Şakir ARSLANTAŞ
Tarih: 3 Haziran 2020
Arkadaşlarımın yazdıklarını okudukça, aklıma Ali Baba masalı geldi. 5-6 seneden beri fırsat buldukça oturup anlatmaya çalıştığımız Bulgaristan’da ortamı boş bulanlar servete oturmuş ve 30 yıllık kısır Geçiş Dönemi dediğimiz rezillikler bazıları için hiç de öyle değilmiş.
İşler öyle yön aldı ki, artık “Demagojiye Son!” Başlıklı kitap çıktı.
“Para dolu bavullar”, çantalar, kayıplara karışan milyarlarca Amerikan Dolarları, bulutsuz havadan yağan Avrolar hep bizim oralara düşmüş de biz görememişiz, bizimkiler de görememişler.
Köyüme vardıkça göç ederken genç bıraktığım, artık tespih çekmeye ve vaktini kahvede geçirmeye başlamı akranlarım, tarlalarını kiraya vermiş, yılsonunu bekliyor. Aslında bu iş sosyalizmde de böyleydi. Elimizde aşınan tarlalarımızdan ürettiklerimizin parasını yılsonunda, daha doğrusu Martta alabiliyorduk. Şimdiki rant Babaları sanki Ali Baba gibi, makinalar Türk tarlalarını işliyor, onlar da Avrupa Birliğinden gelen fon paralarını, devlet teşviklerini, alış verişin karını topluyor ve köydeşlerime kırıntı saçıyorlar. Bu işler bir süre daha böyle gider, çünkü bakarsan “alan memnun, satan memnun.”
Fakat Bulgaristan’a artık memnun olmayan bir tabaka var. Paralel devletten besleniyorlar. Arkalarında “oligarşi” var. Oligarşi” nin bizdeki anlamı: Siyasal gücün birkaç kişiden oluşan küçük bir grubun elinde bulunduğu yönetim biçimi. Oligarşi, hükümet anlamı taşımıyor. Çünkü hükumet seçtiğimiz milletvekillerinden oluşan Halk Meclisinden çıkıyor. Meclis ise % 51 çoğunlukla Başbakanı, Bakanlar Kurulunu yani hükümeti seçiyor. Fakat Bulgaristan’da oligarşi (para babaları da diyebiliriz) hükümet içine, bakanlıklara kendi adamlarını sızdırabiliyor ve adamları aracılıyla işleri kendi lehine çevirip istediği şekilde yürütüyor.
Benzetme Ali Baba’nın “Açıl Susam Açıl!” masalını andırıyor. Bulgar haramiler açgözlü. İnsanoğlu doğuştan bencil! Ama maalesef bizimkilerin gözü çok aç, “Ben ne yapacağım bu kadar parayı?” demiyorlar! Soyulan devlet ve halk…
Bulgaristan’da son dönemde işler neden karıştı biliyor musunuz?
Vasil Boşkov adında bir para babası var. Lakabı “kafatası!” Subaşına öyle oturmuş ki hiç sorma, sanki bütün mısır onun değirmeninde kırılıyordu. En karlı işlerinden birisi de, loto-toto, kumarhaneler, gece kulüpleri, elit tabakaya hitap eden fahişe tüccarlığı ve en sonunda da anı kazanç veren her çeşit bilet satışları ve daha birçok “legal” işler hep onun elindeydi. Yıllardan beri ülkemizin en zengini olan ve parası 3 milyar Avroyu bulan Boşkov, bundan 2 ay önce AÇIL SUSAM AÇIL! dedi, ama bu defa DAĞIN KARISI AÇILMADI.
Olay şudur:
Ofisinde çuval dolusu para bulunduran milyarder V. BOŞKOV Bulgar Halk Meclisindeki 240 milletvekiline “240 haramiler” lakabı takmış. İstediği kanunu çıkarda ya da var olan kanunlarda değişikliği yaptırma gücü var. Bu iş için “kiraladığı lobiciye” günde 10 bin leva (5 bin Avro” ödüyormuş. İstediği kanun değişikliği ile kumarhane krallarının Büyük Kralı olmak ve kumar masasından kimseye lokma kaptırmak istemiyordu. Ne olduysa oldu da, bu defa onun dediği olmadı “AÇIL SUSAM AÇIL! Dese de kapı açılmadı yani kanun değişikliği yapılmadı. DAĞIN HAZİNE KAPISI AÇILMADI. Sıkıştırılan Boşkov özel uçağına atlayıp Arap Emirliklerine kaçtı ve oraya yerleştiğini duyurdu.
Bu yazımda “kumar parasının haram olup olmadığını” konu edip tartışmak istemiyorum, çünkü Bulgar oligarşi elitinin bu temsilcisi 2019’da 500 000 000 (beş yüz milyon) leva vergi de kaçırmış. Tabii arkasından “fahişeleri dövdüğü”, bu arada “bazı orospuları öldürdüğü”, “suç örgütü sahibi olduğu” ve “insan kaçırdığı, işkence edildiği” gibi birçok suçlar açıklandı. Dava dosyaları kabarık. Bulgar toprağında zengin adam yatmaz diyenler haklı. Anıtlara bakıyorum hepsi silahlı, asker subay, kafası yarılmış, eli kolu kesilmiş adamlar.
Eskiden bizim zenginler Batıya kaçıyorlardı. Şimdi uçaklar Arağ dünyasına uçuyor. Dünya çok değişti.
Bu arada Boşkov’un her yıl kumardan 2.5 milyar leva kazandığı öğrenildi. “Evrofutbol” oyunlarından da 700 milyon leva ceplemesi kıskananları kudurttu. Bu adam ne kadar güçlü diyenler ayağı kalktı. Son yerel seçimlerde “partilerden birine” 200 milyon leva vermiş, ama hangisine bilinmiyor.
Ne var ki, Bulgaristan’da en zengin kişi olan “kafatası” – “AÇIL SUSAM AÇIL!” dediğinde dağın açılmadığını görünce yani “240 haramiler” dediği Sofya meclis bileşimi onun buyurduğunu yapmayınca kaçmak zorunda kaldı. Meclis de bir defa işe yaradı. Kendi kendime meclise ne oldu da düğmeye basmadı, kumara % 20 ortak olmaktan korktular. Aslında ucunda para olunca iş seçmiyorlardı. Şöyle, Boşkov’un yönettiği ve adına paralel hükümet denen güç tekledi. Arap Emirliklerini boylamak kurtuluş değil. Olayları dikkatle izliyoruz.
Dünya tarihinde de kaçmak kurtuluş olmamış olamaz.
Paylaşınız.
Teşekkür ederim.