savunma konusundaki yetersizliğinin en açık göstergesidir. Halkını dilinden ve kültüründen koparan bir lider, onları kimliksizleştirmiş olur.
8. Muhbirlik ve İhanet İddiaları
Ahmet Doğan’ın Türk ve İslam kimliğiyle uyuşmayan duruşu, onun bir muhbir olduğu iddialarını güçlendiriyor. Halkının çıkarlarına değil, kendi çıkarlarına hizmet eden bir lider, Türk ve Müslüman kimliğine ciddi zarar vermiştir. Artık Bulgaristan Türklerinin hain Ahmet Doğan’a olan desteğini çekmesinin vakti gelmiştir.
Ahmet Doğan’ın, birçok konuda sorumluluk alması gereken noktalar:
– Binlerce insanın çektiği acılardan dolayı, geçmişteki yönetimlerin ve güvenlik teşkilatlarının DC sorumluluğunu üstlendi,
– Sakskoburgotski hükümetiyle Rusya’nın etkisinin yeniden tesis edilmesini sağladı,
– DPS’nin desteğiyle Sergey Stanişev’in hükümetini kurarak BSP’yi yeniden iktidara taşıdı,
– İki kez Türkleri ve Müslümanları Türk düşmanı ırkçı OKZNİ Başkanı Pırvanov’a oy vermeleri için kandırdı,
– BKP ve DS’nin suçlarını örtbas etmek için arabuluculuk yaptı,
– DS aracılığıyla siyasi mahkumları yurtdışına sürdürdü,
22 yıl önce Ivan Kostov, Ahmet Doğan’ı Bulgaristan için bir lanet olarak nitelendirmişti; bu, maalesef bir gerçek olduğu ortaya çıktı,
Sonuç: İhanet mi, Siyasi Çıkar mı?
Ahmet Doğan’ın 34 yıllık liderliği, ihmal ve ihmalkarlıkla doludur. Camide halkıyla buluşmayan, Türkiye ile güçlü bağlar kurmayan, Dil, isim ve vakıf davalarında sessiz kalan bir liderin halkının çıkarlarını ne kadar önemsediği büyük bir soru işareti. Bu ihmalkarlık, bir ihanet midir yoksa siyasi çıkar mı? Cevabı, halkın iradesi 27 Ekim’de belirleyecek.