Ahmet ÇOLAK

Seçim dönemleri, toplumların yönlerini belirlemek için kritik bir fırsat sunar. Bu fırsat, yalnızca yeni yüzlerin ortaya çıkması için değil, aynı zamanda geçmişteki liderlerin hesap vermesi için de bir fırsattır. Ahmet Doğan’ın 34 yıllık siyasi kariyeri, bu bağlamda sorgulanması gereken birçok önemli soruyu gündeme getiriyor. Bu kadar uzun bir süre boyunca aynı kişi tarafından temsil edilen bir topluluğun, ne kadar kaybettiğini düşünmek zorundayız.

Doğan’ın geçmişteki eylemleri ve duruşu, yalnızca kendisi için değil, Bulgaristan Türkleri için de derin izler bırakmıştır. 17 yaşından beri istihbarat elemanı olarak çalıştığı bilinen birinin, bu kadar uzun bir süre içinde topluma ne tür bir fayda sağladığı sorgulanmalıdır. İsimlerin değiştirilmesi, Türkçe eğitim konuları ve vakıf mallarının korunması gibi kritik meselelerde atılacak adımların neden atılmadığı, Doğan’ın geçmişine ışık tutuyor. Hükümetin yıkılması gerektiğinde neden yıkılmadığı, bunun yerine hangi çıkarların korunduğu soruları, toplumun vicdanında yankılanıyor.

34 yıl boyunca nelerin yapılamadığına baktığımızda, Türk toplumunun maruz kaldığı asimilasyon politikaları ve dil hakları konusundaki ilerlemesizlikler, bu süre zarfında kaybedilen fırsatların bir göstergesidir. Her seçim dönemi, yeni vaatlerle dolup taşıyor; ancak bu vaatlerin ne kadarının gerçeğe dönüştüğü, bir muammaya dönüşüyor. Bu süreçte yaşanan kayıplar, bir liderin sorumluluğu altında göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.

Doğan’ın destekçilerine seslenirken, burada önemli bir uyarıda bulunmak istiyorum: Eğer 34 yıl boyunca sağlanan hiçbir ilerleme yoksa, hala bu kişiye güvenmek neden mantıklıdır? Eğer Doğan’a destek veriyorsanız, aslında onun geçmişteki hatalarına ortak oluyorsunuz demektir. Geleceğimizi belirleyecek bu seçimde, hainlik ve kayıtsızlık arasındaki çizgiyi net bir şekilde görebilmeliyiz.

Bu Pazar, Doğan’a oy verenler, tarih sayfalarına yalnızca bir seçimin sonucu olarak değil, aynı zamanda kendi toplumlarına karşı işlenmiş bir hainliğin parçası olarak geçecekler. Bu, Türk toplumunun geleceği adına atılmış bir adım değil, kaybettiğimiz değerlerin bir yansıması olacaktır.

Sonuç olarak, 34 yıllık bir geçmişin ardından, ahlaki ve siyasi hesapların yapılması kaçınılmazdır. Bugün, Doğan’ı desteklemek demek, geçmişteki hainliklere göz yummak anlamına geliyor. Bu gerçeklerle yüzleşmek ve bu durumu değiştirmek için, her bir bireyin kendi iradesini kullanması son derece önemlidir. Bugün Doğan’a oy verenler, yarın “ben onu desteklemiyorum” deme hakkına sahip olamayacaklar.

Kayıplarımızı telafi etmek ve gerçek bir değişim için, Doğan gibi bir liderin geride bırakması gereken bir geçmişe yer vermemek, hepimizin sorumluluğudur. Oyun haine olanın, yarın “ben bilmezdim” deme hakkı yoktur. Bunu herkes iyi bilsin. Bugün uyarıyoruz; hain Doğan’a bilinçli olarak destek verilecektir. “Bilmezdik” kelimesi artık geçerli değildir.

DOĞANIN HAİNLİĞİN BELGELERİ:
https://www.bghaber.org/bghaber/ahmet-doganin-hainliginin-belgesi/

Reklamlar