Tarih: 01 Aralık 2019
Yazan: Raziye ÇAKIR
Konu: Büyükelçi Bayan Hero Mustafa uykularını kaçırdı.
Son 2 ayda Bulgaristan’da “bir Müslüman kadın ancak bulaşık-çamaşır işi bilir süpürge elinden düşmez, saçını örer, başka bilmez” görüşü eriyip buharlaştı. Yeni atanan Birleşik Amerika Büyükelçisi Bayan Hero Mustafa, Amerikan üniversitelerinin ön sırada gelenlerinde okumuş, üstüne Bulgarca da konuşuyor ve beklenmedik bir aktiflik, bilgelik ve kesin açık tavırlılıkla biçip savuruyor.
Hafta sonu Bulgaristan Batı hayranlığının 1989 ürünü olan Atlantik Kulübü’nde konuştu. Bulgar basını için henüz çetin ceviz olan ve devlet adamları ve siyasetçilerin yorumlamaya dili dönmeyen ağır sorunlardan çıkarak US Büyükelçisi hepsinin yüzüne baka bakan aynen şöyle dedi:
“Amerika Birleşik Devletleri, (devlet görevlilerinden, milletvekillerinden, yüksek yargıçlardan ve başka olmak üzere) dolandırıcı ve rüşvetçi oldukları pazara çıkmış Bulgar resmi yetkililerine yaptırım uygulamaya hazırdır.”
Bayan H. Mustafa, “Suçsuzlarmış gibi davranan Bulgaristanlı hırsızlara ve insan haklarını uygulamayanlara karşı, örneğin “keskin dişleri olan” – 7031 C gibi Amerikan yargı hükümleri araçlarını uygulamak hedefimizdedir.” Dedi.
Amerikan yasalarına göre, “yabancı görevlilerin önemli dolandırıcılık olaylarına karıştığına veya insan haklarının kaba bir şekilde ayaklar altına alındığına ilişkin US Dış İşleri Bakanlığı elinde yeter derecede bilgi ve delil toplandığı hallerde ilgili kişiler ve ailelerine ABD’ye girme yasağı uygulanacaktır.”
Büyükelçinin kanısına göre, “Yasaların üstünlüğüne uymak, uzun sürede Bulgaristan’ın politik ve ekonomik gelişmesi sağlayacağı için yararlı olacaktır.”
Aynı zamanda o, güçlü bir demokrasi için bağımsız medya geliştirmenin şart olduğuna vurgu yaptı.
2019 yılında Bulgaristan bu gibi sinyalleri daha önce de almıştı. Daire alım satımındaki dolandırıcılıklar iktidar partisi GERB’i sarstı ve parçaladı. Başkan Yardımcısı Tsvetan Szvetanov partiden ayrıldı, meclisten çıktı ve Mart ayında yeni bir siyasi parti kuracağını açıkladı. Bulgar yünetiminin üst katlarında dolandırıcılık olduğu – somut örneklerle – ilk önce “Amerika’nın Sesi” radyosundan yayıldı. Toplum, dolandırıcılıkla, rüşvetle mücadelenin sertliğini yeniden hissetti. Rüşvet konusunda AB birincisi olan Bulgaristan işleri yönetip yönlendiremediği için her 11 milyar leva para kaybediyor. Bulgaristan’a kötülüklerin ana kaynağı olarak bakanlar çoğalıyor.
Aynı radyo şimdi de Kırgızistan’dan Duba’ya oradan da Of Schor hesaplara ve ABD’ye 700 milyon US Dolar tutarında bir kaçakçılık olayı hazırladı. Ülkenin gümrük mafyası dalaverenin içindeymiş.
“Transparency İnternational” tarafından yapılan araştırmalardan Avrupa Birliği ülkeleri arasında rüşvetin devleti ve toplumu en fazla boğan ülkenin Bulgaristan olduğunu ortaya çıktı, fakat Bulgaristan yetkilileri tarafından dikkate alınmadı. Bu nedenle olacak ki, Büyükelçi Bayan H. Mustafa “adalet reformu isteyen ve insan hakları için mücadele eden” sivil toplum örgütlerine ve onların etkinliklerine büyük önem verdiklerine işaret etti.
Dünyayı kendi gözleriyle görmek ve uyanıp dirilmek istemeyenlere etkili saptamalar. İstemeden de olsa son 30 yılda farkında olmadan benliğimize bir kelepçe daha takılmış olduğu bilincine varıyoruz. Bizim kendi mantığımızla düşündüğümüzde, Büyükelçi Bayan Mustafa, bahçenize ektiğiniz kazıp suladığını kabak kökenleri bizim bahçeye geçti. Biz çiçekçiyiz. Büyükten Büyük kabaklar çiçeklerimizi eziyor. Ökeni keseceğiz ve kabakları hayvanlara yem edeceğiz, diyor.
Alman “Deutsche Welle” – Almanya’nın Sesi Radyosu Bulgarca yayınında, Bayan Mustafa’nın sert konuşmasını yorumlarken, öncelikle hırsız ve dolandırıcı başı, mafya ve oligarşi babası Hak ve Özgürlükler milletvekili, Ahmet Doğan’ın adamı Delyan Peevski adına işaret ederek, Geçen sene New York’ta hakkında 200 milyon istekle açılan dolandırıcılık davasını anımsattı.
Yerli basın ise, Fransız adalet makamlarının Ahmet Doğan ve yakın dostu Delyan Peevski’den 120 milyon Avro talep ettiğini, bu korumalı kişilerin sıkıştırıldığını yazdı. Besbelli koruma bekliyorlar ki, DPS parlamento grubu şefi Hamid Hamir de birden bire sahnede belirdi ve halkın istemediği yeni Başsavcı ve hırsızlıklarla mücadele işleri komiserler başı olarak meclis kararıyla atanan, eski başsavcı Tsatsarov’a övgüler yağdırdı, “daha iyisini arasak da bulamayız” dedi. Başsavcılığın görevinin hırsızlık, soygun ve rüşvet olaylarını sonradan tespit etmek değil, peşin eylemlerle önlemek olduğunu söylemedi. 30. Yılını acı bir gerçek olarak anımsadığımız ve toplantılarla andığımız 360 bin kişinin vatanından, yerinden, yurdundan kovarken, 78 “DS”li Generalin milyoner olduğuna ve bu kişilerden hesap sorulması gerektiğini de söylemedi. İşlerin dosya açmakla bitmediğini, özellikle hatırlatmak isteriz.
Büyükelçi Bayan Mustafa’nın vurguladığı ama Hamid Hamid’in görmek istediklerinin özünde şöyle bir gerçek var. Şimdiki anayasamıza göre, Başsavcılığı kontrolsüzlük aleminden çıkarıp halk meclisinin kontrolüne ancak bir Büyük Halk Meclisi verebilir. Fakat bu izlek henüz başlamamıştır. Bu durumda, haklarında dava açılan Başsavcı ve savcıların önyargı ve yargılama sürecinden askıya alınması gerekir. Bu ise üçte iki çoğunlukla bu meclis tarafından da yapılabilir. Bu yapılmadan hukukun üstünlüğü ve adaletten söz edilemez.
Son gelişmelerde dikkati çeken bir özellik de şudur: Başsavcı Nikolay Geşev, halkın olan ve değişik devlet ve belediye kanallarından çalınan, gasp edilen, üzerine oturulan paraların toplam miktarının 40 milyar leva olduğunu söyledi. Bu hırsızların listesi ne zaman açıklanacak. Cumhurbaşkanı R. Radev, Of Schor, İsviçre, Lüksemburg, Malta, İngiliz Adaları ve Panama bankalarına çıkarılıp gizlenmiş paraların çıkarılmasını, geri toplanmasını istiyor. Tabii önce vergiden kaçırılan bu paraların geri gelince bir de % 10 oranında vergisi var. Bu işler, Madam Mustafa’nın da bildiği üzere, bir basın toplantısıyla, balık kokusu almış kedileri toplar gibi olmayacak. “Yasak çıkarıp Birleşik Amerika’ya bırakmayız” diyor da, onlar hırsızlık yapanın yakalanınca içeri düşeceğini bildiği gibi, başa gelecekleri zaten biliyor. Benim aklıma gelense şu. ABD polisi bizi hırsızların peşine düğüp bulduğuna el koyarken, bir de bizden “polis hizmeti” parası istemesin!!!
Bizde çalma hastalığı (kleptoman) olanlara hapis cezası yok. Bayan Mustafa “kleptomaniden” söz ediyor demecinde. 2 sene önce Amerika Büyükelçimiz Bayan Elena Poptodorova, Warşova uçak alanındaki “Free Shop” özel parfümler butiğinden çok beğendiği bir “minik şişeyi” çantasına salıvermişti. Değeri “10 bin US Dolar” dediler. Kamaralar olayı kaydetmiş ve biz bir devlet, medya ve özel sözcüler hep bir ağzından “olur mu, olamaz, yanlıştır” desek de, diplomatımızın çalma hastalığı olduğu açıklandı. Ne ki bu hastalık, doğuştan olduğundan ve bizde insanların hepsi doğuştan eşit haklı olduğu için, “çalmış da ne olmuş” fikri ağır bastı. Amerika’ya girme yasağı konması bir hayal. Diplomat Bayan Poptodorova parası pulu olup da çalmaya devam edenlere “vazgeçin bu meraktan, rezil olmak var” bile demiyor.
Aslında bizde iri balıklar için koğuş yok. 1944-1989 yılları arasında Bulgaristan Türkleri ve T.C.deki soydaşlarımızın emeğiyle kurulan tüm tesislerin % 60’ını 1997-2001 yılları arasında satıp savuran ve hatta 15 bankanın suyunu içen Başbakan İvan Kostov ve ekibi de duruşma salonuna girmeden dinleyenlere akıl vermeye hala devam ediyor. Kitap yazıp kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Delyan Peevski ile eski Tarım Bakanı da Mehmet Dikme BULGRTABAC AG satışıyla binlerce aile ocağı söndürdüler. Hatta toplumun işsizler ordusunu yaklaşık 1 milyon kişiyle arttırdılar, fakat burunlarına sivrisinek bile konmadı. Halk patlaması ise o zaman şöyle çözülmüştü:
1985 yılının 14 Haziran günü Fransa ve Almanya sınırı yakınlarında Lüksemburg “Shengen” gölünde “Prenses Mariya Astrid” adli bir geminin güvertesinde, o zaman 10 ülke olan Avrupa Topluluğundan beşi – Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Hollanda ve Fransa, vizeleri kaldırma anlaşması imzalamışlardı. 2000 yılının sonunda Başbakan İvan Kostov Bulgaristan’ın kara listeden çıkarılması ve memnuniyetsizlik kaynayan ülkeden Batıya akma yolu açıp gerginliğe çare ararken, kendisi siyasetten silindi. 19 yıl sonra ekonomik ve mali çöküşten İv. Kostov’un suçlu olduğunu iddia edenler Bulgar toplumunun % 46’sıdır ve yargı yolu açılması istiyorlar.
Bayan Mustafa’nın sözlerini yorumlayanlar Bulgaristan’da rüşvetçilik ve dolandırıcılık metastazla mücadele azmi olmadığını yazdılar. Bulgar yönetimi bu hastalıktan tedavi edilmek istemiyor.
Şimdi soru şudur.
Birleşik Amerika dolandırıcılıkla, dalaverecilerle ve rüşvet babalarıyla mücadelede neden yardım eli uzatıyor? VMRO – İç Makedon Devrim Örgütü gibi pasaport tüccarı hükümet ortaklarının ABD’de yardımlarına sevineceklerine inanmıyorum. Avrupa Birliği’ne üye olurken Bulgaristan’a rüşvet konusunda monituring (izleme) konmuştu ama işe yaramamıştı. Bu yönde başarı elde edilemese de kaldırılmasına isteniyor.
ABD’den Bulgaristan’a gelen ciddi yatırım yok. Amerikan yatırımları Hollanda üzerinden geliyor. Komünistlerin (BKP) yatırımları fa Hollanda üzerinden geliyor. Şu da dikkat çekiyor: Rüşvetçilikle birlikte devlet kurumlarının çalışmaması Bulgaristan’da milli güvenliğin kuyusunu kazıyor. Bu açıdan baktığımızda, dış ülkeden gelen kontrol mekanizmalarına devlet duvarının çatlak olduğunu görüyoruz. Rusya da Bulgaristan’a tank ve füzelerden fazla rüşvet araçlarıyla etkide bulunmayı seçmiştir. Olaylar, rüşvetçiliğin Bulgaristan’da Rusya lehine çalışan bir araç olduğuna örnekler sunuyor.
Medya araçlarına gelince mafya kontrolünde olan 23 radyo kanalı yıllardan beri aynı yönde yayın yapıyor. Gazeteler Rus iradesinin denetimine geçmiş, Bulgaristan’da işler bu alanda da düzelmeye gideceğine, bozuluyor, fikir özgürlüğü sansürlü ülkeler arasında 139’uncu yerde bulunuyoruz.
Bayan Mustafa, yaptırım önlemlerinden söz ederken, Bulgaristan Müslümanlarının haklarından, anadilinde okulu, radyo, TV programları ve basın organları olmadığına vurgu yapmıyor. İnsan haklarını ve hukukun üstünlüğü genel ilkeler olarak savunurken
AB ülkelerinde hukukun üstünlüğünden söz etmek isteyenler azalıyor. Çünkü hukukun üstünlüğünü ve adaleti arayanların davasını bir yumrukta toplamak zorlaşıyor. Faşizmin 70 yıldan sonra Bulgaristan’da da baş kaldırdığını, Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Kr. Karakaçanov ile bir faşist örgüt olduğu Avrupa Konseyi karlarında yer alan NDSB –“ Bulgaristan’ı Kurtarmak İçin Milli Cephe” başkanı Valeri Stoyanov ‘ın halk meclisi başkan yardımcısı seçilmesi geniş tepkilere neden oldu. AB anti-rüşvet komisyonlarının daha aktif çalışması bekleniyor. Savcılığı sunulan araştırma raporları rafa kaldırılmalıdır.
Büyükelçi Bayan Mustafa bu konulara değinmese de, HÖH Avrupa Parlamentosu HÖH milletvekili İlhan Küçük, her fırsatta Brüksel, Strasbur ve TV programlarında bu tehlikeli gidişe dikkat çekiyor ve faşizm tehlikesini lanetliyor.
Bayan H. Mustafa’nın Bulgaristan insan hakları ve adalet mücadelesi sahnesine kararlılıkla çıkması umut doğurdu. Milli azınlık hakları konusunda görüşlerini sabırsızlıkla bekliyoruz. Olayları yakından izliyoruz.
Kendisini kutluyoruz.
Bizi izlemeye devam ediniz.