Durmuş MUTLU
Ahmet Doğan’ın 34 yıl boyunca Türk halkını temsil ettiği iddiası var, ancak bu uzun süre zarfında yaptığı şeyler ortada. Doğan’ın liderliği boyunca ortaya çıkan tablo, kişisel çıkarlarını halkının haklarının önüne koyduğunu açıkça gösteriyor. Bugün aynı sahnede yalnızca 6 aydır yer alan Peevski’nin yaptıkları ise, liderliğin gerçek tanımını yeniden yazıyor. Daha fazla konuşmaya gerek var mı? Gerçekler ortada.
Ahmet Doğan, liderlik ettiği dönemde Türk toplumunu temsil eder gibi görünse de, bu temsil bir perde arkasında kalmaktan öteye geçmedi. Kendisini her zaman ön planda tuttu. Partisinin kontrolünü kaybettiği günlerde bile halkı için mücadele etmek yerine, kendi rahatını ve statüsünü koruma derdine düştü. Doğan, halkının hakkını savunmayı ikinci plana atan bir lider olarak tarihe geçti.
Oysa Peevski, liderliğinin daha ilk 6 ayında bile Türk halkının hakları için neler yapabileceğini gösterdi. Onun için mesele, halkına hizmet etmekti, kendisini değil. Peevski’nin “Türk halkının oylarına talibim” derken yaptığı işler, Ahmet Doğan’ın 34 yılda yapamadıklarını açıkça gölgede bıraktı.
Ahmet Doğan: Kendi Çıkarları İçin 34 Yıl
Ahmet Doğan, siyasette varlığını sürdürürken, liderliğinin merkezine halkını değil, kendi çıkarlarını koydu. Türk halkının hakları konusunda ciddi bir kazanım elde edemediği gibi, çoğu zaman Bulgaristan siyasetinde bir baskı unsuru olarak bile etkisiz kaldı. Hak mücadelesini güçlü bir şekilde yürütmek yerine, kendi siyasi pozisyonunu korumakla meşguldü. Doğan’ın liderliği, halkını sadece seçim dönemlerinde hatırlayan ve krize girdiklerinde sessiz kalan bir anlayıştan öteye gitmedi.
Doğan’ın 34 yıllık yönetiminde Türk halkı, siyasette yalnızca bir oy tabanı olarak görüldü. Temsilcileri güçlü makamlara taşımaktan, onların haklarını savunmaktan kaçındı. Partisi içinde adalet sağlayamayan bir liderin, topluma adalet vaat etmesi zaten mümkün değildi. Doğan, bir lidere yakışmayan bu tutumuyla Türk halkının gerçek sorunlarını göz ardı etti.
Peevski: Halk İçin 6 Ayda Devrim
Öte yandan Peevski, sadece 6 ayda Doğan’ın 34 yılda yapamadığı kadar ses getirdi. Türk halkının yıllardır beklediği adaleti ve temsili yeniden gündeme taşıdı. Peevski, halkını bir araç olarak görmedi; halkı için risk almayı seçti. Partisinin listelerine Türk adaylar koyarak yıllardır görmezden gelinen bir kesime umut oldu. Üstelik bunu yaparken siyasi kariyerini riske atmaktan korkmadı. Onun cesareti, Doğan’ın korkaklığıyla keskin bir tezat oluşturuyor.
Peevski, Türk halkını yalnızca bir seçim malzemesi olarak değil, hak ettiği değeri görmesi gereken vatandaşlar olarak gördü. “Ben bu halkın oylarına talibim ama bu, onların haklarını savunmak için” dedi. Sadece sözle değil, eylemleriyle de bu duruşunu kanıtladı. Türk halkının ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesine asla izin vermeyeceğini haykırdı. Bu cesur tutumu, kısa zamanda halkına güven ve cesaret aşıladı.
34 Yıl mı, 6 Ay mı?
Ahmet Doğan’ın 34 yılda yaptığıyla Peevski’nin 6 ayda yaptıklarını kıyaslamak bile bir anlamda haksızlık olur. Çünkü Peevski, halk için gerçek anlamda bir liderlik gösterdi. Ahmet Doğan ise halkını arkada bırakıp kendi çıkarlarını ön planda tuttu. Liderlik, yalnızca koltukta oturmak ya da uzun yıllar o pozisyonda kalmak değildir. Liderlik, gerektiğinde halk için bedel ödemek, risk almak ve onların haklarını savunmak için mücadele etmektir.
Ahmet Doğan, kendi konforu ve siyasi geleceği için 34 yılını harcadı. Peevski ise sadece 6 ayda Türk halkına gerçek bir liderlik örneği sundu. Bugün hala Doğan’ın uzun siyasi kariyerine değil, Peevski’nin kısa ama etkili liderliğine bakılarak umutla konuşuluyor.
Sonuç çok net: Doğan, kendisini ön planda tuttu; Peevski ise halkını. Gerçek liderlik, halk için yapılan işlerle ölçülür. Bu ölçüye bakıldığında, Ahmet Doğan çoktan silikleşirken, Peevski cesur bir lider olarak Türk halkının hafızasında yerini alıyor.